English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Finn

Finn translate Turkish

3,626 parallel translation
¿ Cómo está Finn?
- Finn nasıl?
Todo este tiempo, sabías que Finn iba a morir independientemente de lo que hiciésemos. ¿ Qué es?
Bunca zaman boyunca, ne yaparsak yapalım Finn'in öleceğini biliyordun.
Quiere que Finn muera.
- Finn'in ölmesini istiyor.
¿ Quieres que viva o no?
Finn'in yaşamasını istiyor musun istemiyor musun?
Estamos hablando de la vida de Finn.
Finn'in hayatından söz konusu şu an!
Está dejando morir a Finn.
- Finn'i öldürüyor!
¿ Cómo lo lleva Finn?
Finn nasıl?
Yo solo quería salvar a Finn.
Finn'i kurtarmak istedim, hepsi bu.
Para que conste, no salvaste a Finn. Lo hice yo.
Bilesin diye söylüyorum, Finn'i ben kurtardım ; sen değil.
Ella te necesita, Finn.
Sana ihtiyacı var Finn.
Oiga, ¿ puedo quedarme con la placa de Finn cuando se limpie este sitio?
Hey, burayı temizlediğimiz zaman Finn'in resmini alabilir miyim?
Lillian y Finn pertenecen al McKinley.
Lillian ve Finn McKinley'e aitler.
Con esto y lo de Finn,
Olanlar ve Finn'den sonra
Finn dijo eso.
Finn demişti bunu.
Finn tiene razón.
Finn haklı.
Finn, no deberías estar aquí.
- Finn, burada olmamalısın.
Finn, no la toques.
Finn, dokunma! - Bırak beni.
Finn, tenemos una bomba.
Finn, tek bir bombamız var.
Encuentra a Finn.
Finn'i bul. Hadi.
No crees que Finn y Jasper vayan a lograrlo.
Finn ve Jasper'ın başarabileceğini düşünmüyorsun.
Hey, Finn, espera.
Finn, bekle.
Se acabó, Finn.
Bitti Finn.
¿ Alguna vez has leído "Huck Finn," "Tom Sawyer"?
Huck Finn'in Tom Sawyer'ını okumuş muydun?
No estoy manteniéndome ocupada, Finn.
Meşguliyet bulmuyorum Finn.
Finn, ¿ quieres unirte al grupo?
Finn, gruba mı katılıyorsun?
No creo que eso importe, Finn.
Bence bunun bir önemi yok Finn.
¿ Finn está con ellos?
Finn de onlarla mı?
No he estado con nadie más que con Finn.
Finn'in dışında hiç kimseyle birlikte olmadım.
Así que volvieron todos los cazadores excepto Clarke y Finn.
Clarke ve Finn hariç tüm avcılar geri döndü. Peki.
Esta mañana, solo podía pensar qué fácil sería esto si Finn no... estuviera.
Bu sabah sadece ne kadar kolay olurdu diyordum, Finn şey olsaydı... - Ölmüş.
¿ Dónde están Clarke y Finn?
- Clarke ve Finn nerede?
Bell, ¿ y qué pasa con Clarke y Finn?
- Bell, Clarke ve Finn ne olacak?
Tú no lo viste, Finn.
Onu görmedin sen Finn.
Finn, dime por qué.
Finn, sebebini söyle.
Finn, no podemos vivir en paz con gente que no ha hecho más que matarnos.
Finn, tek yaptıkları bizi öldürmek olan insanlarla barış içinde yaşayamayız.
Finn arregló un encuentro con los terrestres.
Finn, dünyalılarla bir buluşma ayarlamış.
¿ Finn sabe de esto?
Finn'in haberi var mı bundan?
Finn no tiene por qué saberlo y, Bellamy, lleva armas.
Finn'in bilmesine gerek yok ve Bellamy silah da getir.
Solo Finn.
Hayır. Sadece Finn.
Clarke está con Finn, ¿ no?
Clarke, Finn'in yanında, değil mi?
En serio, Finn, estás poniendo mucha fe en un tipo que te clavó un cuchillo.
Cidden ama Finn, seni bıçaklayan bir adama fazla güven duyuyorsun.
¡ Finn, retrocede!
Finn, gelme!
Fueron a matarte, Finn.
Oraya öldürmek için gelmiştiler Finn.
Finn, mira esto.
Finn. Şuna bir bak.
Basándome en esta grabación no puedo decir si la teoría de Finn es correcta y el coche explotó antes de golpear el poste o si ocurrió por el impacto.
Bu video kaydına göre, Finn'in teorisinin doğru olduğunu... ve arabanın direğe çarpmadan hemen önce ya da çarptığı anda... patladığını söyleyemiyorum.
- Parece que Finn y yo vamos a estar aquí por un tiempo.
Sanırım Finn ve ben biraz daha buradayız.
También ayudar a Russell y a Finn.
Russell ve Finn'i kurtarmamıza yardım bile edebilir.
Voy a salir con unas chicas del trabajo y Finn tiene una fiesta de pijamas, así que solo estáis vosotros dos.
İş yerinden kızlar beni dışarı davet etti ve Finn de yatıya kalmanı istiyor yani ikisi de olabilir.
Cálmate Finn.
- Sessiz ol, Finn.
- Hey, Finn.
- Selam Finn.
¿ Finn?
Finn?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]