Translate.vc / Spanish → Turkish / Glades
Glades translate Turkish
242 parallel translation
Cuando llegaron, pensé que provenían de los Felices Páramos.
Buraya vardığınızda sizi Happy Glades'ten adamlar zannettim.
¿ Qué son los Felices Páramos?
Happy Glades nedir?
Los Felices Páramos prometen la paz eterna, la paz infinita.
Happy Glades, sonsuz huzur vaat ediyor. Ebedi huzur.
LOS GLADES
GLADES BATAĞI
¿ Regresó a los Glades?
Glades'e geri mi döndü?
Vayan a Okeechobee, en los Glades.
Glades'deki Okeechobee Termali'ni bir deneyin.
En el hotel Glades, habitación 419.
Glades Oteli, 419 no'lu oda.
Apareció acuchillada y violada en los pantanos.
Glades'de bulundu. Tecavüze uğrayarak öldürülmüştü.
Ahí, en los pantanos.
Sonra kızı öldürüyor. Oracıkta, Glades'te.
El dueño es un indio llamado Johnny Glades.
Sahibi Johnny Glades adında bir kızıIderili. Onu duydun mu?
Lacas provee a Glades.
Lacas, Glades'i teçhiz ediyor.
¿ Tú robaste el dinero de Glades?
Glades'i kazıklamaya mı çalışıyorsun?
Está involucrado con Lacas y Johnny Glades.
Lacas ile iş çeviriyor ve Johny Glades adında dağıtıcı.
Háblame de Rolle y Johnny Glades.
Bana Role ve Johnny Glades'i anlat.
- Cuéntame de Glades y Rolle.
Tanrım. Rolle ve Glades'i anlat.
¿ Cuánto hace que Rolle trabaja para Glades?
Kim ödeyecekti, Rolle yoksa Glades mi?
¿ Crees que te dejarán que te las lleves? Por eso debemos llegar primero.
Uyuşturucuyu almak için, Rolle ve Glades yürüyerek, sallana sallana gelecekleri mi sanıyorsun?
Tengo cuatro vaqueros muertos y un indio herido, Johnny Glades.
Burada, ölü cowboy'lar görüyorum ve bir çok s'kik kızıIderili, Johnny Glades.
Tengo que ir a Glades y voy a reunirme con Ray Nicolet a las 10.
Glades'e gitmem gerek. 10'da da Ray Nicolet'le buluşacağım.
Están en la cárcel, en el Cadillac.
Getirdim. Glades'de arabanın bagajında kaldılar.
Yo no estaba en Glades, si es lo que estás pensando.
Glades'den bahsediyorsan, bu imkansız. Ben orada hiç bulunmadım.
Los agentes federales allanaron un campamento cerca del aeropuerto buscando a los prófugos de la penitenciaría de Glades.
Federaller Miami Havaalanı'nın kuzeyindeki bir gecekondu mahallesine bu sabah bir baskın düzenledi. Baskının amacı Glades Cezaevi'nden firar eden kaçakları yakalamaktı.
Sabrá que yo lo delaté.
Glades'te onu kazıkladığımı öğrenmiştir.
- Sí, la prisión de Glades.
Adı da Glades İslahhanesi.
Por sacarme de Glades, para empezar.
- Her şeyden önce beni Glades'den çıkardığın için.
Y ahora a la Florida.
Şimdi Glades'e gidiyoruz.
Tampoco debiste matar al joven ese, en las Glades.
Bataklıktaki o çocuğu da.
Muchas Gracias por venir a las Glades.
Glades'e geldiğiniz için teşekkürler.
En las Everglades.
Glades'dekilerden biri.
Eso nunca pareció preocuparte en las Glades.
Bataklıkta bu senin için hiç önemli değildi.
Creo que dijo que iba a The Glades.
- Sanırım The Glades demişti. - Tamam.
Bienvenido a The Glades.
Everglades'e hoş geldiniz.
No tiene sentido ella está lejos en el medio de The Glades.
Everglades'in ortasında bulunması için hiçbir sebep yok.
Si, en línea recta a través de The Glades.
Evet, Everglades'in içinde dümdüz ilerliyor.
Quedan menos de 50 en The Glades.
Everglades'te sayıları 50'nin altına düştü.
La gente que maneja desde The Glades pierde noción de a qué velocidad están yendo.
Everglades'te araç kullanan insanlar ne kadar hızlı gittiklerinin farkına varmıyor.
Me detengo todo el tiempo en The Glades.
Ben her zaman Everglades'e giderim.
Si, la tribu tiene una licencia para tener un casino en su tierra. Al borde de The Glades.
Evet, kabile topraklarında kumarhane işletme ruhsatları var.
La llevó a The Glades.
Adam onu Everglades'e götürür.
Ella se fue corriendo dentro de The Glades y esa fue la última vez que vi a cualquiera de ellos.
Son hızla Everglades'in içlerine daldı. Onu en son o zaman gördüm.
Solo porque tuvimos una discusión no quiere decir que la llevé a The Glades y la maté.
Tartışmış olmamız onu Everglades'e götürüp öldürdüğüm anlamına gelmez.
¿ La perseguiste dentro de The Glades, no es así?
Julie'yi bataklığın içinde kovaladın, değil mi?
Bueno, el dijo que The Glades lo pone nervioso.
Adam Everglades'in onu gerdiğini söylemişti.
Ya le dije, ella corrió dentro de The Glades.
Bataklığın içlerine doğru kaçtığını anlatmıştım.
Cuando Julie corrió dentro de The Glades, no podía ver.
Etrafı göremiyordum.
Procesadora de minas abandonada en el límite de los Glades.
Everglades yakınlarında terk edilmiş bir tesis var.
- Queda al sur de Glades.
— Güneyde, Glades'te.
¿ A los Glades?
Ne, Glades'ten mi?
¿ Qué hay en Glades?
- Glades'de ne işin var?
Sí, Russell aún no está seguro de que sea un extraterrestre.
Glades'te ölenlerden biri miydi?
Aún están nadando por ahi en los Glades.
Bu şeyler hala Glades'te yüzüyor.