Translate.vc / Spanish → Turkish / Fala
Fala translate Turkish
76 parallel translation
No si no va en contra de él.
Fala karşı gelmezse değil.
No, está pidiendo demasiado.
Yoo, çok fala şey istiyorsunuz.
Tampoco te escribió.
Sana mektup fala yazmadı.
No necesitaba verlo en tu horóscopo.
- Fala gerek yoktu ki!
- Déjame que lo interprete yo.
Şu fala bakayım.
Adivina, engaña a las personas.
Fala bak, kandır insanları.
¿ Crees en esas cosas?
Fala inanıyor musun?
No me olvidaré ese dìa, no mientras viva envié a Patience con su madre y no habré estado sembrando no mas de otra hora cuando Hugh McCarthy vino corriendo...
Unutacak kadar uzun yaşamadım. Patience'ı annesine gönderdim. Ve henüz fala bir zaman olmamıştı ki
Sé que son reales los vampiros y que cumple una misión sagrada, pero alguien leyó mal las hojas del té, porque no soy su chica.
Gerçek vampirler olduğunu ve kutsal misyonunu anlıyorum, ama birileri fala yanlış bakmış, çünkü aradığın ben değilim.
- Pensé que te gustaría beber algo.
- Bir içki fala içmek ister misin? - Çok isterim ama burada değil.
No tiene que ser un enano. ¿ Entonces por qué lo es?
- Cüce olmak zorunda fala değil. - O zaman niye cüce?
Aunque no lo crean, algunos aún desaprueban la adivinación desnuda.
İster inan, ister inanma, insanlar hâlâ üstsüz fala karşı.
No creo en la clarividencia.
Özür dilerim, fala inanmam.
Creí que le apetecería una copa.
- Bir içki fala içmek ister misin?
- ¿ Fala?
Fala?
Se llama Trentin Fala.
Adı Trentin Fala.
Dijo que Trentin Fala no era miembro de Shakaar.
Söylemiştin Trentin Fala, Shakaar üyesi değildi.
Se pasó toda la ocupación fregando los suelos de una oficina cardassiana en la provincia de Dahkur.
Fala işgal zamanlarını Dakhur İlinde bir Kardasyan kayıt ofisinde.yerleri temizlemekle geçirdi
Planeamos docenas de ataques con la información de Fala.
Fala'nın sağladığı bilgilere dayanarak onlarca saldırı planladık.
Quizá ahora pienses asi pero, créeme, cuando descubras quién mató a Latha, a Fala y quizá a Mobara, no querrás dejárselo a nadie más.
Şimdi böyle hissediyorsun ama bana inan Latha ve Fala'yı kimin öldürdüğünü öğrendiğinde ve belki de şimdi de Mobara'yı Onu başkasına bırakmayacaksın.
Trentin Fala te mostró cómo burlar el sistema de defensa.
Trentin Fala size savunma sistemini nasıl aşacağınızı gösterdi.
Necesita que se las tiren.
Fala ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
No, no damos horóscopos. Lo diré.
Hayır, fala bakmıyoruz.
¿ Crees en las predicciones de los horóscopos?
Fala inanır mısınız?
No quiero que se ablanden mucho.
Çok fala ıslanmasını istemiyorum.
Está un poco clara para transmitir todo el dramatismo.
Daha fazla dramatik göstermek için haddinden fala ışık var gibi görünüyor.
los componentes de H.G. se han hecho cargo de muchos de mis sistemas clave.
HG'nin çok fala bileşeni anahtar sistemlerimden çoğunu ele geçirdi.
Casi no tenemos idea de cómo viven en libertad, qué comen, cómo son sus familias.
Hala bu yaratıkların vahşi doğada nasıl yaşadıklarına dair fala bilgimiz yok ne yerler, ne tür aile yapısına sahipler.
¿ Lee la fortuna?
Fala bakıyor musunuz?
- Hola, Fala.
" - Hola," Fala.
Fala, ¿ adónde dijiste que tenías que llevar el auto de Ricky?
Fala, Ricky'nin arabasını nereye götüreceğim demiştin?
Te diré una cosa, Fala. Yo llevaré el auto a Los Ángeles.
Fala, arabayı Los Angeles'a ben götürürüm.
Tenemos que llevar el coche a lo del amigo del novio de Fala.
Arabayı, Fala'nın erkek arkadaşının arkadaşına götürmemiz gerek.
- ¡ Cici!
- Fala. - Cici.
Respondo a una presión política cortesía del Reverendo Gene Purdy y a un grupo de padres que creen en sus premoniciones.
Peder Gene Purdy ve fala inanan bir avuç ana baba sayesinde ortaya çıkan politik baskı sonucu buradayım.
Predice el futuro.
Çok iyi fala bakar.
( Canción ) Mata más gente el tabaco que los aviones y he perdido el miedo a volar y enciendo la fala de las grandes ocasiones y en las nubes tengo un BMW la Play Station, tu foto y un par de postales escribe donde quiera que estés.
Sigaralar, uçaklardan daha fazla insan öldürüyor. ve ben uçma korkumu yenebildim. Özel günlerde sigara yakarım.
Una hora mas o menos, no más.
Bir saat kadar, daha fala değil.
Hay más de 300 mil aquí.
Burada 300'den fala olmalı. Büyük düşün, bunlarla mülk'e yatırım yapmalısın
Bloody Mary no está detrás tuyo.
Senin peşinde olan Kanlı Mary fala değil.
Srta. Elliot, no puedo soportar esto por más tiempo.
Bayan Elliot, Buna daha fala dayanamayacağım.
Has estado en el hospital demasiado tiempo si sabes cómo funciona la máquina expendedora.
Makinenin nasıl çalıştığını öğrendiysen, hastanede fala uzun kalmışsın demektir.
¿ Es usted adivino?
Fala mı bakıyorsunuz?
Yo sólo uso más del mío.
Ben sadece benimkini daha fala kullanıyorum.
Ha habido demasiadas muertes.
Çok fala insan öldü.
La dejó plantada tres veces.
Onu 3 kere fala aldattı!
Soy Torii Mitsuko.
Sorun çıkarsa fala -
Podremos hablar de cosas.
O zaman daha fala şey konuşuruz.
Era una informadora y quizá fue asesinada porque pasaba información a la resistencia, información que el Shakaar usaba para atacar objetivos cardassianos.
Bu... Bir muhbir olduğu için Fala'nın cinayete kurban gittiği geçerli bir düşüncedir
Que estas ciego?
SEN KOR FALA MISIN?
Conga room. - Fala.
- Conga Salonu.