Translate.vc / Spanish → Turkish / Grant
Grant translate Turkish
4,367 parallel translation
¡ Grant, qué asqueroso!
Grant, iğrençsin!
Mis padres están trabajando y Grant está encerrado en su habitación haciendo maratón de Perdidos.
Annemle babam işte ve Grant de odasına kapanmış üst üste Lost izliyor.
¿ Grant no es genial?
Grant ne harika bir çocuk öyle.
Grant, ha sido un día emocionalmente caótico.
Grant, bugün çok duygusal, karmaşık bir gündü.
Grant.
- Grant.
De vez en cuando, Grant prepara una sopa.
Ara sıra Grant çorba yapar.
No la uses como modelo de conducta, Grant.
Rol modeli olarak sakın onu örnek alma Grant.
Y Grant... ¡ ¿ Grant?
Ve Grant... Grant? !
! Este es Grant, el hermano de Carter.
Bu da Grant, Carter'ın kardeşi.
Grant, no sé.
Grant... bilmiyorum. Yapacak olsam söylerim.
¿ Quién es Grant Leetham?
Grant Leetham kim?
- Grant, ¡ se supone que estás muerto!
- Grant, senin ölü olman lazım.
- ¡ No me jodas Grant, no puedes hacer eso!
- Tanrı aşkına Grant, bunu yapamazsın.
- Grant...
- Grant.
Grant...
Grant.
Lo siento mucho, joder. ¡ Grant!
Çok üzgünüm. Grant!
- Grant, ¿ estás bien?
- Grant, iyi misin?
Le robamos 3.000 cabezas en las mismas barbas de Garnt. Cabalgué con esos muchachos desde Texas.
3.000 ineği Grant'in burnunun dibinden çalmış Texas'a sürmüştük.
Grant ha traido un extranjero para instaurar ley y orden.
Kanun ve nizamı sağlaması için Grant bir fırsatçı yolladı.
El general Grant le tiene en alta estima, Sr. Bohannon.
General Grant sizi takdir ediyor Bay Bohannon.
Christian Donaldson está a la fuga con Becky, Ian y Grant.
Christian Donaldson, Becky, Ian ve Grant ile birlikte kaçıyor. - Ne?
Grant, dijiste que hablaba inglés. ¿ Habla inglés?
İngilizce konuşuyor mu? Sen, baksana.
Esta es la casa en la que estuvimos esta mañana, y ese es Grant.
Bu, bu sabah olduğumuz ev. Bu da Grant.
Estás en un gran peligro donde estás. Tú, Becky, Grant.
Olduğunuz yerde büyük tehlikedesiniz.
Todos estáis en peligro.
Sen, Becky, Grant.
¿ Ted Grant?
Ted Grant?
Sr. Grant, ¿ sabe que mentir al fiscal del distrito va en contra de la ley?
Bay Grant, savcıya yalan söylemenin kanuna aykırı olduğunu biliyor musunuz?
¿ Admite que está cometiendo perjurio, Sr. Grant?
Yalancı şahitliği kabul mü ediyorsunuz Bay Grant?
Pietre y Donaldson están fuera y Grant está en su mundo.
Pietre ve Donaldson dışarıda, Grant kendi dünyasında.
Pero no se lo puedes decir a nadie, Grant, ¿ de acuerdo?
Ama kimseye söyleyemezsin Grant, tamam mı?
Grant lo mató.
Grant öldürmüştü.
Entramos en una escuela, les disparamos, y le echamos la culpa a Grant.
Bir okula gittik, hepsini vurduk ve suçu Grant'ın üstüne attık.
¡ Grant!
Grant!
Grant, joder, estamos haciendo algo. ¡ Puedes irte a la mierda!
Grant, lanet olsun, işimiz var. Siktir olup gitsene!
Mira, Grant. Lo siento.
- Bak, Grant, özür dilerim.
- Grant, suelta la pistola...
- Grant, silahı yere... Hayır.
Grant me ha contado lo que ha ocurrido.
Grant bana olanları anlattı.
Grant, ¡ joder!
- Grant, lanet olsun!
Voy a traer a Grant de vuelta.
Grant'ı geri getireceğim.
Si quisiese matar a Grant, Grant estaría muerto.
Grant'ı öldürmek istese, Grant ölür.
Mierda. Grant lleva puesta mi chaqueta.
Ceketimi Grant giyiyor.
Le habla a Grant.
Grant ile konuşuyor.
- Sé qué ha dicho, Grant.
- Ne dediğini biliyorum Grant.
Es agradable verte, Grant.
Seni gördüğüme sevindim Grant.
- Grant no, no lo hagas por favor.
- Grant yapma. Yapma.
Cómo es que un hombre designado por Grant para traer la ley y el orden le pone una placa a un perro loco como Sidney Snow, y eso es lo que es, ambos lo sabemos.
Grant tarafından kanun ve düzen getirmesi için görevlendirilmiş biri nasıl oluyor da Sidney Snow gibi kuduz bir köpeğe rozet veriyor? Adam bu, ikimiz de biliyoruz.
Grant me dijo lo que pasó.
Grant bana olanları anlattı.
¿ Grant Leetham?
Grant Leetham mı?
Mató a 50 millones de personas, Grant.
- 50 milyon insanı öldürdü Grant.
¿ Quién coño es él?
Grant, İngilizce konuştuğunu söylemiştin.
Tengo frío, Grant.
- Çok üşüyorum Grant.