Translate.vc / Spanish → Turkish / Gústa
Gústa translate Turkish
126,362 parallel translation
No me gusta el pescado, excepto socialmente, lo que puede complicar una comida como esta.
Ben, balıkların düşkün değilim Böyle bir yemek karmaşık hale getirebilir, hangi sosyal hariç.
"Asesoramiento y asistencia accesible inmediatamente". Te gusta eso.
"Tavsiye ve hemen Alınabilecek Yardım." Bunu beğendin mi.
No, no me gusta.
Hayır, yok.
¿ la TARDIS tiene vestidos y le gusta meterse en problemas?
Demek TARDIS'in içinde elbiseler var ve yaramazlık yapmayı seviyor.
- Ni siquiera te gusta Alemania.
Almanya'yı sevmiyorsun bile.
Si me gusta lo que veo, esta no será la última langosta que comemos juntos.
Eğer gördüklerim hoşuma giderse bu, parçaladığımız son ıstakoz olmayacak.
Apuesto que le gusta el té, estudiando todas esas horas.
Onca saat ders çalışıyor. Sence?
Voy a interrumpirte aquà porque no me gusta la vibracià ³ n que estoy percibiendo.
Seni burada durduracağım, çünkü etkileşimimizin hissiyatı şu ana dek hoşuma gitmedi.
- Me gusta ese futuro.
- Bu geleceği sevdim.
Es lo único que me gusta.
- Benim tek önem verdiğim şey denebilir.
No me gusta el karaoke.
- Karaokeyle aram yoktur.
 ¿ Y te gusta entonces?
Peki, ondan hoşlandın mı?
 ¿ Quà © tipo de obras les gusta?
Ne tür oyunlar seviyorsunuz?
 ¿ Te gusta?
Böyle güzel mi?
No, me gusta mà ¡ s el tà ©.
Ben daha ziyade çaycıyım.
Me gusta la sensacià ³ n de estar en el mar.
Denizde olmanın yaşattığı duygu hoşuma gidiyor.
 ¿ Sabes? Me gusta tu pantalà ³ n con peto.
Tulumunuzu çok beğendim.
Pues, me lleva a algo que me gusta llamar, experimento mental.
Düşünce deneyi adını verdiğim bir şeyde bana katılın.
Me gusta tu carcasa.
- Telefon kabın güzelmiş.
¿ Cuál te gusta más?
Hangisini istersin?
Ya, ¿ o es que soy yo quien no te gusta más?
Evet, yoksa artık beni sevmediğin için mi?
Le gusta estar en control.
– Kontrol sahibi olmayı seviyorsunuz.
Como te gusta.
Sen öyle seversin.
¿ Te gusta mi traje?
Takımımı beğendin mi?
No me gusta este lugar.
Burayı sevmedim.
¿ Sabes cómo me gusta poner a funcionar a las máquinas y ver cómo trabajan?
Hmm? Nasıl çalıştıklarını görmek için makineleri parçalarına ayırmayı sevdiğimi biliyorsun?
Mileva, ¿ le gusta Puccini?
Mileva, Puccini'yi sever misin? Severim.
¿ Qué opina, señor Krupp? Me gusta un hombre que se mantiene fiel a sus sueños, señor Einstein.
Hayallerinin arkasında duran adamları severim, Herr Einstein.
Te gusta gritar mierda, ¿ no?
Ota boka bağırmaya bayılıyorsun.
- No me gusta la prisión. - Vamos.
- Hapishaneyi sevmedim galiba.
Si les gusta Navidad en Viena, esperen a ver Fantasía árabe.
Viyana'da Noel'i beğendiyseniz bir de Arap Fantezisini görün derim.
- Me gusta su conjunto.
- Döpiyesini beğendim.
A nadie le gusta lo que ves.
İzlediklerini seven yok.
Le gusta su mostaza especial.
Kadın özel hardal seviyormuş.
A mí me gusta mantenerlo estrechito.
Ben sıkı kalmayı seviyorum.
La verdad es que me gusta la luz del sol.
Güneş ışığı hoşuma gitti.
Bueno... me gusta cómo cuenta la historia.
Yani... Bir hikayesi olması hoşuma gitti.
Me gusta.
İdare eder.
Me gusta así afeitado.
Tıraşlı halini beğendim.
- ¿ Te gusta? - Sí.
- Yoksa ondan hoşlanıyor musun?
Me gusta.
Burayı seviyorum.
No me gusta lo que dices. No sé lo que significa.
Ne dediğini anlamadım ama hoşuma gitmedi.
- ¿ Te gusta?
- Ondan hoşlanıyor musun?
- ¿ No te gusta su hoyuelo?
- Gamzesini de mi beğenmiyorsun?
- Le gusta a Claire.
- Ondan Claire hoşlanıyor.
Me gusta Claire.
Claire'i seviyorum ben.
¿ Qué clase de porno te gusta?
Ne tür porno seversin?
A mí me gusta.
Hoşuma gitti.
Esto no me gusta.
Bana uymaz canım.
- A nadie le gusta.
- Aslında kimse hoşlanmaz.
Me gusta ver las fotos.
Fotoğraflara bakmayı seviyorum.