Translate.vc / Spanish → Turkish / Hablámos
Hablámos translate Turkish
19,615 parallel translation
Así es. Hablamos con él por videoconferencia.
Yani görüntülü olarak konuştuk.
¿ Y sigues trabajando en las cosas que hablamos?
Hala odaklandığımız şeyler üzerinde çalışıyor musun?
Tu madre y yo hablamos de esto, y después de todo lo que ha pasado hoy, ambos sentimos que esto es algo que no podemos ignorar.
Annenle bu konuyu tartıştık, bugün olanlardan sonra ikimiz de bu yaptığını görmezden gelemeyeceğimizi düşünüyoruz.
Lydia estaba ahí cuando hablamos sobre Ragnor Fell.
Lydia, biz Ragnor Fell'den bahsederken yanımızdaydı.
El izquierdo, hablamos de un 55 por ciento, lo cual es bueno.
Sol taraf % 55 civarında, ki bu çok iyi bir gelişme.
Si solo vas de vez en cuando, ni siquiera hablamos de ello, es algo...
Aniden, hakkında konuşmadan yapacaksan ne anlamı var?
En cuanto a Reven Wright, la última vez que hablamos, mencionó a un socio.
Bu arada Reven Wright son konuşmamızda bir ortaktan bahsetti.
Aún estaba dolorido la última vez que hablamos.
Son konuştuğumuzda hâlâ hastaydım.
Hablamos ahora.
- Şimdi konuşacağız.
Nunca hablamos de eso.
Hiç bununla ilgili konuşmadık.
Y lo que hablamos, Sr. Gradgrind, ¿ la nueva posición?
Peki konuştuğumuz mesele Bay Gradgrind, yeni konumumuz?
Nadie sabrá jamás que hablamos.
Kimse konuştuğumuzu bilmeyecek.
Bueno, están sacando mi libro de los estantes mientras hablamos.
Biz konuşurken kitabımı raflardan kaldırıyorlar.
Toda operación encubierta que tenemos en marcha ha sido comprometida, y estamos sacando a todos los agentes mientras hablamos.
Halihazırdaki tüm gizli görevler açığa çıktı ve biz şu anda konuşurken tüm ajanlar sahadan çekiliyor.
¿ Por qué no hablamos de lo que si sabemos?
Bildiğimiz şeyler hakkında konuşsak ya?
¿ Por qué no hablamos de que yo esté en la habitación?
Benim odada olmam konusunda ne karar verdik?
- Hablamos por teléfono.
- Telefonda konuşmuştuk.
Hablamos la última vez de la presión sanguínea, ¿ no?
Son seferimizde kan basıncını konuşmuştuk, değil mi?
La última vez que hablamos mencionó a un tal Tommy Markin.
En son görüştüğümde bana Tommy Markin diye birinden bahsetti.
Bueno, hablamos de ello, Pero Harry me dijo que no lo hiciera.
- Şey, Biraz konuştuk, ama gelmememi söyledi.
Así como hablamos en la escuela, todos esos lugares son reales.
Yani okulda konuştuğumuz gibi tüm o yerler gerçek.
Viejo, hablamos en inglés.
İngilizce konuşmamız gerekiyor.
¿ Hablamos ya de mi corazón?
Kalbimden konuşabilir miyiz artık?
Hablamos de algo serio. Tan sólo suele haber una oportunidad.
Bu ciddi bir iş ve burada insanların sadece bir hakkı var, tamam mı?
Bueno, ya hablamos.
Pekala, sonra konuşuruz.
Apenas hablamos, lo que probablemente es bueno porque así es menos probable que la cabree otra vez.
Neredeyse hiç konuşmuyoruz. Bu iyi bir şey çünkü konuşursak yine kızdırabilirim. - Bu çok üzücü.
Veo a Callie caminando por el pasillo, y a duras penas nos hablamos, y sigo siendo una estúpida.
Callie'yi koridorda yürürken görüyorum. Zaten çok az konuşuyoruz. O zaman da aptalca konuşuyorum.
No, hablamos en serio.
Biz ciddiyiz. Erkekler ne ister?
Hablamos luego.
Ben teşekkür ederim!
Donna, ¿ hablamos un minuto?
İyi olacaksın. Donna, müsaade eder misin?
Sí, Mike, lo sé, pero no hablamos de la parte en donde no entro al colegio de abogados porque apelé a la Quinta.
Evet, Mike biliyorum. Ama susma hakkımı kullandığım için baroya giremeyeceğim kısmını konuşmamıştık.
Rachel, ya hablamos de esto.
Rachel aştık artık bunları.
Sabes exactamente de lo que hablamos.
- Bahsettiğimiz şeyi gayet iyi biliyorsun.
Ya hablamos de esto.
Bu konuyu kapatmıştık.
Hablamos todos los días.
Her gün konuşuyoruz.
Hablamos con el guardia.
Güvenlikçiyle konuştum.
Mira, hablamos de espionaje, ¿ no, me equivoco?
Bak, burada casusluktan bahsediyoruz, hem de burada.
Nos vimos... hablamos, y nos besamos.
Biz... Konuştuk ve öpüştük.
Ambos hablamos de ello.
İkimiz de bu konuda konuştuk.
Hablamos más tarde.
Beni ara.
Más allá de eso, hablamos públicamente sobre cómo hemos aprendido de esto, qué reformas vamos a implementar, pero es para hacer el mensaje lo más simple que podamos.
Bunun ötesinde, bundan ne öğrendiğimizi hangi reformları uyguladığımızı açık olarak konuşmaktayız, ama işin aslı bu mesajı elden geldiğince basitleştirmek gerekiyor.
Después lo hablamos.
Bunu sonra konuşacağız.
Hablamos de una muerte.
Bir insanın ölümü söz konusu.
¿ Hablamos?
Konuştuk mu peki?
- Hablamos sobre ti.
- Senden bahsettik.
Hablamos mucho de ti.
- Senden çok bahsettik.
La última vez que hablamos, hablamos de establecer unos límites con el agente Weller.
En son konuşmamızda Ajan Weller ile aranızda kesin sınırlar koymak hakkında konuşmuştuk.
Mateo Weitz, abogado de la Fiscalía de los Estados Unidos. Hablamos por teléfono.
Matthew Weitz Birleşmiş Milletler Başsavcı Yardımcısı.
Hablamos de trigonometría. ¡ Exacto!
Yani trigonometriyle alakalı.
Se enfadarán si no hablamos en inglés.
İngilizce konuşmazsak kızarlar.
Estoy enviando encima mientras hablamos.
Konuştuğumuz gibi yolluyorum.