English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Ford

Ford translate Turkish

3,297 parallel translation
Era un apasionado historiador del cine amigo de Orson Welles y John Ford.
Tutkulu sinema tarihçisi Orson Welles ve John Ford'un arkadaşı.
Conocen a Ben Johnson un actor habitual en las viejas películas de John Ford.
John Ford filmlerinin müdavimi oyuncu Ben Johnson'la karşılaşırlar.
A primera vista podría tratarse de un western de John Ford pero luego vean lo que pasa.
Bu film ilk başta "Kanun Harici" gibi bir John Ford filmini andırır. Bakın sonra ne olur.
El padrino de Francis Ford Coppola fue la más exitosa actualización de otro género americano de los 30 : ... las películas de gánsteres.
Francis Ford Coppola'nın "Baba" sı 30'ların popüler türü olan gangster filmlerini yüceltir.
Después de John Ford es el cineasta más centrado en paisajes que ha aparecido hasta ahora en nuestro relato.
Hikayemizde, John Ford'dan sonraki en önemli manzara sinemacısı odur.
Francis Ford Coppola se llevó al director de fotografía Storaro para Apocalypse Now.
Francis Ford Coppola, "Kıyamet" için kameraman Storaro'yu ikna eder.
Coincidió con un tal Marcus Ford, ex Fuerzas Especiales.
Eski bir özel kuvvetler keskin nişancısına ait çıktı. Marcus Ford.
Ford tiene un campo de tiro en Long Island.
Long Island'da bir atış poligonu varmış.
Para investigar a Ford y preparar el interrogatorio.
Ford'u biraz araştıralım. Sorgu için hazırlık olsun.
Nuestros agentes encontraron todo un arsenal en su polígono, Sr. Ford.
Poligonunuzda büyük bir cephane deposu bulduk Bay Ford.
Las armas de Ford no coinciden. ¿ Y?
- Ford'un hiçbir silahı kurşunla uyuşmuyor.
Ford no fue.
- Adamımız Ford değil.
El francotirador es cliente del polígono de Ford.
Demek ki, katilimiz Ford'un bir müşterisi.
Quizá Ford nos ayude a atraparlo.
Bir ihtimâl Ford, bu herifi yakalamamızı sağlayabilir.
Sr. Ford, le pido disculpas.
Bay Ford. Özür dilerim.
¿ Tom Ford salvó a Gucci de la quiebra?
Tom Ford, Gucci Evi'nden vazgeçti mi?
Es como un Ford Focus RS de alguna forma...
Bazı yönlerden biraz Ford Focus RS gibi.
Quizás manejes por Wednesbury, en un día frio de noviembre en un Ford Focus...
Bir Ford Focus'la soğuk bir kasım günü Wednesbury'ye gidiyor olabiliriz.
Como todos sabemos, en la película original Steve McQueen manejó un Ford Mustang de 1968
Orjinal filmden bildiginiz gibi Steve McQueen 1968 Ford Mustang kullanıyordu.
Y tiene algunos controles de Ford, lo que no es aceptable en un auto que cuesta unas 200 mil libras
eger almak istiyorsanız yaklaşık 200.000 sterlin fiyatındaki araçları sormalısınız.
Le puso un carburador trucado al Ford.
Ford'a güçlendirilmiş bir karbüratör taktı.
Es un Rumbleseat Roadster, un Ford V8.
Üstü açılabilen çift kişilik bir spor araba. Ford V8.
Sí, Olivetti es dueño de una camioneta pick-up Ford.
Olivetti'nin üzerine kayıtlı Ford marka bir kamyon var.
Camioneta pick-up Ford desaparecida...
Kayıp Ford kamyon...
- ¿ De la camioneta Ford?
Kamyondan haber var mı?
LUKE FORD ESCRITOR más o menos desde la caída de 1995 hasta la caída de 2007.
1995 sohbaharından 2007 sonbaharına kadar.
- Betty Ford tiene tarifa grupal.
- Betty Ford'un dereceli bir grubu var.
Mira, Ford.
Ford, bak.
¡ Ford, rápido, ayúdame a guardar la cabeza!
Ford, çabuk ol. Başı torbaya koymama yardım et.
Ford detenlo.
Ford, kapat şunu!
Ford, toma una muestra.
Ford, örnek al.
Ford, ven acá.
Ford, gel buraya.
- Ford, ve allá. ¿ Qué sucede allá?
Ne oluyor orada.
¡ Ford, ayúdame!
Ford, bana yardım et.
¡ Ford!
Ford!
¿ Cómo está Betty Ford?
- Öyle mi? Betty Ford nasıl?
Cuando trabajé en Ford Motor Company, había un período de prueba de 90 días.
Ford için çalıştığım dönemde, şirkette 90 gün deneme süresi vardı.
Ford lo pensó así :
Ford şöyle düşünüyordu :
Si Ford Motor Company espera 90 días para entregar los beneficios laborales ¿ por qué no las mujeres?
Madem Ford avantaj paketini sunmak için 90 gün bekliyor, kadınlar neden beklemesin?
Igual a Harrison Ford, ¿ no?
Harrison Ford, ha?
Es como el próximo Tom Ford. Estrella de Parsons..
Bir sonraki Tom Ford gibi.Londralı, Parsons'ın yıldızı.
Y se convirtió en Betty Ford.
Ve sonunda Betty Ford oldu.
Traje a Luke Ford conmigo.
Luke Ford'la birlikte geldik.
El Ford Luke?
Şu tanıdığımız Luke Ford mu?
El Luke Ford.
Ta kendisi.
Soy Luke Ford.
Ben Luke Ford.
Con todo respeto, señor Ford, pero mi difunta esposa ya hizo ese milagro.
Söylediklerinizi saygıyla karşılıyorum Bay Ford ama vaat ettiğiniz mucize benim hayatımda zaten gerçekleşti.
Sr. Ford, agradezco haberse tomado el tiempo de venir por aquí, de verdad.. Si alguna vez hubo un hombre al que quise interpretar fue Jubal,
Bay Ford, zaman ayırıp buraya geldiğiniz için gerçekten minnettarım eğer bu dünyada Jubal'ı biri oynayacak olsaydı, bu siz olurdunuz.
Buenas noches desde el centro Ford de la Universidad de Mississippi en Oxford.
Ford merkezinden iyi akşamlar Mississippi üniversitesi Oxforddayız 3 konunun en önemlisiyle burdayız
Marcus Ford no nos ayudó en nada.
Marcus Ford'tan bir şey alamadık.
- Estoy bien.
Ford, oraya git.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]