Translate.vc / Spanish → Turkish / Hala
Hala translate Turkish
114,234 parallel translation
Solo quiero que sepas, que sigo siendo tu hermano.
Sadece hala kardeşin olduğumu bil.
Todavía soy yo, eso no ha cambiado.
Hala benim, değişmedim.
¿ Sigues usando esa chaqueta?
Hala o ceketi mi giyiyorsun?
¿ Todavía respira?
Hala yaşıyor mu?
Kevin no deja de mencionar ese asunto de los votos.
Kevin hala söz kısmında takılıp kalmış durumda.
¿ Nada aún del equipo de vigilancia?
- Takipten bir şey çıkmadı mı hala?
Boyd se siente seguro es en su avión su refugio con alas.
Boyd hala güvende hissediyorsa emrindeki füzelerinden dolayı.
Aún eres hábil, a pesar de tu edad.
Yaşına göre hala iyi durumdasın.
El torneo aún continúa.
Turnuva hala devam ediyor.
Ya han pasado varias horas y no sabemos nada de Judy.
Saatler geçti, Judy'den hala ses yok.
Aún hay tiempo para fuegos artificiales.
Hala coşkuya vakit var.
La drogata de mi hermana sigue viva.
Kokainman kız kardeşim hala hayatta.
Diez años después, su hija ha vuelto, creyendo que todavía puede estar vivo.
10 yıl sonra onun kızı döndü... ve onun hala yaşadığına inanıyor.
¿ Los niños aún hacen eso?
Çocuklar hala bunu yapıyor mu?
¿ Todavía hay empresas que las fabrican?
Şirketler hala oyuncak bebek üretiyor mu?
¿ Crees que Mitch sigue vivo?
Sence Mitch hala hayatta mı?
Ha estado abandonada durante años, pero esto muestra el uso continuado de electricidad en el ala oriental.
Yıllar boyu terk edilmişti, ama bu doğu kanadında hala... elektrik olduğunu gösteriyor.
Aún tiene el avión.
Uçak hala onda.
Pero uno de sus líderes todavía está ahí fuera.
Ama liderlerinden biri hala dışarıda.
Me pasé años persiguiendo cada pista, esperando contra toda esperanza, que Mitch todavía estuviera ahí fuera y vivo en algún lugar, esperando a que lo encontráramos, pero ¿ sabes qué?
Orada her bir ipucunu araştırmakla... her umudun peşinde koşmakla... Mitch'in hala orada... canlı bir şekilde bizi bekliyor olduğunu umut etmekle yıllarımı harcadım.
Aún intentamos encontrar a los demás.
Hala kalanını bulmaya çalışıyorum.
Y parte de mí sigue sin creerlo, pero aquí estás.
Ve... bir parçam hala inanmıyor... ama... buradasın.
Quiero decir, no puedo creer que sigas de parte de Guardian.
Hala Guardian'ı tuttuğuna inanamıyorum.
Conseguí un fácil y agradable 10-37 pasó por encima del escáner anoche, y la policía aún no ha encontrado el vehículo sospechoso.
Elimde geçen gece tarayıcıdan gelen gerçekten güzel ve kolay bir 10-37 vakası var ve polisler hala şüpheli aracı bulamadılar.
¿ Entonces todavía te encuentras entre una cosa y otra?
Hala iki arada bir derede kalmış hissediyor musun?
En serio, idiotas, ¿ todavía no habéis resuelto esto?
Siz salaklar hala şu olayı çözemediniz mi?
- Sigue viva.
- Hala yaşıyor.
¿ Seguís yendo al cine?
Hala sinemaya gidiliyor mu?
Por suerte, sus células cerebrales siguen funcionando.
Neyse ki beyin hücreleri hala işlev görüyor.
Aún hay esperanza para ti.
Senin için hala umut var.
Sí, porque hace mucho tiempo ese sueño significaba todo el mundo para un niño pequeño y él todavía lo recuerda.
Evet, çünkü bir zamanlar o hayal küçük bir çocuk için dünyalara bedeldi. Ve o çocuk hala hatırlıyor.
Sigues siendo miembro de la Sociedad de la Justicia. No.
Hala JSA üyesisin.
- Todavía podemos.
- Biraz daha vaktimiz olsa yapacaktık. - Hala kazanabiliriz.
La navegación sigue desactivada.
Yönlendirme hala devredışı.
Sí, ¿ sigues intentando matarnos?
- Gideon, düzeldin mi? Evet, hala bizi öldürmeye çalışıyor musun?
Pero tú sigues siendo su amiga.
Ama sen hala dostusun.
Ya, bueno, aún estoy en la nave.
Evet ama ben hala gemideyim.
La consciencia del capitán Hunter sigue bajo el control de este lugar.
Kaptan'ın bilinci hala buranın kontrolü altında.
Sigue atrapada dentro.
Hala içeride mahsur.
Juro que creo que sigue enfadada por lo de antes.
- Galiba bana hala kızgın. - Sizi duyabildiğimin farkında mısınız?
Me alegro de ver que sigue quedándote bien.
Hala üzerine olduklarını görmek güzel.
- Mon-El sigue aprendiendo.
- Mon-El hala öğreniyor.
Un policía recibió un rayo porque "Mon-El sigue aprendiendo".
"Mon-El hala öğrendiği" için... orada bir polis yıldırıma hedef oldu.
La crueldad de la guerra es que aún debería sentir lazos con esas criaturas.
O yaratıklara hala bağlı hissediyor olmam savaşın son zalimliğiydi.
Todos están preocupados porque no encontré a Livewire todavía.
Endişeliler çünkü Livewire'ı hala bulamadım.
Todavía podemos atraparla.
Onu hala yakalayabiliriz.
Todavía hay algo de bondad en ella.
İçinde hala biraz iyi tarafı var.
- Claro que no. - ¡ Pero aun así no confías en mí!
- Fakat hala bana güvenmiyorsun!
Podría estar aquí todavía.
Hala burada olabilir.
Pero sigo creyendo que los compañeros de equipo no deberían fraternizar.
Ama hala takım arkadaşlarının ilişki kurmaması gerektiğini düşünüyorum.
¿ Sigues creyendo que esto es solo una historia?
Hala sadece hikaye olduğunu mu düşünüyorsun?