English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Hiss

Hiss translate Turkish

99 parallel translation
- Claro. Whittaker Chambers es un mentiroso, pero a Alger Hiss le cayeron cinco años.
Whittaker Chambers yalancıdır, Alger Hiss ( 4 ) beş yıl ceza almıştır.
Humilde como son los márgenes del mundo, donde se trabaja la tierra, o se roba, vestidos con harapos de los padres, humildes caras de los hijos nacidos sin que haya una razón que lo explique. Por lo tanto, detrás de estas caras de muertos de hambre y bandidos se incuba un sentimiento terrible que Francia llamó Libertad.
dünyanın kenarındaki mütevazi gibi, toprağı işlediği, yağmaladığı yerlerinde, babaların paçavraları giymiş, zavallı oğullarının suratları, lüzumsuz dünyaya gelmiş, fakat, şu azgın ve eşkiya suratların altında korkunç bir hiss duruyor,
SEÑOR HISS UNA SERPIENTE
SİR HISS YILAN
Y bien, ¿ cuál es la próxima parada?
Söyleyin, bir sonraki durak neresi, Sir Hiss?
No exageres, Hiss.
Sakın... sakın abartma, Hiss.
Hiss, e irás andando hasta Nottingham.
Hiss Nottingham'a kadar yürürsün.
¡ Señor Hiss! Se acabaron los siseos.
Oh, sen son kez tısladın.
¿ Has oído eso, Hiss?
Duydun mu, Hiss?
¡ Nunca estás cuando te necesito!
Hiss! Sana ihtiyacım olduğunda hiç ortalıkta olmuyorsun.
Hiss, es un gran día.
Hiss, bu anmaya değer bir gün.
Hiss, nadie debe sentarse más alto que el Rey.
Hiss, kimse kralın yukarısında oturmaz.
¿ Debo recordártelo, Hiss?
Sana hatırlatmam mı gerekiyor, Hiss?
Hiss, te echaste a un lado a propósito.
Hiss, özellikle çekildin.
Tiene estilo, ¿ eh, Hiss?
Bir tarzı var, değil mi Hiss?
Hiss, ponlo en mi equipaje.
Hiss, bunu bavulumun üstüne koy.
Hiss, contigo, no necesito bufón en la corte.
Hiss, sen varken saray soytarısına kimin ihtiyacı olur ki?
¡ Nunca estás cuando te necesito!
Hiss! Sana ihtiyacım olduğunda hiç ortada olmuyorsun!
¡ No te la sabes, Hiss!
Yanlış anlamışsın, Hiss.
¡ Hiss, qué idea!
Hiss, buldum!
¡ Está muerto!
Hiss, işi bitti!
Me siento bien, y fuerte.
Ben kendimi iyi ve güçlü hiss ediyorum
Me siento mejor.
Artık daha iyi hiss ediyorum.
Me siento cantando, brincando, bailando. Quiero salir.
Kendimi şarkı söyleyen, dans eden çığlık atan gibi hiss ediyorum Dışarı çıkmak istiyorum.
Me siento bien contigo.
Senden hoşlanıyorum. Seninle olduğumda çok iyi hiss ediyorum.
Me siento bien, muy bien.
Ben iyi hiss ediyorum, çok iyi.
Me siento de maravilla!
Harika hiss ediyorum!
Expuso a Alger Hiss y ahora, el gran jefe Richard Nixon va por otro abucheo mortal.
Alger Hiss`ten sonra ortaya çıkan onurlu büyük Başkan Richard Nixon başka bir ölümcül yuhalanmaya gider.
Durante 16 años, desde el caso Hiss, se han divertido mucho.
16 yıl boyunca, Hiss davasından bu yana, çok eğlendiniz.
Pero fue el caso Hiss el que hizo famoso a Nixon.
Fakat Nixon a asıl adını kazandıran şey Alger Hiss davasıydı.
Alger Hiss era un diplomático acusado por el periodista Chambers de pasar documentos secretos a la URSS.
Alger Hiss eyalet departmanı diplomatlarından biri.... olmakla suçlanan serbest yazar WhittakerChambers... gizli dökümanları Sovyetler birliğine kaçırmakla suçlanan.
Cuando Hiss negó que conocía a Chambers, supe que estaba mintiendo.
Hiss'e bunlar hakkında birşeyler bilip bilmediğini sordum "Hayır dediğinde, yalan söylediğini biliyordum ; çünkü onu çok iyi tanıyordum"
Tras dos juicios fue acusado no de espía, sino de perjurio.
İki duruşmadan sonra Hiss casusluktan değil, yalan yere yemin etmekten suçlu bulundu.
¡ Chamber y Hiss!
Chambers ve Hiss gibi.
Truman evitó que sacara la mierda sobre el caso Hiss en el 48.
Truman 48'te onun olayında benim araştırmamın dışında kesti. O yasadışı ne yaptı.
Nadie creía a Hiss comunista, excepto yo.
Hiç kimse Alger Hiss'e inanmadı beni kabul eden bir komünistti.
Pero ellos amaban a Hiss como aman a Ellsberg.
İyi, onlar Hiss'i sevdi bu Ellsberg karakterini sevdikleri gibi.
Miente.
Hiss yalan söylüyor.
Porque Hiss aseguró no conocer a Chambers.
Sahip olmayacaktım eğer Hiss Chambers hakkında bildiklerini yalan söylemeseydi.
La clave es que demostramos que Hiss mentía.
Kanıtladığımız anahtar şey bu Hiss bir yalancıydı.
Aplasta a Ellsberg como aplastamos a Hiss.
Bu Ellsberg'e çarp Hiss'e yaptığımız aynı yöntemle.
Alger Hiss dijo lo mismo. Igual los Rosenbergs.
Alger Hiss aynı kahrolası şeyi söyledi, ve Rosenbergs da.
Un anillo de espías soviéticos saltó a la luz en 1946 llevó a los investigadores hasta Alger Hiss, quién había sido un asesor de política exterior durante la guerra.
1946'da ortaya çıkarılan bir Sovyet Casus şebekesi, soruşturmayı yürütenleri savaş zamanı dış politika danışmanlığı yapan Alger Hiss'e yönlendirdi.
Ahora, ¿ Se podría mantener de pie un momento Sr. Hiss? "
Bir süre daha ayakta kalır mısınız Bay Hiss?
Hiss negó firmemente haber traicionado a su país.
Hiss kibarca ülkesine ihanet ettiğini inkar etti.
Richard Nixon, un ambicioso joven Republicano, estaba convencido de que Hiss estaba mintiendo.
Richard Nixon, hırslı genç bir Cumhuriyetçi, Hiss'in yalan söylediğine emindi.
Hiss fue encarcelado por perjurio.
Hiss yalancı tanıklıktan hapse atıldı.
Está mintiendo.
Hiss yalan söylüyor.Hiss çok üzgün olduğunu açıkladı...
Hiss miente.
Bay Hiss is ayalan söylüyor.
Sr. Hiss.
Bay Hiss mi?
Recuerdo a Alger Hiss.
Alger Hiss'i hatırlıyorum.
Podemos organizar una merienda en el techo.
Hişş, Tv.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]