English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Hobo

Hobo translate Turkish

70 parallel translation
Si mi familia me viera... "Bindle Jackson, vagabundo."
İnsanlar bana bakıp diyorki, "Bindle Jackson, hobo."
- Jugad con Hobo.
- Gidin Hobo ile oynayın.
Podríamos hablar de Hobo.
Hobo hakkında konuşabilirdik.
- Vale. No olvidéis decirle al portero que saque a Hobo.
Unutmayın kapıcı Hobo'yu dışarı çıkarsın.
- ¿ Dónde está Hobo?
- Hobo nerede?
- ¿ Hobo?
- Hobo?
Ayer se lo dijo a Hobo.
Dün Hobo'ya demişti.
- Larry, hay que sacar a Hobo ya.
- Larry, Hobo dışarı çıkmalı, hemen.
Vamos, Hobo.
Gel Hobo, canım.
Hobo, vamos.
Hobo, haydi.
P.D. Si Hobo está en la cama no lo eches, ha tenido una pesadilla
"Hobo yatağın üzerindeyse onu yataktan atma. Kabus gördü."
- Tiembla. ¿ Qué ha pasado?
- Hobo yine titriyor. Ne oldu?
- Vamos, Hobo.
- Haydi, Hobo.
Hobo, vamos.
Hobo, gel.
Hobo.
Hobo.
Yo, David, George, Gabriel, Adam y Hobo. ¡ Todos nosotros!
Ben, David, George, Gabriel, Adam ve Hobo. Hepimizin!
Por no mencionar el sonido de las uñas de Hobo.
Hobo'nun pati seslerini hiç söylemiyorum bile.
La señora mandó a Hobo y a los niños con la abuela.
Hanımefendi Hobo'yu ve çocukları büyükannelerine gönderdi.
- ¿ Para Hobo también?
- Hey, Hobo'da alabilir mi?
O encontrar afuera a un vagabundo e ir a romperle...
Yada parasız kalmak ve hobo olmak
Somos vagabundos.
Biz hobo yapıyoruz.
Tómalo como el más grande vagabundo que haya existido.
Şimdi onu yaşamış en büyük hobo'nun önünden çek
El rey de los vagabundos, el que siempre toca el arpa.
Yaşamış en büyük hobo, bütün zamanların en iyi harmonika ustası
Hoy, una brigada especial arrestó al payaso de un canal de la competencia, que robó audiencia a Hobo Hank.
Gecenin erken saatlerinde, Springfield SWAT takımı... Televizyon palyaçosunu tutukladı, Rakibimiz Emmy ödüllü Hobo Hank'in, kanalında çalışan palyaçoyu.
El creyo que iba a tomar lecciones de hobo.
Serserilik dersi alacağını sanıyordu.
Oh, es Hobo.
Hobo'nun Yeri.
También queremos pases para el buefét de almejas de los viernes de todo lo que pueda comer.
Hobo'nun yerinde cuma günleri "yiyebildiğin kadar ye istiridye büfesi" ni de istiyoruz.
Aquí están el resto de las almejas Hobo del baúl.
Hobo'nun istidridyelerinden arta kalanları bagajdan aldım.
En otras noticias, se ha detectado una extraña contaminación de mariscos en todo lo que puedas comer del Lodge Hobo, Chicago Motor.
Diğer bir haber. Gıda zehirlenmesinin nadir bir türü keşfedildi. İlk bulgu Chicago'daki Hobo'nun yerinde "yiyebildiğin kadar istiridye ye" menüsünde.
Está bien, Hobo Joe.
Tamam, Meteliksiz Joe.
¡ No el pequeño e insignificante trabajador, no!
Küçük Hobo'yu vurma sakın!
Pareces un hobo.
Bir aylakmış gibi görünüyorsun.
Bueno, te ves como un hobo.
Aylak gibi görünüyorsun.
- - Hobo!
- Aylak!
Phil Hobo en un accidente de auto.
Villalobos arabası kazasında.
Sr. Vagabundo, quizá usted no tenga que lavar ropa, pero yo sí.
Dinleyin Bay Hobo. Sizin yıkamanız gereken çamaşırınız olmayabilir ama benim var.
Los Kenarbans estarán aquí en cualquier minuto y no quiero que su amigo elegante piense que está en un campamento vagabundo.
Kenarbans her an gelebilir ve ben arkadaşlarının Hobo camp'ını ziyaret etti diye düşünmelerini istemiyorum
Me gusta su bolso hobo, mediano, con correa fija.
Orta boy, ayarlanmayan, tek kayışlı bir çanta.
¿ Le pido que me consiga Prada Napa Messenger... o Prada Napa Hobo Fringe?
Shall onlardan almak için Prada Napa Şirketine Messengerdan yazdı Bende Prada Napadan alabilir miyim?
Escucha, ¿ cuál debería coger, Napa Messenger o Hobo Fringe?
Dinle ben birtane almalıyım Napa Messenger veya hobo Fringe miydi?
- que hay de Hobo Joe?
- Evsiz Joe var ya!
- ¿ Por qué se olvidan de Hobo Joe?
- Niye kimse Evsiz Joe'yu hatırlamıyor?
¿ Vives en una aldea de vagabundos?
Hobo köyünde mi yaşıyorsunuz?
No quiero cruzar ese callejón para ordenar el almuerzo de un camión cercano a la zanja del drenaje debajo de la autopista.
Araçtan sipariş vereceğiz diye Hobo Alley'den geçmek istemiyorum. Otoyolun altından geçen kanalizasyonun yanında.
- Ya vienen. Muchachos, vamos, vamos, vamos, vamos.
Onlar aynı hobo ve... poo arasında gibiler.
No se ven muchos de estos ya... lady Hobo.
Bu aralar bunlardan pek göremiyorsun - bayan korkuluk.
¿ Estamos rockeando? ¿ Hobo chic?
Berduş fıstık mı?
¶ Oh, cuéntame historias que yo llamo el hobo,
⠙ ª "Oh, bana hikayeler anlat," ⠙ ª Serseriyi çağırdım
Los llamamos "viajes extraviados".
Biz daha çok hobo uçuşlarıyla ilgilenmekteyiz.
- ¿ Vagar?
- Hobo - Hobo?
Schmegle.
Höbö.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]