Translate.vc / Spanish → Turkish / Giles
Giles translate Turkish
1,293 parallel translation
- Si. Giles quiere verla.
Giles görmek istiyor.
Bueno. Tráela al laboratorio de ciencias, y Giles y yo la analizaremos. Sabes, siempre pienso que un día sin una autopsia es como un día sin sol.
Her zaman söylerim, otopsisiz bir gün, güneşsiz bir güne benzer.
¿ Tiene hijos Sr. Giles?
Sizin çocuğunuz var mı Bay Giles?
- Giles debe estar afuera en algún lado.
- Giles! Dışarıda bir yerde olmalı.
Giles dijo que iba a tratar de encontrar algo...
Giles bir şeyler bulmaya çalışacağını söylemişti.
Yo diría que algo lo encontró a él.
Bence o şey Giles'ı bulmuş.
Y Giles es aún peor.
Giles daha kötü.
Giles.
Giles.
Cariño, ¿ no crees que el Sr. Giles está monopolizando mucho de tu tiempo?
Hayatım, Bay Giles çok fazla vaktini almıyor mu sence?
Ya conoces a Giles.
Ama Giles'ı bilirsin.
Es el turno de Giles de estar en el salón de estudio.
Etüt sınıfının nöbeti Giles'ta. Birazdan gelir.
¿ Y dónde está Giles?
Giles nerede kaldı?
Estoy aburrida, y no está aquí para darme créditos.
SıkıIdım ve Giles burada olup bunu fark edemiyor.
- Supongo que Giles no vendrá.
- Giles gelmeyecek galiba.
Toma el auto, y el Sr. Giles puede llevarme a casa.
Arabayı al. Beni eve Giles bırakır.
Considerando que Giles y mi mamá están planeando mi futuro, creo que es más fácil para ellos vivir mi vida si no estoy ahí.
Ayrıca, beni başından savmak istiyordu sanırım. Annemle Giles geleceğimi planlıyor. Ben yanlarında yokken hayatımı yaşamaları daha kolay olur.
- Deberíamos encontrar a Giles.
- Giles'ı bulmalıyız.
Está con tu mamá en su casa.
Giles, evde annenle birlikte.
Estaré bien cuando lleguemos con Giles.
Giles'ı bulduğumuzda her şey düzelecek.
Por supuesto, aunque tenga 16 aún es Giles, ¿ cierto? Es probablemente un buen tipo.
Tabii ki. 16 yaşında olsa bile, o hâlâ Giles, öyle değil mi?
¿ Giles a los 16? Un Giles menos bueno. Es más el tipo : malo, mágia, odia el mundo, engaña, bomba de tiempo.
Dengeli değil de, daha ziyade dünyadan nefret eden, kötü büyüler yapan, patlamaya hazır bir bombaymış.
¿ Giles?
Giles!
- Giles, piensa esto.
- Giles, düşün istersen.
Giles, dame el arma.
Giles, silahı ver.
Giles...
Giles!
Giles, necesito adultos.
Giles, bana yetişkinler lazım.
- Giles, vamos a las alcantarillas.
- Giles, biz kanalizasyona gidiyoruz.
¡ Giles, no!
Giles, hayır!
- ¿ Qué pasa, Giles?
- Ne oldu, Giles?
Toda esta historia probablemente lo convenza... de que estoy loca, pero... no hay nadie más con quien pueda hablar... ni Willow, ni Giles... ni nadie.
Bu anlatacaklarım, sizi benim deli olduğuma inandıracak, ama konuşabileceğim başka hiç kimsem yok.
- ¿ Rupert Giles?
- Rupert Giles mı?
- ¿ Y Giles estaba contigo?
- Giles sana yetişti mi?
¿ Giles?
Giles?
Supongo. ¿ Qué hay de Giles?
Sanırım. Giles'ın izini bulabildin mi?
- ¿ Crees que Giles sigue vivo?
- Giles'ın halen hayatta olduğuna inanıyor musun?
Vuelve a la mansión, asegúrate de que Giles esté bien.
Eve dön ve Giles'ın başına bir şey gelmesini önle.
Si Giles muere, muere ella.
Giles ölürse,..... Dru da ölür.
Tomas a Giles y corres como el diablo.
Giles'ı alıp deli gibi kaç. AnlaşıIdı mı?
Giles.
Giles! Giles? !
¿ "Pronto" qué?
"Yakında" ne, Giles?
La arruiné, Giles. Descubrí que Amy es hechicera, estaba herido.
Her şeyi mahvettim, Giles Amy'nin büyü yaptığını öğrendim.
¿ Qué te parece si invito a Willow, al Sr. Giles y a todos a cenar mañana?
Yarın akşam Willow'u, Bay Giles'ı ve diğerlerini yemeğe çağırsak?
Me gusta hablar de arte como a cualquier otra persona aburrida pero tenemos trabajo, Giles.
Sanat konuşmalarına bayıIırım bilirsiniz ama işlerimiz var, Giles.
Linda mascota, Giles.
Harika bir hayvan, Giles.
Huele como el gato de Giles.
Giles'ın kedisi gibi kokarlar.
- ¿ Giles dijo que llegaría tarde?
- Giles geç kalacağını söyledi mi?
Felicitaciones, Giles.
Oh, harikasın, Giles.
- Oigan, ¿ Dónde está Giles?
- Giles nerede?
Sr. Giles.
Bay Giles.
- ¿ Giles?
- Giles!
- No lo vi a Giles.
- Giles'ı görmedim.