Translate.vc / Spanish → Turkish / Fade
Fade translate Turkish
46 parallel translation
Hazle un acercamiento, gira alrededor y luego fade...
Usulca yaklaş ve sonra biz yavaş yavaş...
Y dile a Nancy que- -
Bunu Nancy söyleyebilirim - [fade]
Recuerdo escuchar'Not Fade Away'de los Rolling Stones, en una radio de madera enorme.
Koca ahşap bir radyodan The Rolling Stones'un... Not Fade Away parçasını dinlediğimi hatırlıyorum.
Temporada 5. Episodio 20 : "Fade".
"Görünmez"
El cual es precisamente otro ejemplo de esos objetos focales, pues en "Psicosis" la rejilla mediante un fade-out, se transforma en un ojo que nos devuelve la mirada.
Çünkü, Psycho'da banyo deliği, fade out ile göze dönüşür. Bakış'a geri döner.
De acuerdo, te sientes responsable, ¿ por qué decir la verdad ahora?
Tamam, demekki kendini sorumlu hissediyorsun, neden açıklıkla fade etmiyorsun?
Fade in a Mark ¿ Quién sigue en la oscuridad
Kamera Mark'a döner O hala karanlıkta
"Hope There's Someone" por El Sr. Antony y los Johnsons "Breathe Me" por Sia "Heartbeats" por el Sr. José González y "Fade Into You" por Mazzy Star esta no es una persona, es un banda "Lullaby of Loneliness" por Aaron English y por supuesto, la mejor de las canciones melancólicas "Dust in the Wind".
Bay Antony ve Johnsons'dan "Umarım Biri Vardır" Sia'dan "Solu Beni". Bay José Gonzalez'den "Kalp Atışları" Mazzy Star'dan "Aklım Sende" bu bir kişi değil bir grup... Aaron English'den "Yalnızlığın Ninnisi" ve tabii ki, melankolik şarkıların en iyisi "Rüzgardaki Toz".
# One by one, they all just fade away. # 1x12 - Comparative Religion
# Birer birer hepsi yok olup gidiyor #
Sí puedes si has "petido" o "flejado" dos veces.
Tekrar tekrar etmek, tekrar ifade etmek gibi. İki kere "rar" layıp "fade" edebilirsen yapabilirsin.
Vale. * when you're gone * * all the colors fade * * when you're gone * * no new year's day parade * * you're gone * * colors seem to fade *
Tamam. - Hiçbir şey olmadı.
Estábamos haciendo un exterior y Michael dijo : "Espera, quisiera hacer un fade-in, pero en lugar de un fade-in me gustaría hacer algo diferente, como con niebla o algo así."
Dış mekan çekimi yapıyorduk ve Michael "Bekle, açılma yapmak istiyorum... " ama sadece açılma yerine... "sis gibi bir şey de istiyorum," dedi.
Y noté que desde mi llegada he tratado de escapar de lo que soy y lo que debo ser.
Geldiğimden beri birşeyi farkettim... IBana ne i, fade ettiğinden ve kim olduğumdan sürekli kaçtım.
"Fade to black". ¿ Verdad?
Karartırım. Değil mi?
♪ you're never gonna fade ♪
♪ Asla solmamalısın ♪
Particularmente Neil y su amiga Helen, quien está muerta es un tipo de Fade, es un fantasma, pero está de nuestro lado.
Özellikle Neil ve arkadaşı, Helen, aynı zamanda ölü, bir nevi Solgun-tipli hayalet, ama bizim tarafımızda.
La joven Fade me sigue por todas partes.
Solgun kız beni her yerde takip ediyor.
¿ Una vez que encontremos un Fade pequeño y débil?
Bu daha küçük, zayıf Solgun'u bulduğumuzda?
Ahí está tu Fade, más pequeño y débil, ¿ verdad?
Bu sizin küçük, zayıf Solgununuz, değil mi?
pero ellos siguen siendo asesinados por este Fade Asesino de Angelics.
Ama sürekli bu Angelic katili, Solgun herif tarafından öldürülüyorlar.
Por que su Fade está de pie a tu lado.
Çünkü Solgun'u hemen yanında duruyor.
Eres un Fade, no puedes abrir puertas.
Sen bir Solgunsun. Kapıları açamazsın.
Ahora eres un Fade.
Artık bir solgunsun.
Buscamos al Fade de Paul antes de que ascienda.
Paul'un Solgun'unu yükselmeden önce bulmak için buradayız.
El Fade que te mató... está comiendo carne, y tomando la forma humana.
Seni öldüren solgun canlı eti yiyerek insan etine büründü.
Entonces un chico llamado John, que es del año 1940, y solía ser un Fade, probablemente le enseñó cómo comer carne humana y crear un nuevo cuerpo.
John denen adam... 1940'larda o da bir solgun hayaletti, büyük ihtimalle ona nasıl et yiyip vücut bulacağını öğretti.
¡ Fade atrás, contra derecha!
Geriye, kontra sağ!
Como Charlie Watts reforzó el Bo Diddley en Not Fade Away.
Charlie Watts'ın Not Fade Away'deki Bo Diddley'yi nasıl geliştirdiği.
Not Fade Away, Buddy Holly.
Not Fade Away, Buddy Holly.
# Cuando todos tus miedos se desvanecen
# When all your fears fade
Pírate a tomar por culo.
Fade the fuck out.
Escuché tu demo, "Desvaneciéndome en ti".
Demonuzu dinledim. "Fade into You"
- "Desvaneciéndome en ti".
"Fade Into You". Evet.
♪ uno por uno todos ellos simplemente se desvanecen ♪ Te estoy diciendo, deberíamos haber surgido para el brillo de marca.
♪ one by one they all just fade away ♪ Size diyorum, iyi markalı sim almalıydık.
De acuerdo. Fundido de entrada. Soy Jack Witten.
Jack Witten duyuyorum in Fade.
- = [The Vampires Diaries] = -. : "SO6EO8" Fade Into You? " :.
Çeviri : leper - Cihan KARAKAŞ.
El C-22 está en tu despacho.
d The clock strikes upon the hour d d As the sun begins to fade d d Enough time to figure out d d How to chase my blues away... d C-22 ler ofisinde.
- "Fade to black".
- Fade to Black.
¿ Se ha desvanecido?
Uzak Fade?
"Los Mejores 40 de Menos de 40" de la revista "Fade-In".
Fade ln Dergisi'nin 40'ın altındaki Top 40'ı.
47 tiger x tracer fade.
47 kaplan izci soluna.
Un Fade.
Bir Solgun.
# Y si lo quieres saber... sigo en pie # # Y tú te desvaneciste # # ¿ No sabes que sigo en pie?
â ™ ª you just fade away â ™ ª well don't you know â ™ ª I'm still standing â ™ ª better than I ever did â ™ ª lookin'like a true survivor â ™ ª
O también para quedarse dormido en tu escritorio. ¿ Conoces la letra?
♪ This will not fade away ♪ ♪ we've lived every word we've screamed ♪ ♪ together, hearts in hand ♪
Uno nunca sabe cuando puede aparecer. ¡ Sí!
Neyin ne zaman karşına çıkacağını bilemezsin. # Visage - Fade To Grey #