English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Go

Go translate Turkish

3,235 parallel translation
I am still hope you don't go.
Umarım gitmezsin.
¡ Vamos, vamos!
Go! Go!
El enemigo es el e-ne-mi-go.
Gerçek düşmanım kendi şahsım.
Go! ¿ Dijo que era una carrera?
- Yarış olduğunu mu söyledi?
El Glasgow A-Go-Go!
Glasgow-bastır-bastır!
Just call or go to and follow the links to the Open University.
0845 366 0255 numaramızı arayabilir ya da bbc.co.uk / history adresini ziyaret edip Open University bağlantılarını takip edebilirsiniz.
Just call... Or go to... .. and follow the links to the Open University.
'kitapçığını ücretsiz olarak sipariş etmek için... arayabilirsiniz... ya da... adresinden linkleri takip edebilirsiniz.
¡ Glasgow a go-go!
Glasgow-bastır-bastır!
Go. Ocultar. _
Git, saklan.
Este era el tablero de Go de mi abuelo.
Bu büyükbabamın go tahtasıydı.
¿ Juega?
- Go oynar mısınız?
En el "Weiqi" o "Go", la victoria es para aquel que pueda controlar la mayor parte del territorio con el menor numero de ejércitos.
Weigi veya go'da zafer en az askerle en fazla bölgeyi kontrol edebilenin olur.
Mi meta de toda la vida, de complacer a esa mujer, es lo que me hizo el hombre que soy hoy. El hombre que ha sido la página central de la revista Fortune, no menos de tres veces. El hombre que en 1984 llevó tan bien un esmoquin que hizo separar a "The Go-Go's".
Ömrüm boyunca bu kadını memnun etmek için verdiğim sınav benim bugün burada olmamı sağlayan şey, ki ben 3 kereden daha fazla Fortune dergisini orta sayfasına çıkmamş, ve 1984'te öyle bir smokini öyle bir giymiştimki go-go's * dağıldı,
Go.
Hadi.
Ko Mi Su.
Aigoo, şu kız Go Mi Soo...
¡ Ko Mi Su!
Go Mi Soo!
- Estoy buscando a la Doctora Ko Mi Su.
- Doktor Go Mi Soo'ya bakmıştım.
¿ No renunció hace unos días?
- Doktor Go Mi Soo, birkaç gün önce istifa etmemiş miydi?
¿ Una ronda de Go Stop en casa? ¿ Qué le parece? ¡ Bien!
Şimdi hepiniz büyüdünüz, çalışıyorsunuz, evleniyorsunuz.
- ¡ Vayan a casa con cuidado!
Birazdan biz de döneceğiz. Eve gidince bir el Go-Stop'a ne dersin baba?
Hey, sabes... Ahjusshi.
Go Seung Ji kurabiye olayının peşini bırakmayacak mı?
En serio, ¿ Cuál es la mejor forma de decírselo a mi abuelo?
2006'da mahkûm pastacılar yarışmasında, Go Seung Ji birinci olmuş.
¿ Qué has hecho por ti mismo? ¿ Por qué el manager hizo tan grande la foto?
Bunu Go Seung Ji hakkındakileri öğrenmek Ve Müdür Choi'yi kovmak için yapıyorsun, değil mi?
Comprendes, ¿ cierto?
Ve karakterler gerçek hislerini ortaya dökerler ve bunu Go-Stop oyunundaki elleri gibi düşünürler. Öyleyse ne olmuş?
Es un mocoso al que le gusta jugar al ¡ Go, Stop! Si lo vimos primero...
Sana söylemem gereken bir şey var.
Vamos a la granja
A farming we will go A farming we will go
Vamos a la granja Vamos a la granja
A farming we will go A farming we will go
# Las llantas del autobús Dan vuelta y vuelta #
The wheels on the bus go round and round
# Los limpiaparabrisas del autobús hacen #
The wipers on the bus go...
# Los limpiaparabrisas del autobús Hacen suich, suich, suich #
Swish, swish, swish The wipers on the bus go swish, swish, swish
Go!
Git hadi!
Go!
Git.
Go!
Yürü!
Go!
İlerleyin!
Go! Go! Go!
Hadi, hadi, hadi!
Go!
Hadi!
Go! Go!
Hadi, hadi!
Go! Go!
Çabuk!
Go!
Hemen!
Hey, Chi - ca - go!
Chi-ca-go!
¶ And it just won't let me go
# And it just won't let me go #
¶ Go right on livin'
# Go right on livin'#
- Bailarinas a Go-go.
Dansçıları.
Tragué algunas "píldoras para seguir".
- Birkaç "go pills" yuttum.
Go.
Başlayın.
"My Heart Will Go On".
Hemen hemen hepsi çok kötü. "My Heart Will Go On"
Mi nombre es Ko Mi Su.
Ben Go Mi Soo.
Hey, ¿ a dónde vas que has tomado una foto?
Go Seung Ji ve Müdür Choi hakkında bilgi edinmemi istediğin zaman ki yüz ifadende büyük fark var.
Go.
- Gidin.
¿ Eso es cierto? ¿ No son grandes noticias, Ikari-san?
There we go!
Go.
Yürüyün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]