Translate.vc / Spanish → Turkish / Frenchman
Frenchman translate Turkish
25 parallel translation
Las mujeres, como dijo el ocurrente Frenchman, nos inspiran para hacer grandes obras y siempre evitan que las realicemos.
Kadınlar bize başyapıtlar yapmak istememiz ve onları tamamlayamamamız için ilham kaynağı olur.
El francés.
Frenchman.
Me vieron en el pueblo con tu caballo.
Frenchman's Ford'da beni atınla yakaladılar.
El impacto instantáneo del uso... del blanco y negro primarios... por el francés Paul Valloton.
Frenchman Paul Valloton tarafından hızlı etki eden siyah - beyazın önderliği kullanıldı.
Esta adivinanza musical creada por un francés llamado L'Merchant.
Bu müzik kutusu... Frenchman tarafından yaratılmış, Lemarchand tarafından da adı konmuştur.
Frenchman Airfield...
Frenchman Hava Sahası.
Ellos van con todo al Frenchman Airfield desde aquí?
Buradan Frenchman Hava Sahası'na mı gidiyorlar?
No somos los que cerramos la calle Frenchman. Ellos la cerraron.
Frenchman Sokağı'nı kapatanlar bizler değiliz ; onlar.
En el bar de Karaoke en Frenchman.
Frenchman'ın karaoke barında.
A unas cuadras de aquí, cerca de la calle Frenchman.
Birkaç blok ötede Frenchman Sokağının yanında.
¿ Qué me dicen de Filching Frenchman?
- Ne? Yada Fransızadamı Aşırmak'ı oynadın mı?
¿ Qué vas a hacer, ponerte tus botas de agua e ir a comer algo de fruta, como un hombre francés?
Ne yapıcaksın, galoşlarını giyip biraz meyve mi yiyeceksin, Frenchman gibi?
Algunos dirían alguien como... El Francés.
- Kuşlar bana... "Frenchman" diyor.
Asegúrate de darle al "Francés" mi estima.
- Frenchman'a sevgilerimi iletirsin.
Sé que piensas que el Francés es excéntrico.
Frenchman'ın tuhaf biri olduğunu düşündüğünü biliyorum.
¿ Encontraste alguna información en el libro del "Francés"?
Frenchman'nın defterinde bir şey bulabildin mi?
- El "Francés"... un asociado de Abe quien se especializa en armas raras.
- Frenchman'dan, Abe'in arkadaşı nadir bulunan silahlar konusunda uzmanlaşmış.
Con suerte, puedo hacer que... emita una citación para este "Francés" antes que reporte el libro mayor como robado.
Eğer şanslıysak, çalıntı defteri rapor etmeden önce Frenchman denen adam için bir mahkeme celbi çıkarmaya ikna edebilirim.
Ella. El Francés es un...
Frenchman bir "Kadın" Kadın...
Me las arreglé para conseguir que un juez emita una citación... pero necesito el domicilio del "Francés".
Yargıçtan mahkeme celbi almayı başardım Frenchman'nin adresi gerek. Frenchman...
Francés... Francés...
Frenchman...
Ese "Francés".
O Frenchman.
Me estoy yendo a ver al "Francés" al hospital.
Frenchman'nı hastanede ziyarete gideceğim.
Necesito hablar con El Francés.
Frenchman ile konuşmalıyım.