Translate.vc / Spanish → Turkish / Fido
Fido translate Turkish
157 parallel translation
¡ Bello, ven aquí!
Fido, buraya gel!
- Calma, amiguito.
İyi Fido!
- Fido.
Fido.
Sí. Fido como decían los romanos.
Evet, Fido, Romalılar böyle derdi.
No lo sé aún. ¿ Qué te parece "Fido"?
Bilirsiniz ya, adını henüz bilmiyorum. "Fido" ya ne dersin?
Fido... ¿ Dónde está Fido?
Fido nerede?
Mira, aquí está Fido.
İşte Fido.
Tranquilo, Fido, no te haré daño.
Elimi tut. Yavaşça, fino, kötü bir şey yapmak istemiyorum.
Remolino está a la cabeza. Por la izquierda se acerca... Cuadrúpedo, seguido por Perro de Guerra y Fido.
Kulvarın içinden gelen Whirlwind, ve dış kulvardan da Quadruped geliyor, onları Dog O'War ve Fido izliyor.
Personalmente, le recomendaría coger un cocker spaniel, atar al sospechoso en una silla con un orinal en la cabeza, colocarle la cosa entre dos rebanadas de pan y gritar : "¡ A comer, Fido!"
Şahsen, sana tavsiyem, bir spanyel köpeği bul, şüpheliyi kafasında bir lazımlıkla sandalyeye bağla, sonra da, süslü kürelerinin arasındaki aletini çıkartıp, "Yemek vakti Fido!" diye bağır.
Sigue con el plato fuerte flameado y de postre un parfait pequinés.
"Ana yemek olarak alevli Fido yersiniz." "Tatlı olarak da pekin köpeği parfesi."
- Fido. ( Dinámica de Vuelo )
- Devam et.
- Guía, conforme? Fido? - Vamos.
- Yönlendirme, sende havalar nasıl?
- Fido.
- Fido.
Pequeño- - Trato hecho, Fido.
Seni gidi- -
Así se hace, Fido.
Aferin, Fido.
- FIDO.
- Uçuş Dinamiği.
FIDO, ¿ cómo está la situación?
Uçuş Dinamiği, durum nasıl?
- FIDO, ¿ en qué nos afecta?
- Uçuş Dinamiği, bunun bir zararı olur mu?
Recibido, FIDO.
Tamam Uçuş Dinamiği.
FIDO, avísame cuando estés listo.
Uçuş Dinamiği, hazır olunca haber ver.
- Ni lo pienses chico.
- Beni kışkırtma, Fido.
CRIMEN Y CASTIGO FIDO DOVSTOPERRI
SUÇ ve CEZA Fido Dogstoyevsky
Dada encuentra a Fido.
Dadaizm, köpeklere de bulaştı.
Ven, quiero presentarte a Fido Giovanardi.
Dora. Benimle gel. Seni Fido Giovanardi'le tanıştırmak istiyorum.
- FIDO.
- Hazır.
Luego de ocho manzanas, lo puse en el asiento trasero.
Sekiz blok sonra nihayet Fido'yu arka koltuğa oturttum.
Al centro y al frente, Fido. Enlístate hoy.
En yakın üsse başvurun ve kaydınızı yaptırın.
Fido, luz verde.
Uçuş subayı başla.
Lo sé.
Fido.
Como alguien que sólo se paseaba en su camerino... y trató de servir Fido para la cena.
Birisi onun soyunma odasına girip... yemekte fino servis etmek istemiş.
Respóndeme a esto, Fido.
Şimdi cevap ver Fido.
¿ Fido sabe que su novio atravesará el océano para visitar a su ex?
Fido eski kız arkadaşını görmek için dünyanın öbür taralına gittiğini biliyor mu? Onu arayacaktım.
Cuando trabajaba en el Corral del estéreo de Fido Frank.
Fido Frank'in müzik stüdyosunda.
Localizaré a ese Fido Frank y te conseguiré algo.
Fido Frank ile bağlantıya geçip senin için bir şeyler ayarlamaya çalışacağım.
Bueno, pues encuentra a alguien como Fido Frank.
O zaman Fido Frank gibi olan bir başkasını bul.
Pensé en algo como el trabajo en Fido Frank...
Fido Frank işi gibi bir iş düşündüm...
Y tú, Fido Frank... mi empleador estimado... me corren?
Ve sen, Fido Frank... Benim saygı değer patronum... Beni mi kovuyorsun?
Fido está en casa.
Çomar evde.
Vayámonos de aquí antes de que los dueños extrañen a Fido.
Sahipleri Çomar'ı aramadan önce buradan gidelim.
- Quizá Fido tenía un hermano mayor.
- Belki Çomar'ın abisi vardır?
¡ En el nombre de Roddenberry! ¿ Qué es eso? Fido. ¡ Es Fido!
- Bu Allah'ın belası şey de ne?
Sí, tal vez Fido vio algo.
Evet belki de Fighto bir şeyler gördü.
U n hombre y su perro Fido.
Bir adam ve köpek, nokta.
¿ Qué te parece Fido?
Fido'ya ne dersin?
¡ Calla!
İyi Fido.
- Vamos.
- Fido.
- Non mi fido di Fanny.
Güvenmelisin.
No esta vez, peleador.
Bu sefer olmaz, Fido.
Eso es lo que lo hace tan interesante. Es el lugar con la mayor actividad volcánica.
Uçuş hareket görevlisi veya FİDO bütün manevralardan sorumludur.
- ¿ Fido?
- Çomar mı?