English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Frontier

Frontier translate Turkish

26 parallel translation
Mejor te llegas a la nueva frontera de prisa.
Bir an önce New Frontier'e gitsen iyi olur.
Pero me irá bien en los Tiempos de la Frontera...
# But I'll do all right in the Frontier Days
Jan Valtin, sin Patria ni Frontera
Jan Valtin, Without Fatherland or Frontier
Ok, todo el mundo Vamos a... empezar el concurso aquí en Frontier Lanes.
Tamam, pekala millet. Oynak yerlerimizi sallayacağız. Bu gece "Sınır Şeridi" nde.
Y por eso ya no somos bienvenidos en la tierra frontera
Bu yüzden artık Frontier Land'de istenmiyorum.
Control, aqui Frontier.
Kontrol, burası Frontier.
Control, aqui Frontier.
- Kontrol, burası Frontier.
Cheque extendido a Armas y Municiones Frontier.
Bankacının çekleri, sınır silahlarına ve cephanelere yazılı..
Porque ellos estaban en el Frontier, en el acto de Ronald Reagan.
Çünkü Ronald Reagan piyesinde Öncüleri oynamışlardı.
Debe ser la Western Frontier Post en Mentieth.
Mentieth'deki Batı Sınır Karakolu olmalı.
Porque pensaba que habías dicho que intentaste ver a Miguel Cervantes, el señor de la guerra más peligroso de la Triple frontera, que ya es decir algo, y que lo hiciste solo.
Çünkü, bana Miguel Cervantes'i görmeye çalıştınız gibi geldi. Yani Triple Frontier'deki en tehlikeli diktatörü ki bu da bir şey söylemek gibidir ve bunu da tek başınıza denediniz.
La triple frontera no es un lugar particularmente acogedor.
Triple Frontier bilhassa rahat bir yer değildir.
Eso es una foto enviada por mi enlace en el ejército Paraguayo de su avión privado en un aeropuerto solo a unos kilómetros de la Triple Frontera.
Bu fotoğrafı bana Triple Frontier'in birkaç mil uzağında olan özel bir havaalanından Paraguaylı bağlantım tarafından gönderildi. Burası zemin.
Sí. 80 millas por hora en un peaje, encima de un Nissan Frontier...
Saatte 80 mil ( 128 Km ) hızla otoyolda, Nissan Frontier'imin üstünde...
- Abajo al final del vinilo, le toqué nuestro demo.
The Vinyl Frontier'da. - Ona demomuzu dinlettim.
Esta parte la sabemos... Despliega el mundo de la Linterna de la Frontera número diez.
Bunu biliyoruz... 10 numaralı Frontier Lantern'in evini göster.
¿ Linterna de la Frontera?
Frontier Lantern mi?
Ésta es la Frontera Guardiana, el borde de nuestro territorio.
Bu Gardiyan Frontier, bizim toprakların hemen kıyısında.
La basta distancia hace que el contacto con la Frontera sea esporádico.
The vast distance makes contact with the Frontier Lanterns... sporadic, at best.
Eh. ¿ Tú no estás en los Frontier Boys?
Sen "Frontier Boys" ta değil misin?
"Frontier". ¿ Lo pillas?
"Koca kulak". Anladın mı?
Resulta que unas camareras en la Frontera estaban... poniendo sus discos demasiado alto.
Frontier'deki kokteyl garsonlarıymış, müziğin sesini birazcık fazla açmışlar.
Vió esta vieja casa fronteriza que se muestra en PBS las 12 horas
PBS'de Frontier House'u izledim. 12 saat boyunca.
Sucedió que a Aerolíneas Frontier le gusta la mía.
Frontier Airlines benim şirketimi beğendi, Aviato'yu.
The High Frontier
YÜKSEK SINIR
HOTEL FRONTIER
FRONTIER HOTEL

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]