Translate.vc / Spanish → Turkish / Huh
Huh translate Turkish
8,879 parallel translation
Linda dama, ¿ eh? Grandioso.
- güzel bayan, huh?
Mira esta cosita ardiente, ¿ eh?
şu çıtıra bak, huh?
Doctor, ¿ eh?
- Doktor, huh?
Hazlo, vamos.
- yap! hadi! - Huh!
- Dos especiales, ¿ eh?
- 2 spesyal huh? - evet!
- Te lo dije, ¿ eh?
- sana dedim, huh'?
Tony te lo dirá, ¿ eh?
Tony sana söyleyecek, huh?
Hazlo Deepu, hazlo.
yap Deepu! yap! - Huh'?
Sigues con tiempo para "ti" sola.
Hala yanlız zaman geçiriyoruz demek, huh?
Quiero sacar el Canaryville de ti, no el Berverly, ¿ sí?
Hey, senin dışında Canaryville isterim, Beverly değil, huh?
No bromeo amigo.
Dalga geçmiyorum. Huh? Hadi.
¿ Eh?
Huh?
Ajá, ¿ en su viaje de hombres?
Uh-huh, senin çocukların gezisinde?
- ¿ Ah?
- Huh?
Hola chicos, ¿ les pueda traer algo?
Huh. Merhaba, çocuklar, İkinize alacağım bir şey var mı?
Huh!
Hey!
¿ Huh?
Ha?
Entonces, ¿ qué están haciendo aquí?
Uh, huh. Peki, siz burada neler yapıyorsunuz?
Excelente.
Huh? Harika.
Mira, le diré a Artie, para que busque un artefacto para tener algo con lo que contrarrestar el efecto del ahogo.
Huh. Dün gece Artie ile birlikte hangi objelerin boğulma etkisi yaratabileceğini araştırdık.
- Uh-huh.
- Evet.
Eso es inteligente ¿ huh?
Bu zekice, değil mi?
¿ Qué quieres hacer, ¿ huh?
Ne yapmak istiyorsun?
¿ Qué coño te pasa, muchacho, huh?
Senin derdin ne, evlat?
¿ Estabas soñando, huh?
Ne siyah gemisi? Kafayı mı buldunuz bu saatte? Git de kendin gör!
¿ 15 minutos, huh?
On beş dakika demek...
No, mira, todo este sector espacial es mi onda. Uh-huh.
Hayır, tüm bu uzay sektörü benim bölgem.
- Esto va a ser increible. - Uh-huh.
Bu çok muhteşem olacak.
Uh-huh.
Ah-hah.
- Una víctima quemada, ¿ eh?
Yanık kurban, huh?
Mantén los ojos en el premio huh, Jack?
Gözün ödülde olsun, ha, Jack?
preparado para... huh?
Hazırlanın...
ahi. Huh?
Orada.
- Ajá.
- Uh-huh.
Es por este sitio.
- Bu yer yüzünden. - Uh-huh.
¿ Por qué no matamos a todos que entran a Tendale?
Neden Tendale'ye yolu düşen herkesi öldürmüyoruz? Huh?
Han pasado 6 años, ¿ huh?
6 yıl oldu.
¿ Huh, madam?
Madam?
Todos intentaban asesinar al hombre...
Herkes adamı katletmeye çalıştı... uh-huh.
Vaya.
Huh.
Tu viejo debería habérselos llevado a la tumba con él, ¿ no?
Sizin yaşlı adam almış olmalı değilmi cenazesi için, huh?
¿ Por qué están aquí, eh?
Neden buradasın, huh?
- Uh-huh. - ¿ Que clase de persona haría este sitio no tan mega-paradisíaco?
- Bu da buraya çok güzel bir cennet yapmıyor.
¿ Huh? ¿ Cuándo? ¿ Cuándo?
Söyleyin hadi.
¿ Cuándo vas a conseguir un poco de agallas, huh?
Ne zaman cesaretin olacak senin?
- Lo juro.
'Huh?
Yo lo haré.
Senin kafanı patlatacağım, huh?
¿ Te volaré los sesos?
Huh?
Estás a punto de averiguar lo que le hacemos a los infractores de derechos de autor.
Korsancılara ne yaptığımızı Sen de göreceksin. Uh... huh?
¿ Huh? De todas formas, este jugador, Gregory Gumtree... Creo que él vio alguna clase de publicidad
Her neyse, bu hokey oyuncusu olan Gregory Gumtree sanırım bir bar tuvaletinde bir çeşit ilan görmüş ve ilan da "Kalacak bir yer arıyorsanız size buraya çok da uzak olmayan bir yerde kalacak bir yer verebiliriz" gibi bir şey yazıyormuş.
- ¡ Se lo voy a contar a todo el mundo!
! Huh? !