Translate.vc / Spanish → Turkish / Heywood
Heywood translate Turkish
220 parallel translation
vamos.
Binbaşı Heywood'da iplik olacaktı. Haydi.
- Él es Morgan Heywood.
- Bu Morgan Heywood.
Floyd, Heywood R.
Floyd, Heywood R.
- Heywood, ¡ qué sorpresa más agradable!
- Heywood, ne hoş bir sürpriz!
Mi amigo, el Dr. Heywood Floyd.
Bu, arkadaşım, Dr. Heywood Floyd.
Bueno sé que todos queremos dar la bienvenida a nuestro distinguido amigo y colega del Consejo Nacional de Astronáutica, el Dr. Heywood Floyd.
Biliyorum ki hepimiz, Ulusal Uzay Bilimleri Konseyi'nden saygıdeğer dostumuz ve meslekdaşımız Dr. Heywood Floyd'u aramızda gördüğümüze çok sevindik.
- No se preocupe.
Merak etme, Heywood.
Vaya a almorzar.
Şimdi git yemeğini ye, Heywood.
Piedras.
HEYWOOD : Taş bunlar!
- No digas una sola palabra a nadie.
Heywood, çeneni kapalı tutacaksın. Anladın mı?
- Si el banco cierra... - nos quedamos sin empleo.
Heywood, banka kapanırsa, işsiz kalırsın.
- No me importa. Son unos ladrones.
Heywood, bunu senin için yaptım...
- Abra o quedará despedido.
Heywood, aç şunu. Aç yoksa kovulursun.
Han matado a Heywood a sangre fría.
Heywood'u acımasızca öldürdüler.
Heywood Bruin.
Heywood Bruin.
INFORME FINAL ESCRITO POR : HEYWOOD FLOYD...
HEYWOOD FLOYD...
¿ Es Ud. el Dr. Heywood Floyd?
Siz Dr. Heywood Floyd musunuz?
Buenas noches, Sr. Heywood.
İyi akşamlar, Bay Heywood.
- Buenas noches, Sr. Heywood.
İyi akşamlar, Bay Adams, efendim.
¿ Mareado, Sr. Heywood?
Deniz mi tuttu, Mr Heywood, efendim?
Pero asegúrese de que el Sr. Heywood beba.
Ama Bay Heywood mutlaka içsin.
Ya le subimos, Sr. Heywood... señor.
Bay Heywood geliyor. Efendim.
El Sr. Heywood tendrá que dar cuentas por esto.
Bay Heywood'un bunu açıklaması gerekecek, biliyorsun.
Pobre Heywood.
Zavallı Heywood.
Tres hombres abandonaron el barco mientras el Sr. Heywwod hacía guardia, lo cual se castiga con la horca.
Dün gece, Bay Heywood nöbetçiyken üç kişi gemiden firar etti. Ki bunun cezası asılarak ölüm.
Les presento a el coronel Heywood, El coronel más pequeño en el mundo!
Albay Heywood'un sunuşyla, Dünyanın en küçük albayı!
Coronel Heywood, que quieres?
- Albay Heywood, ne alırsınız?
Una Heywood-Wakefield.
Bu bir Heywood-Wakefield.
Hola, Heywood.
Selam Heywood.
Y tampoco tiene pelo.
- Saçı da yok zaten. - Heywood.
¿ Heywood?
Heywood?
Eso no es esteatita.
Heywood, o şey sabuntaşı değil!
No vas a hacerle daño.
Heywood'u incitemezsin.
- Hasta Heywood lo sabe, ¿ verdad?
- Değil mi, Heywood?
El hombre lleva aquí 50 años, Heywood. ¡ 50 años!
Adam 50 yıldır burada, Heywood, 50 yıl!
P.D. Dile a Heywood que siento lo del cuchillo en su garganta.
Heywood'a söyle, boğazına bıçak dayadığım için üzgünüm Hiç kuvvetim kalmadı.
Por Dios, Heywood.
Tanrım! Heywood.
- Heywood.
- Heywood.
Yo no tengo porque responderte, Heywood, o a ningún otro en este cuarto.
Sana cevap vermek zorunda değilim, Heywood ya da bu odadaki herhangi birisine.
¡ Suéltame, Heywood! , idiota.
Bırak beni, Heywood.
Muy bien, señor Heywood.
- Elbette, Bay Heywood.
Alcancé a Daniel, le quité la pelota. Entonces ese gusano Heywood me saltó por atrás.
Daniel'i yakalamıştım, topu da ondan almıştım sonra arkadamdan o uyuz Heywood üstüme atladı.
Entonces ¿ qué hizo después de que le saltó Heywood?
Heywood üstüne atladıktan sonra sen ne yaptın?
Entre Daniel y Marcus Heywood.
- Daniel ve Marcus Heywood arasında.
Heywood acusó a Daniel de fraternizar con los del pueblo.
Heywood, Daniel'ı kasabalılar ile arkadaşlık yapmakla suçlamış.
Mayor Heywood.
- Binbaşı Heywood.
- Mayor Heywood.
- Binbaşı Heywood...
Sr. Heywood, ¿ cómo es posible que no los viera?
Bay Heywood, nasıl oldu da onları görmediniz?
- Gracias, Heywood.
- Sağ ol Heywood.
¡ Vamos, señor Heywood!
Hadi, Bay Heywood.
Marcus Heywood.
Marcus Heywood.