Translate.vc / Spanish → Turkish / Fotograf
Fotograf translate Turkish
25,050 parallel translation
No se puede ser fotografiado.
Fotoğrafımızın çekilmesi yasak.
Si cuelgo esa fotografía en el hospital... ganaría mucho dinero, ¿ verdad?
Fotoğrafı hastaneye assaydım bir sürü para kazanırdım, değil mi?
Cualquier periodista que se precie va a fotografía lo vacía que es todo esto.
Herhangi bir gazeteci buranın nasıl boş bir şey olduğunun fotoğrafını çekecek.
IEEE HITO EN INGENIERÍA ELÉCTRICA Y COMPUTACIÓN Esta fotografía de algunos de los científicos involucrados... se tomó en este mismo momento.
İçerisinde birkaç tane bilim insanı bulunan bu fotoğraf, o anda çekilmiştir.
Con la esperanza de evitar una nueva ola de enferma curiosidad... no mostraremos una fotografía de Nikki con vida... sino sólo un sitio que le gustaba de la casa.
Hasta ruhlu yeni bir meraklılığın önüne geçmek için Nikki hayattayken çekilmiş bir fotoğrafını bile göstermiyor ve sadece evde beğendiği bir yeri gösteriyoruz.
Buscaré a Mantequilla de Maní. Para que se tomen una foto con él para la tarjeta de Navidad.
Nutterbutter'ı bulabilirsem gelecek Noel için onunla da fotoğrafınızı çekeyim.
Ma, no nos vamos a tomar una foto con el gato.
Anne, kediyle fotoğraf çekilmeyeceğiz.
Resulta que, cuando lo resolvieron la primera vez, la fórmula estaba por detrás de uno de mis selfies.
Denklemi ilk çözdüklerinde formül, kendimi çektiğim fotoğrafın arka planında çıkmış meğerse.
Aparentemente hay una foto de usted siendo izada desde el barranco.
Görünüşe göre çukurdan yukarı doğru çekilirken fotoğrafını çekmişler.
Sí, Luce, tienes que hacerle una foto si alguna vez le conoces.
Evet Luce eğer onunla görüşebilirsen bir fotoğraf çekmelisin.
Debí tomarme una foto con él.
Keşke onunla fotoğraf çektirseydim.
La evidencia es clara.
Elimde dördünüzün de çok tatlı çıktığı bir fotoğraf var.
Vi tu sonrisa más brillante a través de esta foto.
Bu fotoğraf sayesinde en güzel gülüşünü görebildim.
- ¿ Otro?
- Fotoğraf mı?
Ustedes dos se volvieron locas por una sola foto con nosotros, mientras que ustedes pelianban un poco por algún otro chico.
İkiniz de başka bir adam tarafından kandırılırken bizim bir fotoğrafımızı görüp deliye döndünüz.
Papá, haznos una foto abrazando a mamá.
Baba, anneme sarılırken bir fotoğrafımızı çeksene.
Enviarle una foto comiéndolo.
Dondurma yerken fotoğrafımızı gönderelim ona.
Han estado tomando fotos en todas las mesas menos las nuestra.
Bizimkisi dışında her masada fotoğraf çektirdiler.
Puedo conseguirte una foto firmada.
Sana imzalı fotoğraf verebilirim.
Hay muchísimas personas hermosas en esas paredes.
Duvarında bir çok güzel insan fotoğrafı vardı.
Y he visto su foto en facebook, no es buena.
Facebook'ta kadının fotoğrafını gördüm.
Le puse una foto del culo de Nicki Minaj en una cinta y le veía perseguirlo todo el día.
Koşu bandına Nicki Minaj'ın poposunun fotoğrafını koydum ve kovaladı durdu.
De hecho eso es un medallón con una foto de mi abuela.
O aslında anneannemin fotoğrafının olduğu bir madalyon.
Como la forma en la que a Danny le gusta que sea sexy es riéndole las gracias o llevando una camiseta diminuta, o enseñándole fotos de cerca de mis partes.
Esprilerine gülerim, hoş gömlekler giyerim veya vajinamın fotoğrafını atarım.
¡ Esto es por enseñarme fotos de tu cosita!
Bana kukunun fotoğrafını gösterdiğin için!
Es una foto muy bonita.
- Harika bir fotoğraf.
En esta versión, Grace usó su verdadero nombre. Y una foto.
Bu versiyonda, Grace gerçek ismini ve fotoğrafını kullanmış.
¿ Por qué me muestras una foto de Blaine?
Neden bana Blaine'in fotoğrafını gösteriyorsun?
Qué fue el primero en responder el 9 / 11, o que fue reclutado por los Halcones Marinos pero se rompió la rodilla antes de haber jugado.
9 / 11 karakolunun telefon görevlisiymiş de Deniz Kuvvetlerinde askere yazılmışmış da dizini fotoğraf çekmeye çalışırken sakatlamış gibi şeyler işte.
¿ Tiene fotos más recientes de Vic? ¿ Tal vez de cuando estaba en servicio o luego de regresar?
Vic'in askerlik veya sonrasına ait fotoğrafı var mı?
Esa es una buena foto de mi culo.
Bu gayet güzel bir fotoğraf olmuş.
¿ Cuántas fotos de Major tenía por casa?
Ben evdeyken Major'ın kaç fotoğrafını çektin?
Tomamos este ángulo de ayer
Bu açının fotoğrafını dün çektik.
Aparecerás en la foto de familia, así que saca tu mejor sonrisa falsa.
Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur.
¿ Aún tiene un uniforme reglamentario que pueda ponerse para la foto?
Hâlâ fotoğraf çekimi için giyebileceğiniz sıradan bir polis üniformanız var mı?
De cualquier manera, me voy a tomar fotos.
Her türlü gidip fotoğraf çekeceğim.
Afortunadamente para nosotros, en esta foro posteada por el teléfono de otro, etiquetó a sus amigos.
Şansımıza biri telefonundan bu fotoğrafı paylaşıp tüm kankalarını etiketlemiş.
Solo son unas fotos de la escena del crimen antes de que se llevaran los cuerpos, y unas cuantas fotos de la autopsia.
Yalnızca cesetler götürülmeden önce çekilmiş olay yeri fotoğrafları. Ve birkaç otopsi fotoğrafı.
Creerá que el ojo es una cámara del gobierno haciendo fotos para Langley.
Gözün devlet tarafından kontrol edilen Langley için fotoğraf çeken bir kamera olduğunu düşünür.
Una foto de un niño pequeño.
Küçük bir çocuğun fotoğrafı.
Una vez que llegas a la superficie... comienzas a unir las pistas y tienes una mejor imagen.
Ve yüzeyi kazıyınca ipuçlarını bulup daha iyi bir fotoğraf çıkartıyorsunuz.
Los chicos no me pedían fotos y esas cosas, no tenía nada para enviarles.
Oğlanlar benden fotoğraf falan istemezlerdi çünkü gönderecek bir şeyim yoktu.
Dije : "Mira eso, seguro están mirando una foto".
"Kesinlikle birinin fotoğrafına bakıyorlar" demiştim.
De Audrie. Esa noche en la fiesta.
Audrie'nin kaç fotoğrafını çektin?
Siempre tenía una foto suya.
Daima kendi fotoğrafını kullanıyordu.
¿ Acabas de sacar fotos?
Fotoğraf mı çekiyordun sen?
No se puede sacar fotos adentro.
- İçeride fotoğraf çekemezsin. - Fotoğraf çekmiyordum.
Atraparon a una persona sacando fotos adentro de la tienda, lo cual está prohibido.
Birisi içeride çekilmesi yasak olmasına rağmen fotoğraf çekmiş.
Bueno, creo que deberíamos averiguar por qué no quieren que nadie saque fotos.
Neden kimsenin fotoğraf çekmesini istememelerinin nedenini bulalım.
Si Dwight dio la orden de lastimar a todos los que atrapan tomando fotos, entonces sería culpable por lo que ocurrió.
- Talimatları Dwight veriyorsa fotoğraf çekenlere zarar verilmesinden sorumlu olur.
¿ Qué te obliga a hacer Dwight cuando atrapas a alguien sacando fotos?
Dwight fotoğraf çeken birini yakaladığınızda ne yapmanızı istiyor?