English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Haý

Haý translate Turkish

1,371,031 parallel translation
No, Brad. Eso no lo sé.
Hayır Brad, bunu bilmiyorum.
No.
Hayır.
No hay nada de qué avergonzarse.
Utanacak bir şey yok.
- No, eso no ha sido discutir.
- Hayır, bu bir kavga değildi.
Todo el mundo sabe que en los funerales hay sexo.
Herkes cenazelerin seksle sonuçlandığını bilir.
Esta es la parte en la que me decís que soy una insensata y que no hay nada de qué preocuparse.
Burası bana aptalca davrandığımı ve endişelenecek bir şeyin olmadığını söylediğiniz bölüm.
Bonnie, eres una insensata y no hay nada de qué preocuparse.
Bonnie, aptalca davranıyorsun ve endişelenecek bir şey yok.
¿ No hay ningún portador del féretro por aquí al que te puedas tirar?
Etrafta sırtlayacağın bir tabut taşıyıcısı yok mu?
¿ Supongo que no hay problema, no hay factura?
Sorun olmadığı için ücret de olmadığını varsayıyorum.
Ah, sí hay una factura.
Hayır, ücreti var.
No, cuando cumplí los 40, me pusieron en el turno de los desayunos.
Hayır, 40 yaşındayım, beni kahvaltı servisine koydular.
No, no, espere un momento, la va a escupir.
Hayır, hayır, bir dakika bekle, çıkaracaktır.
Eso lo has leído en el póster que hay en el baño.
Bunu tuvaletteki posterden gördün.
No, Natasha, eso está mal.
Hayır, Natasha, bu yanlış.
No, ninguno.
Hayır, sorun yok.
No, debía estar en la cárcel.
Hayır, o hapiste olmalı.
Pero tal vez no hay mal que por bien no venga
Ama vergi problemlerinde belki bir umut ışığı vardır.
No voy a presentarte a mi hermano medio gay.
Hayır, seni yarı-eşcinsel kardeşimle tanıştırmayacağım.
Tal vez hay una razón para esto.
Belki bunun bir sebebi vardı.
Te buscaré las calcomanías.
Karaoke! Hayır, hayır.
Van, ¿ sabías que soy la única Vicepresidente Sénior en este edificio que no tiene una oficina de verdad?
- Hayır! Dorothy'i neden bizim gruba koydun? Biliyorsun halat çekme yarışında faydası olmayacak.
Es como el orgullo que un mayordomo siente cuando le dan un segundo cuarto.
Hayır ama Ohio'daki şişko adam o tişörtü geri istiyor.
- Sin peros.
Hayır...
- Oh.
Hayır?
Sin embargo, no hay espacio,
İyi, tamam.
Si. Pero hay algo especial con Green Fury.
Harvard eğitimini ne harika kullanma şekli.
A menos que, caigas de nuevo desde otro balcón.
Neden bu insanlar için bu kadar şey yapıyorsun? - Aynı çocuk gibiler. - Hayır, o kadar kötü değiller.
Lo siguiente que sabrás, es que ella será la que, estará chocando las cinco en un trío con Bruce Wayne.
Hayır bunun şöyle : "İi-yuu-ii-yuu-ii-yu."
Si la limpiaba de las arañas. Es decir, ¿ ya no hay... arañas aquí? ¿ Que fue lo que hiciste, verdad?
"Acil durum kilitleme prosedürü başlatıldı"
Emily, una vez que otro espacio se abra,
Hayır!
- ¡ Ja!
- Hayır.
Si tu ganas, ¡ puedes convertirlo en un establo de unicornios porque eso será como un cuento de hadas!
- Deniz paraşütü? - Hayır. - Su kayağı?
¡ Ja! ¡ Ja! ¡ Oh, si!
- Hayır ve birisi başka bir şey sormadan ofiste sıkışıp kaldık sınırlarımız bildiğimiz gibi.
¿ Que hay de nuevo, amigo?
Neyimiz var söyleyeyim.
¿ Muy convincente?
Hayır! Peki, ihtimal kümesine dönüş.
Gracias.
- Hadi gidelim. - Hayır.
Gracias a ti.
Hayır, hayır.
Mira, cariño, todos creemos que mereces esa oficina. Pero aquí hay algo más grande en juego.
Ben Van'i seçerdim, çünkü o zengin ve insanlar muhtemelen onu arar.
Yo creo que hay algo que necesitas ver. ¿ Empleado del mes?
Ayrıca, kırılgan tırnaklarına bakarsak onda demir eksikliği var yani on güne hakkından gelebilirdim ve sonra onu yerdim.
¡ Van!
- Hayır! Size söyledim, hiç birinizi yemek istemiyorum aptallar.
¿ Hoy hay algo diferente en la oficina?
Ruh-roh? Millet Emily nerede?
- ♪ No deberías decir ♪ ♪ Puedes decir gracias si quieres... ♪
Hayır, bu başka kova.
Hay una larga lista de personas muy talentosas que han caído a los pies de Vanderveer Wayne.
Şimdi karşınızda, spor sonuçları için karısından asla ayrılmayan yalancı bok çuvalı Brock Donovan.
- Que ya te la había dado antes que le hicieras eso.
Sence şirinliğimi destek olarak kullandım mı? Hayır, Ron. Şimdi ne olacak?
¿ Ves? Ahí lo tienes.
Hayır, tamamen boşluk.
- No, no te vimos.
- Hayır, izlemedik.
Son los mejores que hay.
Bu ürün son teknoloji.
No, es amable.
Hayır. İçinden gelmiş.
No te disculpes.
Hayır, bu...
Siento mucho volver a interrumpirte, pero no hay "mejoría" en el autismo.
Daha iyiye gittiğini sanmıştım. Sözünü kestiğim için özür dilerim ama otizmde iyileşme olmaz.
Claro que no.
Tabii ki hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]