English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Fisher

Fisher translate Turkish

2,139 parallel translation
Muy bien, enfócate en ése, Fisher.
Pekala, orada kal, Fisher.
Fischer, busque a Sweets.
Fisher, Sweets'i bul.
Fischer, déjame ver a este hombre.
Fisher, şu adama bakmamızı sağla.
¡ Sr. Fisher!
Bay Fisher!
Lo único que estoy dispuesta a escuchar de usted, Sr. Fisher es "y por lo tanto entrego mi renuncia".
Şu anda senden duymak isteyeceğim tek şey, Bay Fisher... "İstifamı vermeye geldim."
Haré que Fischer lo haga.
Üreticisini bulabilir misin? Fisher bunu yaptı.
Para mí, Fischer es como un agente encubierto.
Benim gördüğüm, Fisher, bir gizli ajan gibi.
No necesito eso, Sr. Fischer. Pero si necesito discreción.
Buna gerek yok, Bay Fisher ama sağduyulu olmanız gerekiyor.
Bien, ¿ qué hay de usted, Sra. Fisher?
Peki, ya siz Bayan Fisher?
Nuestras personas desaparecidas son Julie Fisher... y su vecina Cate Connelly.
Kayıp kişilerimiz Julie Fisher ve komşusu Kate Connelly.
Bueno, su voz estaba en la cinta del 112... y el señor Fisher dijo que la señora Connelly vino aquí para un café.
- Sesi 911 kaydındaydı. Bay Fisher da Bayan Connelly'nin kahve içmeye geldiğini söyledi.
Voy a entrevistar a Gavin Fisher.
- Gavin Fisher'la görüşmeye.
¿ Julie...
Julie Fisher.
Julie Fisher. La mujer que te despidió.
Sen işinden kovduran kadın.
Yo se lo cojo, señora Fisher.
- Ben alırım, Bayan Fisher.
Bueno, nada apunta a Adam Fisher.
Adam Fisher olduğunu gösteren bir durum yok.
Encontramos a su esposa, señor Fisher.
Eşinizi bulduk, Bay Fisher.
Señora Fisher, soy la agente especial Johnson.
Bayan Fisher, ben Özel Ajan Johnson.
Julie Fisher lo vio, y creemos que es como su marca.
Julie Fisher, bu dövmeyi görmüş. Onların markası olduğunu düşünüyoruz.
Bueno, disparó a Julie Fisher por la espalda y la dio por muerta.
Julie Fisher'ı sırtından vurup ölüme terk etti. - Kate'e de öyle mi olsun?
En base a que tenemos un testigo ocular... que te sitúa en la casa de Julie Fisher antes del secuestro.
- Kaçırılmadan önce Julie Fisher'ın evinde seni gören bir görgü tanığına dayanarak.
El marido, Adam Fisher.
- Kocası, Adam Fisher.
¿ Dónde está su marido, señora Fisher?
Eşiniz nerede, Bayan Fisher?
¿ Cuál de vosotras es la señora Fisher?
Hanginiz Bayan Fisher?
¿ Alguna pista de dónde le tocó la lotería a Adam Fisher?
Adam Fisher'a piyango nerede vurmuş, ipucu var mı?
Sí, tengo el coche de Fisher en el Teatro Mayan.
- Hidalgo Sineması'nda Fisher'ın arabası duruyor.
- Uh, Fisher, solo recoge, por favor.
- Fisher, sadece kepçe, lütfen.
¿ Por qué no usar a Fisher y su esperma rebajado?
Neden Fisher'ın indirimli spermlerini kullanmıyorsun?
No, Booth tiene la mandíbula más grande y un cogomático más prominente que Fisher así como una mayor relación entre la anchura de sus clavículas y su ilia.
Booth'un, daha geniş bir çenesi ve belirgin elmacık kemikleri var. ... hem de köprücük ve kalça kemiği genişliği oranı daha belli.
Si te sientes incómodo, Fisher vende su esperma mensualmente, es muy inteligente y...
Rahat değilsen, Fisher spermlerini satıyor o çok akıllı ve...
¿ Fisher?
Fisher mı?
Fi- - Oh, no, tú no tendrás los niños de Fisher.
Hayır, Fisher'ın çocuğunu doğuramazsın.
Fisher dice que esto eliminará la coloración de los huesos.
Fisher, bunun kemiklerdeki boyayı çıkaracağını söylüyor.
Fisher, ¿ alguna vez tomas un momento para olvidarte?
Fisher, hiç kendini bir an unuttuğun oldu mu?
El blanqueador dental fue una excelente idea, Sr. Fisher.
Diş temizleyicisi mükemmel bir fikirdi, Bay Fisher.
Oh, me gusta tu forma de pensar, Fisher.
Düşünme şeklini beğeniyorum, Fisher.
Iba a tener el bebé de todos modos, es decir, con Fisher.
Zaten bu çocuğa sahip olacak, yani, Fisher ile.
NI Derek Fisher, ni Kobe Bryant.
Derek Fisher veya Kobe Bryant değilim.
Investigación Médico-Legal de la Muerte de Spitz y Fisher,
Spitz ve Fisher'ın Ölüm soruşturmalarında Mediko yasalar.
- No hay problema.
Sorun değil, yardımcı Fisher.
- ¿ Qué lo incomoda, Fisher? - ¿ Qué?
Canını sıkan ne Fisher?
¿ Qué pasa, Fisher?
Ne oldu Fisher?
¿ Fisher la mandó?
Fisher mı gönderdi seni?
Incluso usted, Fisher.
- Hatta sen bile, yardımcı Fisher.
Queridos mamá y papá. me he dado cuenta de que todavía estoy enamorada de Jeff Fisher.
Sevgili anne ve baba, hala Jeff'e aşık olduğumu fark ettim.
Hace 4 horas, mi hija, Hayley Smith se fugó con el notorio gandul Jeff Fisher.
Dört saat önce kızım Hayley Smith, azılı aylak Jeff Fisher ile kaçtı.
Repito, la recompensa son 50 mil, a cualquiera que pueda detener la boda de Hayley Smith y Jeff Fisher.
Tekrarlıyorum, ödül 50.000 dolar. i... Hayley Smith ile Jeff Fisher'ın evlenmesine mani olana verilecek.
¿ Tienen dinero los Fisher?
- Fisher'ların parası var mı?
Fisher, ¿ vale?
Fisher, tamam mı?
Israel Fisher.
İsrail Fisher.
Fisher dice que es el ladrón local.
Şerif yardımcısı Fisher buraların hırsızının sen olduğunu söyledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]