Fred translate Turkish

Sígueme, Fred.

Beni takip et, Fred.

¿ Es suficiente, verdad, Fred, para hacer que traigan al Inspector Shine para ficharlo?

Müfettiş Shine'a hesabını sormak için bu yeterli, değil mi, Fred?

Pareces Pedro Picapiedra cuando vas en un deportivo.

Bir spor arabada Fred Çakmaktaş gibi görünürsün.

Imagina que cada vez que Ginger Rogers saltara Fred Astaire le pegara en la cara.

Ginger Rogers her havaya sıçradığında Fred Astaire'in onu yumrukladığını düşün.

- ¿ Dónde están Marylyn, Fred y Flash?

- Marylyn nerede? Fred ve Flash?

- Marylyn y Fred se han ido.

- Marylyn ile Fred öldü.

Pero al menos aún podré bailar con Fred.

Ama Fred ile hala dans edebileceğim..

Eras Ginger Rogers y Fred Astaire, todo en uno.

Ginger Rogers ve Fred Astaire'in tek vücutta buluşumu gibiydin.

Muy bien, Fred Astaire, ven aquí.

- Hey, Fred Astaire.

Os presento a Fred Gorman... un destacado ciudadano, abogado y cadáver.

Fred Gorman'la tanışın... Seçkin bir vatandaş, avukat, ceset.

Fred, dame dos segundos más, tengo una situación aquí.

Korkunç bir hata. Fred biraz bekle, bir durum var da.

Gracias, Fred

Teşekkürler, Fred.

Aparentemente, dos de nuestras víctimas, Honor y el pastor Fred, hicieron guarrerías.

Görünüşe göre iki kurbanımız Honor ve Papaz Fred kötü şeyler yapmış.

Pastor Fred.

Papaz Fred.

Y entonces va a llevarnos, igual que se llevó al Pastor Fred.

Sonra bizi aynı Papaz Fred'e yaptığı gibi götürecek.

Fred Elliot, Fredrick.

Fred Elliot- - Frederick.

Oye, eso fue genial, Fred.

Şey, bu çok iyiydi Fred.

Por cierto, hablé con Fred.

Bunun seninle ilgisi yok, Andrew. Bu arada Fred'le konuştum.

Fred está aquí, y se ve enojado, así que...

- Fred geldi ve kızgın görünüyor.

Muy bien, entonces, luces traseras en Fred.

Tamam, Fred'in saati dolmuştur.

No tengo un tatuaje de Pedro Picapiedra.

- Bende Fred Flintstone dövmesi yok.

- Fred.

- Red.

- Fred. - Annie.

- Annie!

- Fred.

- Red!

Me refiero a que fue una de las bailarinas más famosas del mundo, y su pareja era Fred Astaire, quizá el mejor bailarín de todos los tiempos.

Yani dünyadaki en ünlü dansçılardan biriydi ve partneri Fred Astaire belki de tüm zamanların en iyi dansçısıydı.

Lo importante es que Ginger Rogers hizo lo mismo que Fred Astaire solo que ella lo hizo hacia atrás y en tacones.

Söylemek istediğim şu ki, Ginger Rogers Fred Astaire'ın yaptıklarını yaptı ama geriye doğru ve topuklu ayakkabılarla.

¿ La mitad de las veces cuando parecía que Fred Astaire la guiaba?

Çoğu zaman Fred Astaire onu yönetiyor gibi gözüküyordu.

- Ella lo guiaba a él.

Ama o Fred'i yönetiyordu. - Pekâlâ.

¡ ¿ Estás grabando esto, Fred? !

Bunu çekiyor musun Fred?

Fred Larkin.

Fred Larkin.

Confirma la historia de Rachel Walker y Fred Larkin.

Rachel Walker ve Fred Larkin'in hikayesini doğruluyor.

Este es el ayudante de Brad Fante, Fred Larkin.

Bu, Brad Fante'nin küçük yardımcısı, Fred Larkin.

Fred Weil.

Fred Weil.

¿ Fred Weil?

Fred Weil?

Gary, es Fred Weil.

Gary, Ben Fred Weil.

Ah, Fred, Linus.

Ah, Fred, Linus.

Uh, Fred, te acuerdas de...

Uh, Fred,

Y después de un par de copas, simplemente Fred.

Bir iki kadehten sonra da, sadece, Fred.

Eso suena muy bonito, Fred.

Kulağa oldukça hoş geliyor, Fred.

FRED : Ahora ve a lavarte.

Şimdi gidip arınabilirsin.

No timones en una canoa, Fred.

Sandalda, kaptan olmaz, Fred.

Remos, Fred. Canoe tiene remos.

Sandalın kürekleri vardır.

FRED : Este es nuestro vestuario, donde cada miembro se le asigna un locker donde guarda sus implementos sagrados - su manto, menor cetro, bloque fez y tal.

Burası bizim giyinme odamız, her üyemize bir dolap tahsis ederiz, o da, kutsal avadanlıklarını burada muhafaza eder... kıyafeti, küçük bir haç, fes kalıbı falan gibi....

.. =.. = Bueno, todo el mundo tiene un truco en estos días chico de la puerta me dio esto, Fred

Reklamın iyisi, kötüsü olmaz, öyle değil mi? Fred, kağıdaki adam bana bunu verdi ve önemli olduğunu söyledi.

FRED : Sí, Floyd - eh, señor Marley, la hay.

Evet, Floyd... ah, şey Bay Marley, aramızda,

¿ Para qué, Fred?

- Neden, Fred?

Dame un minuto, Fred.

Bir dakika, Fred.

Fred Melamed.

Fred Melamed.

Bien, esta es la voz de Fred.

- Fred'in işi bitmiştir.

- Fred, Bruce, Craig.

- Fred, Bruce, Greg.

LINUS :

Kürek, Fred.