Translate.vc / Spanish → Turkish / Hanna
Hanna translate Turkish
3,166 parallel translation
Mi novia Hanna
Sevgilim Hanna...
¿ Roy y Erlend? - ¿ Hanna?
Roy ve Erlend nerede?
Hanna era tu novia, ¿ verdad?
Hanna kız arkadaşınız mıydı?
Lo tengo que matar. Por Hanna.
Onu Hanna için öldürmek zorundayım.
- "Hanna ganó, Mona perdió."
- Hanna kazanır. Mona kaybeder.
- Te amo, Hanna Marin.
- Seni seviyorum, Hanna Marin.
Hanna, son tal para cual.
Hanna, ikide iki yaptın.
La verdad, Hanna la razón por la que volví...
İşin aslı Hanna. Gelmemin sebebi...
- Hola, Hanna.
- Merhaba, Hanna.
- Hanna, puede que tenga que volver.
Hanna, geri dönme olasılığım var.
Hanna-Barbera.
Hanna-Barbera.
¿ No crees que Hanna te recuerda a la loca de Sadie?
Hey, Hannah sana çılgın Sadie'yi hatırlıtmıyor mu?
Este es mi amigo Calvin Hanna, ha suscrito varias ofertas públicas iniciales muy importantes.
Kendisi, arkadaşım Calvin Hannah. Birkaç çok büyük halka arz işlemine öncülük etti.
Este es mi amigo Calvin Hanna, y ha sido evaluador de riesgos en varias grandes ofertas de adquisición.
Arkadaşım, Calvin Hanna ve birkaç büyük halka arz işlemine öncülük etti.
Hanna, no puedo creer que lo hayas guardado desde Ravenswood.
Hanna, Ravenswood'dan beri sakladığına inanamıyorum.
Vale, Hanna, dijiste que hay historias en él sobre Ali.
Tamam. Hanna, Ali ile ilgili hikayeler olduğunu söyledin.
- Hanna.
- Hanna.
Hanna y Caleb han roto, así que...
- Hanna ve Caleb ayrılmış.
Nos lo dijo Hanna.
- Hanna söyledi.
¿ Está Hanna aquí?
- Hanna burada mı?
Sabía que Hanna lo estaba pasando mal en casa, así que le di una ampliación en sus deberes.
Hanna'nın zor zamanlar geçirdiğini biliyordum bu yüzden okul ödevi için ek süre vermiştim.
¿ Por qué no esperamos y le preguntamos a Hanna?
Niye Hanna'ya sormuyoruz?
¿ Por qué eres tan dura con Hanna?
- Hanna'nın niye üstüne gidiyorsun?
Hanna.
Hanna.
Hanna, no puedes estar tan dolida por algo que pasó hace tanto.
Hanna, uzun süre önce yaşanan bir olay seni bu kadar üzmemeli.
Hanna, espera.
Hanna, bekle.
¡ ¿ Hanna?
Hanna?
- ¡ Hanna!
- Hanna!
¿ Cómo está Hanna?
Hanna nasılmış?
Creí que dormías en casa de Hanna.
Hanna'da kalacağını söylemiştin.
Sí, Hanna tuvo una mala noche.
Evet, Hanna zor bir gece geçirdi.
Por si Hanna me necesita o algo.
Hanna'nın bana ihtiyacı olursa diye.
Hanna, van a sacar todo del sótano mientras arreglan la tubería.
Boruyu tamir etmek için bodrumu boşaltıyorlar.
Soy yo, Hanna.
Ben Hanna.
¿ Hanna?
Hannah?
Hanna, por favor deja de leer.
Hanna, okumayı bırak lütfen.
Tras ayudar a la madre de Hanna a ser libre, fui eliminada como una verruga.
Hanna'nın annesine yardım ettim sonra başınızdan kovdunuz.
La caries dental conduce a enfermedades del corazón, Hanna.
Diş çürükleri, kalp hastalıklarına yol açar.
Vale, Hanna...
Tamam, Hanna.
Doctor Ackard, parece que Hanna Marin no pudo esperar.
Dr. Ackard, Hanna Marin bekleyememiş sanırım.
- ¿ Hanna?
- Hanna?
¿ Creemos que la misma persona que me persiguió anoche en el instituto pasó la tarde operando a Hanna?
Beni bu gece okulda kovalayan kişiyle akşamüstü Hanna'yı ameliyat eden aynı mı?
Y decirle a mi papá que me quedo en lo de Hanna.
Hem ona hem babama Hanna'da kalıyorum falan derim.
Hanna, hizo algunas preguntas.
Hanna, birkaç soru sordu.
Lo siento, Hanna, me encantaría pero...
Üzgünüm, Hanna. Keşke gelebilsem...
Hola, Hanna, estoy en la biblioteca.
Hanna, kütüphanedeyim.
No se trata del menú, Hanna.
Çörekle ilgisi yok, Hanna.
¿ Deberíamos pasar por casa de Aria y hurgar en su basura? Quizá tenías razón, Hanna.
Bir de Aria'ya uğrayıp çöplerini karıştıralım mı?
- Encontramos amigos.
- Ya Hanna? - Arkadaşlarınızı bulduk.
- Hanna...
- Hanna.
¡ Hanna!
- Hanna!