Translate.vc / Spanish → Turkish / Harmónica
Harmónica translate Turkish
27 parallel translation
Esta es la harmónica de Holland, ¿ verdad?
Bu Holland'ın mızıkası, değil mi?
Por favor, tráeme mi harmónica.
Lütfen bana mızıkamı getir.
Willie, dile a Frances a que edad comenzaste a tocar el arpa. Comencé a tocar la harmónica a los 3.
Wille, frances'e harmonica çalmaya kaç yaşında başladığını söylesene 3 yaşında başladım
Sé de esas mujeres que lo quieren todo y agradezco a Dios que nuestra pequeña harmónica no tiene ese problema.
Her şeye sahip olmaya çalışan kadınlarla ilgili yazıları okuyorum ve Tanrı'ya şükrediyorum ki bizim küçük "Armonika" mızın böyle sorunları yok.
¿ Siente usted que su vida es harmónica?
Sizce hayatınız düzenli mi?
Tus miembros son como las notas de una harmónica ondeando
"Tıpkı meltemler gibi es..." "tıpkı sular gibi ak."
Crees que una harmónica puede hacer revivir?
Armonika seni canlandıracak mıydı?
Tu sabes, parrandeando, tocando tu harmónica, un motín
Partiler, mızıka çalmalar. Ortalığı karıştırmalar.
Resonancia magnética harmónica controlada.
Kontrollü manyetik harmonik rezonans.
Sabes, la semana pasada, un tipo leyó diez páginas de su diario y terminó con un solo de harmónica, y les gustó, así que,
Geçen hafta adamın biri günlüğünden 10 sayfa okudu ve arkasından armonika çaldı.
Es por eso que siempre cargo esto... la famosa harmónica J. Albert hijo.
Bu meşhur J. Albert ve Oğlu marka bumerang mızıkayı işte bu yüzden hep yanımda taşırım.
Tu abuelo tocó la harmónica durante muchos años.
Büyükbabanın uzun yıllar mızıka çaldığını biliyor muydun?
La música harmónica reduce la actividad neural.
- Harmonik müzik sinirsel aktiviteleri yavaşlatır.
Hablas como si trasero tocara la harmónica.
Kıçımın mızıka çaldığı gibi konuşuyorsun.
¿ Nunca has deseado estar tú al frente tocando la trompeta o la harmónica en lugar de esa gorda hija de puta que tienes que estar arrastrando?
Ön tarafta trompet veya mızıka çalmayı dilemez miydin? O koca şeyi taşımaktansa?
Me encanta tocar al harmónica.
Gerçekten harmonika ( mızıka ) çalmayı severim.
Recibí una harmónica, un set de poesía magnética, y un libro sobre Harvey milk, una cinta con la canción Asleep, dos veces.
Bir armonika aldım. Bir Manyetik Şiir Seti. Harvey Milk hakkında bir kitap.
Y como Lucio, el músico, Enzo Gallo que puede tocar la harmónica. ¿ La tienes contigo?
Ve Lucius, müzisyen olarak, armonika çalabilen Enzo Gallo.
¡ Mi harmónica!
Mızıkam!
¡ Perdí mi harmónica!
Mızıkamı kaybettim!
¿ te sentaste en tu portal tocando la harmónica?
Kambur oturup mızıka çalmak mı?
Intentará liberar un poderoso espíritu oscuro en la convergencia harmónica que está a pocos días de suceder.
Ahenk Birleşmesi süresince çok güçlü bir ruhu serbest bırakmaya çalışacak ki bu birleşmeye bir kaç gün kaldı.
¿ El día que trajiste la harmónica al trabajo?
İşe mızıka getirdiğin gün mü?
Y papá me enseñó a tocar la harmónica.
Babam da bana mızıka çalmayı öğretmişti.
- "Seg..." - "Segundo, el Vástago puede ser aquietado, incluso guiado por vibraciones calmantes, transmitidas con mayor eficacia a través de una harmónica de cristal".
- İkin... "-" İkinci olarak, "Kindred yatıştırıcı tınılarla " sakinleşiyor hatta kontrol ediliyor, özellikle cam bir armonika sayesinde. "
Podemos utilizar la harmónica de cristal para atraer al Vástago dentro.
Kindred'ı içeri çekmek için cam armonikayı kullanırız.
Perdí mi harmónica. ¿ Qué hacen?
Ay! Ne? !