Translate.vc / Spanish → Turkish / Fis
Fis translate Turkish
776 parallel translation
En ese sobre hay un resguardo de taquilla del bulto que recibimos ayer.
O zarfin içinde dünkü paketi emanetten almana yarayacak fis var.
¿ Quieres un Gin-Fis?
Cin-fiz ister misin?
¿ Un Gin-fis?
Cin-friz mi?
Fish street :
Fiş Sokağı.
¿ En la FIS?
UKT'de mi?
- Quiero fichas por esto.
- Bunun karşılığında fiş istiyorum.
No así se mete en la toma Déjame a mí.
Orası fiş takılacak yer değil. Bana bırak.
- Déme unas fichas, ¿ quiere?
Biraz fiş alabilir miyim?
Me parece que hay que coger un ticket.
Fiş alsam iyi olacak.
¿ Puede darme un ticket, por favor?
Fiş alabilir miyim Iütfen? - Gerek yok.
- La cuenta. Té para uno.
- Affedersiniz, fiş, tek kişilik çay.
Ésa es la lista del libro de Stephens el que encontré en el cajón.
Stephens'in defterindeki fiş çekmecede bulmuştum.
Parece que el recibo y el libro se separaron en algún lugar.
Anlaşılan defter ile fiş ayrı düşmüşler.
¿ Podría rellenar este impreso, señor Oakley?
- Depozito için bir fiş yazabilirseniz. - Ayrıntılar.
Dame más fichas.
Bir balya fiş daha ver.
- ¿ Juegas?
- Fiş vereyim mi?
- Dos fichas.
- İki fiş.
- Siéntese, le daré unas fichas.
- Oturun. Size biraz fiş vereyim.
Usaremos cerillas.
Kibritleri fiş yerine kullanırız.
Apuesto una.
Tek fiş.
Entiendo. Un momento. Mi asistente está haciendo la boleta.
Anlıyorum.Bir dakika Asistanım bir fiş hazırlıyor
- ¿ La boleta?
Fiş?
- La boleta con la valuación.
Evet lisanslı tahmini bir fiş.
¿ Quieres más fichas, Tom?
Fiş almak ister misin Tom?
- Al menos denme un recibo.
- Bana biraz fiş ver.
Fichas de 25 $, por favor.
25 dolarlık fiş lütfen.
Bien, pero ¿ qué tal si parte se paga en fichas?
Tamam, ama bir kısmını fiş olarak versek?
¿ Mi recibo?
Fiş mi?
No me dio recibo pero pagué en efectivo.
Fiş almadım ama peşin ödedim.
- Dame 10 $ en fichas.
- Bana 10 dolarlık fiş ver.
Te cuesta 194.
Sana 194 fiş diyor.
Ciento noventa y cuatro para ti, amigo.
Sana yüz doksan dört fiş arkadaş.
Somos muy amigos.
- Hakla onları! Bu yanlış fiş. - Lazerler hazır
Coge esa gran caja de fichas y tráela aquí.
Şu büyük fiş kutusunu kap ve buraya gel.
- Trae aquí unas fichas. Montones de fichas.
- Buraya fiş getir, bir sürü fiş.
Nunca nos habían dado un recibo antes.
Daha önce fiş vermezlerdi.
Otra vez fue una boleta de empeño de dos brazaletes.
Bir başka sefer, iki bileziğini rehin verdiğini gösteren bir fiş buldum.
Cuarenta y ocho kilómetros de vías, lo siento, amigos, no pueden ganar todos.
30 ton fiş, üzgünüm beyler, fakat hepsini kazanamazsınız.
Tienen carne en cada plato, ¿ y no tienen cupones?
Hepsi etli yemekler ve fiş yok, ha?
Luego te hago un recibo, ¿ vale?
Sana sonra fiş yazarım. Tamam mı?
Vende cigarrillos.
Sigara ve fiş gibi şeyler satar.
¿ Me da un recibo, por favor?
Bir fiş alabilir miyim, lütfen?
Tenía un recibo para que me firmara.
Size imzalatmak istediğim bir fiş vardı burada.
Es por los expedientes.
Fotokopiler için bir fiş.
Dales fichas a à © stos para que puedan jugar.
Herkese fiş ver de, bedava oynayabilsinler.
Quiere un recibo?
Fiş ister misiniz?
Sólo dame una ficha azul de 10 mil, por favor.
Bir mavi 10.000'lik fiş lütfen.
Entra con 10 mil.
10.000 dolarlık fiş.
Compra otros 10 mil.
10.000 dolarlık fiş!
Otros 10 mil.
10.000 dolarlık fiş!
Necesito más fichas.
Daha fazla fiş istiyorum.