Translate.vc / Spanish → Turkish / Hooli
Hooli translate Turkish
200 parallel translation
Sacaré las cosas de mi cubo en Hooli y entonces me largaré de esta ciudad.
Hooli'deki eşyalarımı alıp sonra da bu şehri terk edeceğim.
Excelente pregunta. Hooli no es solo otra empresa de tecnología de punta.
Hooli sadece ileri teknoloji şirketlerden biri değildir.
Hooli no son solo programas.
Hooli yazılımlarla alakalı da değil. Hooli...
Hooli... consiste en las personas.
Hooli insanlar hakkındadır.
Hooli consiste en tecnología innovadora que marca una diferencia, transformando el mundo que conocemos, convirtiéndolo en un mundo mejor mediante capas de transporte de mensaje mínimo.
Hooli bildiğimiz dünyayı değiştiren fark yaratan, çığır açıcı teknolojidir. İnsan odaklı bakış açısıyla dünyayı daha iyi bir yere getirmektir.
No quiero terminar siendo un fósil de Hooli, trabajar aquí por la eternidad.
Sonum Hooli gibi olsun istemem. Burada sonsuza dek çalışmayı...
Otra vez llaman de Hooli.
Yine Hooli numaralarından biri.
Hola, soy Jared Dunn, llamo de Hooli.
Merhaba, ben Jared Dunn. Hooli'den arıyorum.
Claro. Como sabes, Hooli es considerada la empresa más progresista del mundo.
Bildiğin gibi Hooli dünyanın en gelişen şirketlerinden biri olarak görülüyor.
En parte se debe al compromiso de Gavin por la justicia social, pero en parte es debido a su compromiso personal con la gente que trabaja en Hooli.
Bunun bir kısmı Gavin'in toplumsal adalete olan bağlılığından ama diğer kısmı ise Hooli'de çalışan insanlara olan özel bağlılığından dolayı.
¿ Y qué crees que Hooli hará con él?
Sence Hooli onunla ne yapacak?
¿ Realmente quieres cedérselo a Hooli y retirarte?
Her şeyi öylesine Hooli'ye verip çekip gidecek misin?
Quiero que esta empresa sea completamente diferente a Hooli y Goolybib y todas las otras, ¿ no?
Bizim şirketimizin farklı olmasını istiyorum. Hooli, Goolybib ve diğerlerinden.
En los próximos meses, Hooli presentará Nucleus, la plataforma de software de compresión más sofisticada que el hombre haya visto.
Önümüzdeki aylarda Hooli, Nucleus'u çıkaracak. Dünyanın göreceği en sofistike sıkıştırma yazılım platformunu.
Gente de Hooli por todas partes.
Hooli çalışanları her yerde.
Dejé un trabajo genial y opciones sobre acciones de Hooli para hacer esto porque creí que Pied Piper podría ser viable, pero nunca lo será a menos que hagamos algunos cambios.
Hooli'deki harika işimden ve hisse senedi opsiyonumdan vazgeçip buraya geldim çünkü Pied Piper'ın işe yarar olduğunu sanmıştım ama değişime gitmezsek bu asla gerçekleşmeyecek.
- ¿ Por qué no hacemos una Hooli-Chat para solucionarlo?
- Onun yerine Hooli-Chat'i kullanalım. - Evet.
Funcionalidad masiva, interconectividad... y la simplicidad que uno espera de la familia Hooli.
Devasa işlevsellik, karşılıklı bağlantı ve basitlik Hooli ailesinden beklenen şeyler.
Todas esas características se sincronizarán fácilmente con el correo Hooli, la Hooli búsqueda y el conjunto completo de aplicaciones de Hooli.
Tüm bu özellikler sorunsuz bir şekilde Hooli-mail'e Hooli-ara'ya ve Hooli programlarına senkronlanacak.
Para mí, Kara, bondad, grandeza, no son sólo expresiones pegadizas, sino que son, de hecho, el verdadero objetivo de Hooli desde el principio.
Benim için, Kara, fazilet ve büyüklük sloganlardan ibaret değil en başından beri Hooli'nin gayesidir.
Vale, el alcoholismo, la indecencia sexual en el trabajo, el inminente derrumbamiento de las acciones de Hooli...
Tamam, alkolizm, iş yerindeki edepsizlik Hooli'nin hisselerinin yakında çöküşü...
Porque, verán, Hooli... hizo todo lo que intentábamos hacer, mejor, mucho mejor.
Çünkü biliyorsunuz ki Hooli yapmaya çalıştığımız şeyi daha iyi, çok daha iyi bir şekilde yaptı.
Bien jugado, Hooli.
İyi oynadınız, Hooli.
Y... aquí en Hooli, los contratos se respetan.
Burada, Hooli'de sözleşmeler kutsaldır.
A todos nos adquirió Hooli, pero cuando no le funcionamos, a ninguno se nos reasignó.
Hepimiz Hooli'de işe alındık. İşe yaramayınca bir daha görevlendirilmedik.
Bueno, no al "trabajo", precisamente, porque... yo no trabajo, pero, bueno, sí volver a Hooli.
Yani tam olarak iş değil açıkçası. Ben... Pek çalışmıyorum ama bilirsiniz, Hooli'ye döneyim.
Voy a ir por mis cosas al cubículo en Hooli y luego me iré de la ciudad.
Hooli'deki eşyalarımı alıp sonra da bu şehri terk edeceğim.
"Gavin Belson presentó una demanda alegando que le robaron el Flautista a Hooli".
"Gavin Belson sizi dava ediyor." "Pied Piper'ın Hooli'den arakladığını iddia etmiş."
Nada será muy grande para nuestra nueva división Hooli XYZ.
En yeni birimimiz için hiçbir fikir imkânsız olmayacak : "Hooli." xyz.
Les presento al Dr. Bannerchek el único hombre capaz de ser el primer soñador de Hooli XYZ.
Karşınızda Dr. Bannerchek. Hooli xyz'nin baş hayalperesti olmaya layık yegane insan.
También cofundó el Flautista aquí en Hooli.
Ayrıca Pied Piper'ın yardımcı kurucularından, burada Hooli'de.
Es verdad, y quería que supieras que mudó a cuatro niños en edad escolar y a su anciana madre desde el otro lado del país para dirigir solo Hooli XYZ.
Hoşlanmıyor ve şunu bilmeni istiyor ki Hooli xyz'yi kendi başına işletmek için dört okul çağındaki çocuğunu ve büyük annesini ülkenin öbür ucuna getirmiş.
Fue cunado dijiste que ibas a vender a Hooli... y sabes, tan pronto como fuiste con Russ, los descarté.
Şirketi Hooli'ye satacağını söylemiştin ve sen Russ'la çalışmaya başlayınca onlarla bağımı kestim.
Caballeros de la junta de Hooli... y señorita, pregunta, ¿ qué es fracasar?
Hooli kurulunun bayları ve bayanı soruyorum sizlere, başarısızlık nedir?
Necesitas preocuparte por el tipo en Hooli que te está demandando.
Hooli'de seni dava eden adamla ilgilenmelisin.
Y serás etiquetado como "Propiedad de Hooli".
Ve "Hooli'nin Mülkü" olarak etiketleneceksin.
Usando este auricular estándar de Hooli, modificado con un pequeño sensor piezoelectrónico, el usuario puede controlar su teléfono Hooli solamente con sus impulsos neuronales.
Başlıyorum. Bu küçük piezoelektrikli duyucularla modifiye edilmiş standart Hooli kulaklıklarını takarak kullanıcı Hooli telefonunu sadece sinirsel dürtüleriyle kontrol edebilir.
Bueno, no pueden permitirse perder el negocio de Hooli.
Hooli işini kaybedemezler.
Nelson Bighetti ha sido ascendido a único soñador principal de Hooli XYZ.
Nelson Bighetti, Hooli XYZ'nin yegane baş hayalperesti olarak terfi etti.
Bueno, pero Hooli tenía un acuerdo con UFC que transmitiría una pelea.
Tamam ama Hooli, UFC'yle dövüşü yayınlayacakları konusunda anlaşmış.
¿ Quieres que regrese a Hooli? Ni hablar.
Hooli'ye dönmemi mi istiyorsun?
Incluye buen salario, ganancias en efectivo acciones en Hooli disponibles en cuatro años...
Paketlerin içinde iyi maaşlar, koşullu nakitler ve 4 yıl sonra hak kazanabileceğimiz Hooli stokları var.
¿ Crees que vamos a trabajar para Hooli?
Hooli mi? Harbiden Hooli'de çalışacağımızı mı düşünüyorsun?
No te están ofreciendo empleo en Hooli es una compra completa.
Aslında Hooli'de iş teklifi sunmamışlar. Tamamen satın almak istiyorlar.
Pero Hooli fue para mí como una esposa abusiva.
Ama Hooli benim için her zaman tacizci bir eş gibiydi.
Lo siento, no voy a trabajar para Hooli.
Özür dilerim, Hooli'de çalışmayacağım.
Si acepto, ¿ no quieres tu cheque?
O zaman Hooli'ye gidersem çekini istemiyor musun?
Llamé al Flautista de Hamelín y me dijeron que ibas a Hooli.
Ben de Pied Piper'ı aradım, biri Hooli'ye doğru gittiğini söyledi.
Quisiera no tener que hacer esto de Hooli pero debería- -
Keşke Hooli şeyini yapmasaydım ama zorundayım. Zorunda mısın?
¿ Qué es Hooli?
Hooli nedir? Harika bir soru.
Sincronización y traducción por - = Hooli.xyz = -
Sacrer İyi seyirler dilerim. Silicon Valley, 2. Sezon, 6.