Graham translate Turkish

¿ De qué mierda hablas, Graham?

Ne bok bok konuşuyorsun Graham?

- Tu turno, Graham.

- Sıra sende Graham.

El brindis del padrino será realizado por...

Sağdıç konuşması... Graham tarafından yapılacak.

Graham. ¿ Qué?

Ne?

Gracias, Graham.

Sağ ol Graham.

- ¡ Cállate, Graham!

- Kapa çeneni Graham.

- ¿ Sabes lo que estoy pensando, Graham?

- Ne düşünüyorum, biliyor musun Graham?

Y eso está bien, Graham, pero serás el único le tendrá que decir a Ray que íbamos a regresarles sus drogas, pero ya no porque han sido devoradas por una oveja!

Çok güzel Graham, ama Ray'e hapını aslında geri verecek olduğumuzu ama artık bunun mümkün olmadığını çünkü bir koyun tarafından yendiğini söylemek zorunda olacak kişi sensin.

¡ Ugh! Vamos, Graham, no seas marica.

Hadi Graham, korkaklığın alemi yok.

- Tienes cinco segundos, Graham - ¿ Qué, yo?

- Beş saniyen var Graham. - Ne, ben mi?

Graham se los robó al tipo que nos vendió hierba.

Graham, bize ot satan adamdan çaldı.

- Muy bien, Jesús, Graham.

- Hadi Graham ya.

Bien, reconozcamos el hecho de que le dispararon a Graham, ¿ vale?

Tamam, David'in vurulduğu gerçeğini hepimiz kabullenelim, tamam mı?

¡ Graham!

Graham!

Hola, Graham.

Merhaba Graham.

Me has defraudado, Graham.

Beni hayal kırıklığına uğrattın Graham.

Lo arruinamos, Lo arruinamos, Graham.

Nefes nefese kaldık Graham.

Dos, se deshacen de las drogas y "C", vuelven a la fiesta... y se comportan como adultos. ¿ Está claro? Graham.

İki, haplardan kurtuluyoruz ve C, partiye geri dönüp tam bir yetişkin insanoğluna yaraşır şekilde davranıyoruz.

Graham, tu vienes conmigo.

Graham, sen benimle gel.

Graham.

Graham.

Puede volver a Londres con nosotros, ir a terapia con Luke, ver a Graham vomitar queso, todo seguirá del mismo modo, hasta que seamos viejos, solitarios y grises.

Londra'ya bizimle birlikte dönüp Luke ile terapiye gider, Graham'ın peynirini kusmasını izlersin, ta ki yaşlı, yalnız ve kır saçlı kalana dek, her şey aynı kalır.

Joder, ¿ quién sabe? Me da esperanza por Graham.

Kim bilir, bana Graham için umut vermedi de değil.

Ese es Michael Western, conocido como Matt Graham.

Michael Westen yani namı diğer Matt Graham olaya dahil olur.

Alguien que se acaba de unir al equipo no espera la misma parte de lo que se está robando, y si no conoce tus planes, - no puede ir a la policía. - ¿ Eres Graham?

Ekibe yeni katılan birisi vurgundan eşit pay almayacağı gibi planı bilmedikleri için sizi ihbar da edemezler.

Esto no es el colegio, Graham. No te preocupes.

Burası dershane değil, Graham.

Landes, quédate aquí con Graham. ¿ Estás loco?

Landes, Graham'ın yanında kal.

¿ Graham?

Graham?

Una tal Graham Kole.

Graham Kole isminde bir adama aitmiş.

Y, eh, Graham hizo un par de... caras, si entiende a qué me refiero.

Ayrıca, şey, Graham birkaç çalışma yapmıştı, umarım dediğimi anladınız.

¿ Cuándo fue la última vez que vio a Graham?

Graham'ı en son en zaman gördünüz?

Oh, Graham, eres lo más. Oh, ahh, no hay nadie como tú ".

...... Graham, sen en iyisisin Tanrım, sen bir harikasın. "

Me llano Graham.

Adım Graham.

O Barrett. Ella lo llamó Graham.

Ona devamlı "Graham" derdi.

El Dr. Graham Barrett, Terapeuta de Allison, es el asesino.

Allison'un terapisti. Katil o.

- Multa, Grant. Ahora hago la flikflak.

- Harikayım, Graham, Kemdime izin verdim sadece.

Me llamo Graham.

Adım Graham.

Bueno, ese era mi nombre mortal.

Fani adım Graham'dı.

Sí, escucha... Graham, de verdad tengo cosas por hacer, así que...

Dinle Graham, gerçekten yapmam gereken işler var, yani...

Graham me contaba sobre esa vez que fueron a esquiar

Graham'da tam kaymaya gittiğiniz zamanı anlatıyordu.

Graham pasaba por aquí para saber si queríamos algo

Graham bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sormak için uğramış.

Él lo adora, ¿ no es así, Graham?

Bayılıyor buna. - Öyle değil mi Graham?

- Graham

Graham?

Había un tipo, Graham.

Bir adam vardı, Graham.

¿ Graham?

Graham mı?

Graham, por favor, sácanos de aquí. Ustedes váyanse si quieren,

Graham, lütfen gidelim burdan.

Marcus Graham.

Marcus Graham.

Marcus Lee Graham.

Marcus Lee Graham.

- Sí.

Evet, Dr. Graham Barrett.

Graham está bien.

Graham iyidir.

Sí... de acuerdo, Graham

Peki Graham.

Graham, ¿ cuánto más alto nos llevas? No nos llevará más alto.

Graham, ne kadar yüksek olursa olsun bizi almaya gelirmisin?