Translate.vc / Spanish → Turkish / Hã
Hã translate Turkish
28 parallel translation
- Es un hà © roe de guerra.
- O bir savaş kahramanı.
Mike, estamos orgullosos de ti. Eres un hà © roe y todo eso.
Biliyor musun, Mike, biz seninle hep gurur duyduk.
Quiero alguien muy hà ¡ bil que sepa esconder el arma.
Silahı yerleştirmek için çok usta birisi gerek.
Pensà ¡ ndolo bien, pinhead,  ¡ hà ¡ galo usted mismo! .
Sonradan düşününce, mankafa, bunu kendi başına yap.
Hã?
Ne?
Hã?
- Ha?
¿ La vueltas que da la vida, ¿ no?
Kaderin çizdiği yol bu, hã?
Dios, esto sà es húmedo.
Tanrım, çok taze.
HÃ ¡ gales saber.
Haber ver.
Wifey dijo que habà a hà ¡ ganoslo saber cuando ella se puso en contacto con à © I.
Karısı ondan haber alınca bize haber vereceğini söyledi.
HÃ ¡ blale.
Konuş onunla.
Esto es cardo lechero, bueno para limpiar el hà gado.
Bu kenger, karaciğeri temizlemeye yarar.
HÃ jole.
Tanrım.
Una chica en sus veintes aprovechándose así.
20'sine gelmiş hà ¢ là ¢ başkasının sırtından geçiniyor.
Philippe HÃ © riat y Armand Salacrou han elegido "Les Mandarins" de Simone de Beauvoir quien permaneció sin hacerse ver.
Şu anda burada olmayan Simone de Beauvoir'in Mandarinler'ini seçti.
Hà ¡ znoslo fà ¡ cil.
İşimizi zorlaştırma James.
Como cuestión de hecho, um, mientras que todavía tenemos el poder, Me gustaría proponer un delincuente alternativa.
Gerçek şu ki hà ¢ là ¢ elektriğimiz varken başka bir suçlu göstermek istiyorum.
Y aún debemos descartar la posibilidad de la guerra cibernética, por supuesto.
Ve hà ¢ là ¢ siber saldırı ihtimalini göz ardı edebiliriz, tabii ki.
- A menos que estés todavía mintiendo.
- Tabi bana hà ¢ là ¢ yalan söylemiyorsan. - Söylemiyorum.
- Sí. Y por nosotros, me refiero a ti, porque estamos todavía tipo de cuarentena aquí.
Ve biz derken, seni kastediyorum çünkü biz hà ¢ là ¢ karantinadayız.
Sólo hay un lugar que podría pensar en ir, El único lugar donde la gente todavía me aman.
Gitmeyi düşünebildiğim tek bir yer vardı insanların beni hà ¢ là ¢ sevdiği tek yer.
- Hã? Usted envió el hermano Karim hacer que ella fuera al aeropuerto?
Karim Ağabeye seni havaalanına bırakmasını söyledin mi?
HÃ ¡ game un favor, al llegar a casa busque en Internet las charlas de Sarah Jones.
Bana bir iyilik yapın, evde Google'dan Sarah Jones'un TED konuşmasını izleyin.
HÃ ¡ blame de alguna de tus obras.
Bana bir oyunundan bahset.
Tiene una forma más rápida hà ¡ ¡ llegar?
Geldiğiniz yere geri dönüp, otoyola çıkmalısınız. Oraya gitmenin daha hızlı bir yolu yok mu?
- ¿ Ahhh?
- Hã?
 ¡ Hà jole!
Tanrım.