Translate.vc / Spanish → Turkish / Hashtag
Hashtag translate Turkish
248 parallel translation
¡ Hashtag, hagamos esto!
# yapalımşuişi
Numeral : trae el trasero de vuelta.
Hashtag : kalçası yine muhteşem
Trato de minimizarlos no estando contigo ni con Rick Rath o Hashtag Black.
Senin, Rick Rath'ın ya da Hastag Black'in çevresinde olmayarak bu pişmanlıkları en az seviyede tutmaya çalışıyorum. Hepiniz kafayı yemişsiniz.
No, esa entrevista le tiene de moda en Twitter y los hashtags dicen perdón.
Hayır, verdiniz röportaj üzerine Twitter ve Hashtag affedilmenizi konuşuyor.
¿ De verdad crees que dejaría mi hashtag en la casa de alguien luego de asesinarlo?
Birini öldürdükten sonra her yere hashtaglerimi bırakacağımı sandınız gerçekten?
Hashtag # Mudanza.de.Annie.
Etiket # AnnieninTaşınması.
Hashtag creo que estoy enamorado
Hashtag, sanırım aşık oldum.
Hashtag mi compañero es un perdedor.
Hashtag, ortağım tam bir gerzek.
Buscaos un curro, surfistas de nieve. # Los Mormones Molan "
Bir iş bul, kar kayakçısı Hashtag, Mormonlar harika. "
Twitter.
Hashtag.
¿ Cuándo lo usaste por última vez?
En son ne zaman hashtag kullandın?
Hashtag Llanto fingido de Vice. ¿ Qué diablos?
Etiket "SahteYardımcıAğlaması" Bu ne lan?
Aunque no tengo mi propio hashtag como otras.
Ama gerçek kimliğimi taşımak da arada güzel hissettiriyor doğrusu.
Tú sabes, este, hashtag... "esos no son mis calcetines".
These Aren't My Socks'ı biliyor musun?
Hashtag... trata de seguir al genio. Si alguien más está tuiteando por mi, entonces no tendré que prestar atención a todo aquello que no es importante.
Biri benim yerime tweet etmeye başlarsa önemli olmayan şeylere bu kadar dikkat etmeyi bırakabilirim.
"Hashtag... Minefiel hace estallar a T.K."
Minefield, TK'i halletti diyor.
¡ Hashtag QuienSabiaQueEranHermanas!
KimBilirdiKardeşOlduklarını başlıklı twitlerinizi bekliyorum!
Entonces usted podría tweet : yo soy "cara enojada" un gran monstruo, tonto.
Sonra Tweet'leyebilirsin, "Ben koca bir aptalım. Çatık kaşlı surat, hashtag, Aptal."
Etiqueta, # Virginia es genial #
Hashtag, Virginia harika.
- que por miedo. # emoción.
- Hashtag, heyecan.
- Hashtag.
- Hash-tag.
Hashtag, "Gulls gone wild." ( "Las gaviotas se vuelven salvajes" )
"Martılar delirdi" etiketi ile.
Un "hashtag" de "CheggersPlaysCock".
Etiket, CheggersSikCaliyor.
- Es como tú piensas en hashtags. - ¿ Te gusta eso?
- Sanki hashtag'lerle düşünüyorsun.
Usó el hashtag Noche de Noticias.
HaberGecesi etiketini kullanıyordu.
Así que estaba buscando otros tweets con nuestro hashtag y este fue escrito hace seis minutos desde nuestra sala de maquillaje.
O yüzden ben de bizim etiketimiz olan tweetlere baktım ve makyaj odasından 6 dk önce bunun yazıldığını gördüm.
Una mujer que trabaja para el Post está enojada con Will por un desaire percibido y ha estado twiteando sobre ello y por eso hay alguien aquí monitoreando el hashtag de Noche de Noticias.
Post'ta çalışan ve Will'in kendisini hor görüp yok saydığını düşündüğü için ona kızan ve bu konu hakkında tweet atan bir kadın var. Bu yüzden bizden birisi HaberGecesi etiketli tweetlere bakıyordu.
Y si alguien lo ve, les decimos que tuiteen su paradero con el hashtag EncuentraEsteAvión.
Eğer gören olursa, "BuUçağıBulun" hashtag'i ile uçağın konumunu tweet'lemelerini söyleriz.
¿ Qué es un hashtag?
Hashtag nedir?
Hashtag "esto podría funcionar", jefe.
Hashtag "bu işe yarayabilir," demek, Patron.
- El hashtag... "Mellie tiene una gran gorda boca..." - ¡ Dejala sola!
- Etiketler... "# mellieninkocaşişkobirağzıvar"
Voy a subirlo a Instagram. El hashtag será "arroz frito".
Bunu göndereceğim ve kızarmış pirinci etiketleyeceğim.
- ¡ Hola, hola! - ¡ Hola, hola! # Tú búsqueda de café está haciendo estallar mi timeline.
Kahve isteği hashtag'im *, timeline'ımı * patlattı.
¿ Vas a tuitear esto? ¿ Cuál va a ser el hashtag?
Bunu tweet'leyecek misin? Peki hashtag'i ne olacak?
Hashtag : Impresionante.
# Nefeskesici.
Almohadilla "sospechosa".
Hashtag "şüpheli."
Hashtag, ojalá que no tuiteara tanto sobre fumar marihuana. "
Hashtag, keşke ot içimek için bu kadar çok tivit atmasa.
Hashtag, contagioso.
# Bulaşıcı.
Y asegúrate de ponerle a esa foto el hashtag "Pastel de patatas fritas casero de Max" cuando la subas.
Fotoğrafı internete koyduğunda, Max'in Ev Yapımı Kek Kızartması tagini koymayı unutma.
Sala tres, Julia Roberts en "I love you".
Salon üç, Julia Roberts Hashtag Seni Seviyorum.
Hashtag pedazo de mierda.
Hashtag bir parça bok. Pekala, biliyor musun?
Hashtag te quiero.
Hashtag seni seviyorum.
Sujeto a contrato, me ofrecieron una hipoteca por la legendaria suma de 60 libras por mes y tiene un garaje de ladrillo que quizás o no vaya a destruir con una maldita granada de mano, así que recuerden, hashtag bromesura.
Kontratın konusu, ayda 60 dolarlık mortgage önerdiler. Evin yanında tuğlalarla kaplı tuvalet bile var ki muhtemelen o kısmı el bombası ile havaya uçuracağım. Unutmayın, # japers.
- Hashtag bendijo, ya sabes.
- Etiketleme kutsaldır, biliyorsun.
Hashtag que-haría-Gus.
"Gus ne yapar" ı etiketle.
Se lleva todas las cosas de valor y deja estos hashtags.
Ve arkasında da bu hashtag'leri bırakıyor.
Hashtag # EsoEsTodo.
Etiket # BurayaKadar.
¿ Sabes cuál es la tendencia en Twitter? " Hashtag... ¿ Quién es el próximo T.K.?
Sıradaki TK kim?
Etiqueta...
Hashtag.
Ni se te ocurra pensar hablarme sobre esto. "Haciéndome un tatuaje, hashtag no me hables sobre ello." Lo sé.
Biliyorum. "Dövme yaptırıyorum..."
- ¿ Qué es una hashtag?
- Hashtag ne oluyor?