Translate.vc / Spanish → Turkish / Hattie
Hattie translate Turkish
513 parallel translation
Cuando la prima Hattie venga esta mañana, le daré nuestros asientos de la Filarmónica del jueves.
Kuzen Hattie bu sabah geliyor. Perşembe günkü konserin biletlerini ona vermek istiyorum.
Hattie, ni te imaginas.
Hattie, bir bilsen.
Acaba de llegar Hattie, querido.
Hattie geldi hayatım.
Hola, Ed. Hola, Hattie.
Merhaba Ed, merhaba Hattie.
- Hola, Hattie.
- Merhaba Hattie.
Llame a Hattie Carnegie y dígale que envíe un camisón de encaje negro a Toots Malone, en el Mammoth Hotel.
Hattie Carnegie ara ve ona Mammoth oteldeki Civciv Malone'a dantelli bir gecelik göndermesini söyle.
Sí... tal vez sea su tía Hattie.
Evet... Belki Hattie teyzesi.
¡ Hattie Quimp!
Hattie Quimp!
Se mirará en él todos los días y dirá hermana Henrietta.
Her gün ona bakacaksın ve kendi kendine... Kardeş Hattie diyeceksin.
Pienso ayudar a Henrietta y lo haré.
- Seni ilgilendirmez. - Hattie'ye yardım etmek beni ilgilendiriyor ama.
Henrietta, subo a buscarla.
Hattie, senin için yukarı geliyorum.
Vuelva a Irlanda y déjeme en este hermoso lugar.
- İrlanda'ya geri dön. Ben Hattie Flusky'nin harika evinde yaşayayım.
No sea cobarde.
Korkak olma Hattie.
Le acompañaré o mejor iremos Henrietta y yo.
Beni de yanınızda götürün. Hattie'ye şehri göstersen iyi olur.
Acabo de escribir a mi hermana, ¿ quiere poner unas letras?
Hattie, kız kardeşime mektup yazıyordum bir kaç kelime eklemek ister misin?
No debemos hacer esperar al gobernador.
Hadi ama Hattie. Valiyi bekletmek istemezsin.
Encantado. Hatty Consiti.
Memnun oldum Hattie değil mi?
Si eso es cierto, tendré que cumplir con mi deber.
Leydi Hattie, eğer bu öyküde ısrar ederseniz görevimi yapmak zorunda kalacağım.
Hatty, no creerás que...
Hattie düşünmedin ya? Hayır, elbette hayır.
Hatty, me dijeron que había venido.
- Hattie, bana geldiğini söylediler. - Charles.
Seré el hazmerreír de Dublín. Adiós, Hatty.
- Hoşça kal Hattie.
¿ Quién enviará esto?
- Hattie haladan sevgilerle.
Con afecto, de tía Hattie.
- Hattie hala, ha?
Kay, ven a ver lo que te ha mandado tía Hattie.
Kay, gel de Hattie halanın sana ne gönderdiğine bak.
¡ Alto, alto! Daos prisa, moveos, parecéis tortugas.
Evet, düğün bugün, Hattie hala.
¿ Está usted aquí? - Firme, por favor.
Neredesin, Hattie hala?
- Un momento, tía Hattie.
Nere? Tren istasyonunda mı?
En la estación.
Hattie hala, tren istasyonunda. Git de onu al. Yapamam, baba.
Mi servicio ha ido a buscarme bicarbonato.
Hattie hala. Alo?
Pues escoja usted, o banquete de boda o bicarbonato.
Alo, Hattie hala.
¡ Tía Hattie, oiga, tía Hattie!
- Bay Banks, Kay nerede? - Onu derhâl görmeliyim. - Üst katta.
He de verla inmediatamente. - Arriba. - Gracias.
Hattie hala tren istasyonunda...
Tommy, tía Hattie está esperando en la estación y quisiera...
Merhaba, Joe! Ne yapmaya çalışıyorsun?
Dios mío, tía Hattie, ¿ dónde está? Los coches están aquí, cuelga.
Hattie hala sabahtan beri istasyondaymış.
Hay una porra... hay una parada de taxis, coja uno y vaya a la iglesia.
Pekâlâ, Hattie hala. Pekâlâ. Kay!
Muchos recuerdos a Joe y Hattie.
" Joe ve Hattie'ye selamlar.
¡ Henrietta!
Hattie.
Henrietta.
Hattie.
Estará orgulloso, ha ido a cenar con el gobernador.
Durum çok iyi, Hattie şimdi validen bir yemek daveti aldı.
Hatty.
Hattie, Hattie.
Ah, de tía Hattie, ¿ eh?
- Kay güzel, şişkin bir çek bekliyordu.
- ¿ Dónde pongo esto?
Alo, Hattie hala!
- Nada de flores, sáquelas de aquí.
Hattie hala.
Hola, tía Hattie.
Gelemediğine üzüldüm. Ne?
Bien, tía Hattie, sí, hoy es el día.
Burada mısın?
Siento que no venga.
Bir dakika, Hattie hala.
Tía Hattie está en la estación, ve a buscarla.
Ev çalışanlarınıza mutfaktan uzak durmalarını söyleyin.
¡ Diga!
Vay canına, Hattie hala, neredesin?
Tía Hattie, lleva en la estación toda la mañana, no sabe ir a la iglesia.
Kay'le peşimizden gelirsiniz. - Ellie! Ellie!
Tía Hattie, salga a la calle.
Parasını ben ödeyeceğim.
Muy bien, tía Hattie.
- Kay!