Translate.vc / Spanish → Turkish / Frye
Frye translate Turkish
224 parallel translation
Dr. Frye, mire la posición de estos nuevos astros.
Doktor Frye, bu yeni gökcisimlerinin lokasyonuna bir göz atın.
Con suficientes fondos, mano de obra y materiales, el Dr. Frye confia en que puedan construirse naves para volar a Zyra.
Yeterli kaynak, malzeme ve işçi ile Doktor Frye, Zyra'ya gidebilecek bir roket yapılabileceğine inanıyor.
Dígaselo al Dr. Frye y envíe al Sr. Stanton.
Doktor Frye'a da haber ver ve Bay Stanton'u içeri gönder.
- Éste es el Dr. Frye.
- Bu da Doktor Frye.
Es el decano de la Escuela Oriental de Tecnología.
Doktor Frye, Doğu Teknoloji Fakültesi dekanıdır.
Gracias, Dr. Frye.
Teşekkürler Doktor Frye.
Dr. Frye, por favor, Dr. Frye.
Doktor Frye'ın dikkatine...
Unos 408 kilos ya han sido reservados para el Sr. Stanton, el Dr. Frye, mi hija, yo, el Dr. Drake y el Sr. Randall.
407 kilo çoktan ayrılmış durumda. Bay Stanton, Doktor Frye, kızım, kendim, Doktor Drake ve Bay Randall olarak.
El Dr. Frye y yo esperamos que nuestro plan sea acertado.
Doktor Frye ve ben umuyoruz ki işe yarayacak bir plan hazırladık.
Pero el Dr. Frye se conoce todos los botones.
Ama Doktor Frye içinde dışında ne kadar potansiyometre varsa hepsini biliyor.
El problema es que acabo de conocer el estado del Dr. Frye.
Sorun şu ki Doktor Frye'ın nasıl toparlandığını yeni öğrendim.
Ni a Frye.
Frye'ın kendisine bile.
No podemos dejar que Frye pilote esta nave.
Frye'ın bu uçuşu kumanda etmesine izin veremeyiz.
Hay que decírselo al Dr. Hendron y a Frye.
Doktor Hendron ve Frye'a söylemeliyiz.
Si le pasa algo a Frye después de despegar... Me imagino que da igual : Estrellarnos a 2.250 km de altitud o morir en tierra.
Uzaya çıktığımızda Frye'a bir şey olursa... 2400 kilometreden Dünya'ya çakılıp ölmekle Dünya'da olup Bellus'un Dünya'ya çarpmasıyla ölmek arasında bir fark göremiyorum.
Eddie Cummings, podría sustituirle, si Frye le dice lo que hacer.
Eddie Cummings belki, kontrolü devralabilir. Tabii Frye O'na yapacaklarını anlatırsa.
Si Frye puede decírselo después del desmayo.
Tabii Frye ayıldıktan sonra anlatabilecek durumda olursa...
Quizá no sea tan bueno como Frye, pero lo suficiente.
Belki Frye kadar iyi değil ama yetecek kadar iyi.
Si Frye no lo logra, tú podrás aterrizar.
Eğer Frye başaramazsa inişi sen gerçekleştirebilirsin.
Lo único que sé es que preferiría no tener que decírselo a Frye.
Frye'a hakkındaki haberi vermek zorunda kalmadığım için çok ferahlamış hissediyorum.
Recuerda lo que te dijo el doctor Frye del corazón.
Doktor Frye'ın kalbin için neler söylediğini unutma.
Recuerdo que el entrenador nos decía :
Hiç unutmam Koç Frye bize derdi ki :
General Hummel, Frye y Darrow, a sus órdenes.
General Hummel, Yüzbaşı Frye ve Darrow, emirlerinize hazırız.
Capitanes Frye y Darrow, ésta es mi primera misión con Uds.
Yüzbaşı Frye, Yüzbaşı Darrow, bu benim siz ve adamlarınızla ilk operasyonumuz olacak.
¡ Frye, Darrow, pronto! ¡ Quedan visitas!
Karakuş Bir, ben Karakuş.
Me encanta el peligro.
Frye, Darrow, acele edin. Hala hayatta olanlar var!
¡ Dios mío, Frye!
Aman Tanrım, Frye!
Frye.
Frye.
Cameron Frye, esta es para ti.
Cameron Frye, bu şarkı senin için.
Lee, Frederick, les presento a Dusty Froy.
Lee? Frederick? Dusty Frye'a merhaba deyin.
Concejal Frye.
Meclis Üyesi Frye.
Y al menos la mitad de las casas tienen vista... al campo de golf de nueve hoyos diseñado por Taylor Frye.
Ve villaların en az yarısı bir Taylor Frye tasarımı olan... dokuz delikli golf sahasına bakıyor.
General Hummel, Capitanes Frye y Darrow reportandose, señor.
General Hummel, Yüzbaşı Frye ve Darrow, emirlerinize hazırız.
Capitan Frye, Capitan Darrow, esta es mi primera mision operativa con usted y sus hombres.
Yüzbaşı Frye, Yüzbaşı Darrow, bu benim siz ve adamlarınızla ilk operasyonumuz olacak.
Frye, Darrow, apurense.
Frye, Darrow, acele edin.
Me topé con en ella en el museo Frye.
Ona Fryo müzesinde rastladım.
Había un tipo, Pete Frye, debo haber perdido como $ 10,000 en 18 meses.
Pete Frye denen bir herife en kaba tabirle on sekiz ayda on bin kaybettim.
Tú sólo llega, pregunta por Sean Frye, y estás dentro. Vas a barrer con todos.
İçeri girersin Sean Frye'ı sorarsın ve oyuna oturursun.
¿ Sean Frye?
- Sean Frye mi?
- La escuela Small Frye necesita fondos.
- Small Frye Okuluna nakit gerekli.
- Escuela Small Frye.
- SmallFrye Okulu.
Espera, espera. La norma Frye excluye pruebas científicas generalmente no aceptadas por la comunidad científica.
Bir dakika standartlar, bilimsel camia tarafından kabul edilmeyen bilimsel kanıtlar geçersizdir.
Frye.
- Frye.
Impostora o no, Madame Stravinski conocida por la policía de San Francisco y L.A. como Cora Frye cambió la vida de Ellen Rimbauer una noche de agosto de 1914.
Üçkağıtçı olsun olmasın, San Francisco ve Los Angeles polisinin Cora Frye adıyla tanınan Madame Stravinski 1914 Ağustos'unda bir gecede Ellen Rimbauer'in hayatını değiştirdi.
-? Con la vidente gitana Cora Frye?
- Medyum Cora Frye'ın olduğu seans mı?
La Srta. Kaywinnit Lee Frye y su acompañante.
Bayan Kaywinnit Lee Frye ve kavalyesi.
Él sólo le había mandado a Barbara Frye unos pocos poemas y ella quería darle a conocer a todo el mundo, como un genio, porque...
Birkaç şiirini Barbara Fry'a gönderdi. Barbara da onu "Batı'nın Dâhisi" olarak nitelemeye hazırdı.
Barbara Frye editaba la revista Harlequin desde Texas.
Barbara Fry Texas'taki bir derginin başındaydı.
¡ Abel Frye!
- Hayır. Abel Frye.
¡ Abel Frye!
- Abel Frye.
- Sí, estoy buscando a Sean Frye.
- Evet, Sean Frye'ı arıyorum.