Translate.vc / Spanish → Turkish / Il
Il translate Turkish
1,973 parallel translation
"mientras el dulce viento besaba suavemente a los árboles."
Ilık rüzgar yavaşça ağaçları öper.
Sólo sabemos que el IL-76 aterrizará en el aeródromo de Leninsk.
Bildiğimiz tek şey IL-76 tipi bir uçağın Leninsk havaalanına ineceği.
# La cálida sonrisa... #... está cubierta con la blanca nieve.
Ilık bir gülümse... Ama beyaz karla kaplı...
Los moderados serán expulsados del poder los terroristas serán más fuertes allí y en la región y no escuché a nadie hablando de que chinos o rusos respondan a esto.
Ilımlı yaklaşan kimselerin güçleri azalacak oradaki ve bölgedeki teröristlerin durumu daha da güçlenecek ve Çin veya Rusya'nın buna vereceği tepkiden söz eden kimseyi duymuyorum.
El agua caliente las relaja como un baño de burbujas. Entonces...
- Ilık su köpük banyosu yapıyormuşçasına onları rahatlatıyor.
Y - a-t'il une mere dans la maison?
Y-a-t'il une mere dans la maison?
Un pasaje de ida a Bangkok, s'il vous plait.
Bangkok'a tek gidiş, lütfen.
Hay un rumor de que la mitad de la isla de Jeju es de su compañía... que esta compañía es un gran conglomerado de construcciones. ¿ Y la pandilla de la familia Il Shin tiene más de 50 años de historia?
Hatta Jeju Ada'sının yarısının bu şirkete ait olduğu söyleniyor, birçok yapı holdinglerine sahip olmasının yanında, çeteler ve İl Shin mafyası arasında neredeyse 50 yıllık bir geçmiş mi var?
- Jens Holck, un moderado.
- Jens Holck, Ilımlılar'dan.
Tengo un mensaje para usted.
Il y a des messages pour vous.
Pero mira, para los objetivos intensos... tu trabajo aquí ha terminado... e independientemente de lo que pienses de mi... conozco a los hombres como Méndez.
Ve senin buradaki işin bitti, sen pek öyle düşünmesen de, Mendez gibi adamları tanıyorum. Ilımlı durumlarda daha da güçlenirler.
- Haré el cuero cabelludo.
Ben kafatası il ilgilenirim.
Una noche fui al Metropolitan Opera, a ver Il Trovatore, de Verdi.
Bir gece Metropolitan Opera'ya gitmiştim Verdi'nin, La Travaita'sına.
IL DIVO LA ESPECTACULAR VIDA DE GIULIO ANDREOTTI
GIULIO ANDREOTTI'NİN OLAĞANÜSTÜ YAŞAMI
Ahora, la mayoría de estos "notarios" son notorios... por no haber naturalizado a nadie en realidad. Cobran sus honorarios, hacen que sus clientes firmen papeles falsos... y al final del día, los clientes son tan estadounidenses como Kim Jong Il.
Bu noterlerin çoğunun hiç kimsenin vatandaşlığını onaylama yetkisi yokmuş.Onları bir tek paraları ilgilendirir, onlar hiçbir şeyden haberi olmayan müşterilere bir sürü kağıt imzalatırlarmış.
¿ Lo harás si está tibia?
Ilıksa sen de yüzer misin?
Pero por que entonces, en vez de casarte con el farmacéutico o el hijo del notario, en vez de engendrar Audilles para Il Duce o el rey, ¿ por que no dejas todo y vienes a Roma?
Neden bir eczacının veya bir noterin oğluyla evlenip Duce ve Kral için yeni embesiller doğurmak yerine her şeyi ardında bırakıp, Roma'ya geldin ki?
Si el Ministro no hará nada, veré al Il Duce mismo.
Bakanlık bir şey yapmazsa, Duce'ye bizzat kendim gideceğim.
Il Duce, ¿ no reconoces su letra.
El yazısını tanıyamadın mı?
Tenemos amigos influyentes, podemos llegar hasta Il Duce.
İtibarlı arkadaşlarımız var, Duce'ye bile ulaşabiliriz.
Il Duce es el rehén del Fuhrer, acepta el papel de marioneta para salvar lo que pueda.
Duce, Führer'in elinde rehine. İstediklerini elde edebilmek için kuklalığı kabul ediyor.
Cálida. Justo en la panza.
Ilıyan... göbeğine doğru.
¡ Un moment s'il vousplait!
Bir dakika, lütfen!
Il faute que je mange.
Il faut que je mange.
Sorprendentemente, el líder norcoreano Kim Jong-II, terminó años de negación confirmando que sus espías secuestraron ciudadanos japoneses en los noventa y devueltos con vida...
Şaşırtıcı itiraf! Kuzey Kore lideri Kim Jong-il yalanlamalara son verip Kuzey Koreli ajanların 90'larda, Japon vatandaşlarını kaçırdıklarını ve sağ olarak geri döndüklerini doğruladı.
Producida por Yoo Il-han
Yapımcı Il-han YOO
Los donaba al Instituto Marino del Condado para crear arrecifes artificiales.
Onları Papen İl Denizcilik Enstitüsü'ne yapay kayalıklar yapmaları için bağışladı.
Miremos la TV que el Gran Kim Il-sung te regaló.
Büyük Kim Il-sung'un verdiği TV'yi eskiteceksin.
Debemos pensar y actuar como Kim Il-sung.
Düşünmeli ve Kim ll-sung adına harekete geçmeliyiz.
Abrazar la revolución del Gran Maestro Kim Il-sung, santificar sus creencias.
Büyük Usta Kim Il-Sung'un devrimsel düşüncelerini benimseyerek, Büyük ustanın öğretisi ile arınmalıyız.
Las enseñanzas del Gran Maestro Kim Il-sung...
Büyük usta Kim Il-Sung'un öğretileri...
¡ ¿ Porque estás en el death metal si no conoces a "Jack Ille Dark"?
Niye death metal yapıyorsun? ! Jack IL Dark'ı tanımıyor musun?
Jack Ille el legendario metalero ha hecho público su retiro
Jack IL Dark, Amerika'nın efsanevi metalcisi, müziği bırakmaya karar verdi.
Jack Ille finalmente ha decidido alcanzar la cima.
Jack IL Dark, sonunda müziği bırakmaya karar verdi.
Al fin hoy... es hora del enfrentamiento entre Jack Ill Dark y D.M.C.
Nihayet bugün... Jack IL Dark ve DMC arasındaki hesaplaşma zamanı geldi.
Jack Ill Dark.
Jack IL Dark.
¿ Quizá pueda hacerles reservaciones en Il Palazzetto?
Belki sizin için... Il Palazetto, restoraninda rezervasyon yaptirabilirim?
Amigos... Tenemos un visitante de nuestra división en Estambul.
Arkadaşlar İstanbul'daki il teşkilâtımızdan bir misafirimiz var.
Ahora, según este manual de emergencias de la policía de Los Ángeles, el Centro de Operaciones de Urgencias del Condado nos llamará con nuestras misiones de urgencia.
Şimdi, L.A.P.D. acil durum kılavuzuna göre ; İl Kriz Merkezi bizi acil görevle çağıracak. Yani tetikte olun.
Era mayor en las Fuerzas Especiales y guardaespaldas de Kim Jong-il.
Özel Kuvvetler'de binbaşıydı... ve KİM JONG-İL'in yakın korumasıydı.
E il bambino prende tutto, tutto, tutto, finche'non resta che un misero tronco.
Ve oğlan sürekli alır da alır, kütükten başka bir şey kalmayıncaya kadar alır.
S'il vous plait, monsieur Cope, no deje que Poirot le entretenga.
Rica ederim, Bay Cope. Poirot sizi yavaşlatmasın.
Un momento, s'il vous plait, mon colonel.
- Bir dakika, Albay.
Il-do.
Il Do.
- Era una noche cálida.
Ilık bir geceydi.
Con calma.
Ilımlı davran.
Madmoiselle, pongame dos tes helados "Long Island", s'il vous plait.
Matmazel! Bana "Long Island Ice Tea" verir misiniz, lütfen.
Song Yoo Bin... es el más importante en el negocio de construcción...
Song Yoo Bin, İnşaat sektöründe en büyük hisseye sahip olan İl Shin Yapı'nın mirasçısı.
¿ Ahora que Il Duce toma el mando de los "hombres sin culpa"?
Şimdi Duce hatasız insanları kontrolüne mi alıyor?
Uno más, s'il vous plait.
- Geliyor!
Lo hemos oido las tres primeras veces P-A-L-M-E-R.
İl üç seferde de duydum P, A, L, M, E, R.