English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Huracán

Huracán translate Turkish

1,583 parallel translation
Hay un huracán en camino.
Fırtına geliyor.
Este huracán va a pasar por aquí. Y nadie va a conseguir escapar, pues todas las carreteras en dirección al norte estarán bloqueadas.
Bu kasırga burada patlayacak, ve kimse kasabayı boşaltamayacak, çünkü kuzeye giden yolların hepsi kapalı olacak..
- No obligatoriamente. Pero creo que deberíamos dar a la población esa opción. Acordarles de la impredesible que es un huracán.
Büyük çaplı değil, ancak böyle bir seçenek sunmalıyız bu olaylardaki tahmin yanılmalarını hatırlatmalıyız.
En la cadena. Voy a retenerlo hasta el fin del huracán.
Hapiste, fırtına boyunca orada tutacağım.
Nos quedamos sin plaquetas durante el huracán Eve, y quiero garantizar que eso nos pase nuevamente.
Eve sırasında yedekleri bitirdik. bunun yine olmayacağından emin olmalıyım.
Si ese huracán llegará a ser como Eve, habrán miles de luces en el cielo y más Y.B.Y.s en el agua. Voy a filmar todo esta vez.
Eğer bu kasırgada Eve'in taşıdıklarını getirirse, gökyüzünde binlerce ışık olacak ve suda da çok daha fazla yaratık, bu kez her şeyi kasede alacağım.
Mucha gente puede morir en el huracán.
Bu fırtınada bir sürü insan ölebilir.
Pero si ese huracán está aún viniendo, ¿ como puede el salir de la ciudad?
Ama eğer kasırga gerçekten geliyorsa, babam nasıl kasabadan ayrılabiliyor ki?
- ¿ Viene un huracán, cierto?
Bir kasırga geliyor, değil mi? Evet.
- ¿ A causa del huracán?
Kasırgadan ötürü mü? Herhalde.
Esta mañana Vargas dijo que nadie del departamento creía que el huracán llegaría cerca de aquí.
Bu sabah Vargas departmandan kimsenin, kasırganın buraya geleceğini düşünmediğini söylemişti.
- Sí, estoy yendo hacia la casa de mi hermana en Jacksonville, aún sabiendo que ese huracán va a pasar por allá, también.
Evet, Jacksonville'de kardeşime gidiyorum, her ne kadar o, kasırganın oraya da gideceğini düşünse de.
Aunque el servicio de meteorología aseguró que el huracán no pasaría por aquí una protesta está aconteciendo en frente del Ayuntamiento desde las pedimos que aguarden para más informaciones...
Ulusal meteoroloji servisi endişelerini dile getirse de... İyiyiz.
Hey, hum, sabe el huracán que debería alcanzar el norte?
Kuzeyi vuracağı iddia edilen kasırgayı biliyor musun?
Y... tal vez usted podría decir que cuando el huracán pase va a quedarse segura.
belki şunu da söyleyebilirsin kasırga sona erdiğinde güvende olacağına söz verebilirsin.
Sabiendo que tienen informaciones que el huracán Miranda tiene previsto llegar en West Palm Beach, nosotros acabamos de enterarnos que es probable que él cambie de ruta, y venir directo para Homestead.
ve şimdiye kadar duyduklarımız Miranda'nın Palm Beach'e yöneldiğiydi, ancak şimdi söylenen yön değiştirdiği ve doğru Homestead'e yöneldiği.
Nosotros no tenemos confirmación alguna por parte servicio meteorológico que este huracán está viniendo en la dirección de Homestead.
kasırganın Homstead'e yöneldiğine dair meteoroloji servisinden doğrulanmış bir bilgi almadık.
Que estuviste trabajando todo el tiempo desde el huracán y que has tenido problemas en casa.
Kasırgadan beri 7 gün 24 saat çalıştığını, evde bazı sorunların olduğunu.
Las luces llegaron durante el huracán, ¿ no?
Işıklar fırtına sırasında ortaya çıktı değil mi?
Sería agradable saber si fue el huracán, la inundación o un "juego sucio" quien lo mató.
Evet. Onu öldüren şeyin fırtına, sel ya da cinayet olup olmadığını öğrenmek iyi olurdu.
Muchos de los laboratorios del área fueron destruidos por el huracán.
Bölgedeki laboratuvarların çoğu kasırgada yıkıldı.
- Por el huracán y las inundaciones.
- Kasırga ve sel yüzünden.
Sr. Benoit, ¿ está diciendo que de alguna forma la "Secta Roja" conjuró el huracán?
Bay Benoit. Tarikatın kasırga için büyü yaptığını mı ima ediyorsunuz?
Benoit usó al huracán Katrina como diversión,... para tomar el alma de un sacerdote voodoo.
Benoit vudu rahibinin ruhunu almak için Katrina Kasırgası'nı kullandı.
El huracán creó el caos..
Kasırga karmaşa yaratır.
- Genocidio encubierto por el huracán.
kasırganın altına gizlenmiş bir soykırım.
A la mañana siguiente, Szura y le huracán se habían ido, pero los daños permanecían.
Ertesi sabah. Szura ve kasırga gitti, ama hasarları her yerde.
Pero este huracán no debería haber venido aquí, debería haberse dirigido 160 Km. al norte.
Ama fırtınanın buraya gelmesi bile beklenmiyordu. 100 mil kuzeyde patlaması bekleniyordu.
Oiga, estoy yendo a coger a unas personas Estamos en el medio de un huracán.
Bakın zaten geciktim, kasırgadan kaçmaya çalışıyoruz.
I me temo que es demasiado tarde para eso. Así, desde el 9l1 1 172 y el huracán Katrina 00 : 12 : 55.808 - - 00 : 12 : 57.673 hemos actualizado nuestros planes de respuesta de emergencia.
11 Eylül'ün ve Katrina Kasırgası'nın ardından... acil durum yönergelerimiz çok gelişti.
eso es mucho peor que lo de Katrina. Esto es como un huracán Katrina darle a cada ciudad en cada estado al mismo tiempo.
Katrina'nın, bütün şehirleri... aynı anda vurması gibi bir şey bu.
Aqui Kent Bruckman en Springfield Keys. Reportando en medio del Huracán.
Springfield'de, fırtınanın ortasından Kent Brockman bildiriyor.
¿ Es un huracán?
Bir kasırga mı?
Tuvimos suficientes desastres naturales por aquí sin tener que preocuparnos del huracán Clark avecinándose por la costa.
Sahil tarafından bir anda gelen Clark fırtınası olmasa da, buralarda yeterince doğal felaket var.
- El huracán "Que te den" se acerca.
- Okkalı bir küfür, fırtına şeklinde üzerine geliyor.
HURACÁN MORTAL
ÖLÜMCÜL KASIRGA
En el sur de Florida, millones de dólares en edificios fueron destruidos por el gran huracán que hubo allí, y volvieron a construir edificios que se veían más o menos igual.
Güney Florida'da, milyon dolarlık binalar, büyük bir kasırga ile yıkılıp, yok oldu. Ve onlar nedense, binaları tekrar aynı şekilde inşa ettiler.
Cuando un huracán arrasaba la tierra mataban algunas personas de su tribu como un sacrificio, con la esperanza de que los dioses no produjeran un segundo huracán.
Kasırga topraklarını silip süpürdüğünde, tanrıların ikinci bir kasırga göndermemesi umuduyla kabilelerindeki mimli insanları kurban edip, elemanlardan kurtuldular.
Cada avión en el aire, cada huracán, todas las condiciones de todo el mundo las enfermedades en las plantas...
Havadaki her uçak, her kasırga, tüm dünyadaki koşullar, bitki hastalıkları...
Sabía que el cielo había abierto cuando este joven aterrizo acá en Dillon después de que su familia paso la devastación del huracán Katrina.
Katrina Kasırgası yüzünden ailesinin çektiği onca sıkıntının ardından bu genç adam Dillon'a iner inmez, cennetin kapılarının açıldığının farkına varmıştım.
Si todavía estuvieras en el escuadrón aéreo, ¿ volarías un helicóptero a través de un huracán?
Hala hava birliğindeysen, bir helikopteri kasırgada uçurabilir misin?
No puedes aterrizar un helicóptero durante un huracán.
Kasırga devam ediyorken helikopteri indiremezsin.
Es por eso que debe estar aquí antes de que el huracán nos golpee.
Bu da onun kasırga vurmadan önce neden burada olması gerektiğini açıklıyor.
El huracán ni siquiera nos ha golpeado aún.
Fırtına henüz karaya ulaşmadı.
Todo ese viento y lluvia del huracán.
Geriye dönüş.
¿ Se aproxima otro huracán?
Yeni bir kasırga mı geliyor?
vi como el huracan devasto mi cuidad, Homestead, flórida.
Kasırga kasabam Homstead'i darmadağın etti.
Mientras hablo, el huracan miranda esta a apenas 2 horas de llegar aqui.
Miranda kasırgasından bahsetmişken, 2 saat içinde burada olacak.
Junto con el huracan, miles de luces... Oh, dios!
Eve Kasırgası sırasında binlerce ışık... jeez!
Por esto la razon del huracan. Si soldados de guarda nacional fueran hibridos, podria hacer la transicion un poco mas fácil, para las nuevas personas.
Bunun sebebi, bir sonraki kasırgada, güvenlik elemanlarından bir kısmını hibritlerden oluşturmak, ve yeni insanların değişimini onlar için kolaylaştırmaktı.
Genocidio incubierto por un huracan.
kasırga altına gizlenmiş soykırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]