Translate.vc / Spanish → Turkish / Ilan
Ilan translate Turkish
8,984 parallel translation
- Propongo una tregua temporal.
- Ateşkes ilan ediyorum.
Como Presidente del Concejo, yo, la Concejala Brandi Maxxxx, protagonista de más de 11 000 películas para adultos, en los últimos dos años, declaro oficialmente a Garry Gergich Alcalde de Pawnee, Indiana, por cuarta vez.
Bendeniz İl Meclisi Başkanı Encümen Brandi Maxxxx olarak... Son 2 yılda 11 binden fazla pornonun yıldızı. ... Garry Gergich'i resmen Pawnee Valisi ilan ediyorum.
Era un signo de puntuación en una frase que ya estaba escrita.
Çoktan olmuş bitmiş bir şeyin ilanıydı.
Andy, estoy aquí en este lugar raro y plano, para nombrarte leal y verdadero defensor karateca del reino de Su Majestad la Reina.
Andy, bu tuhaf ve dümdüz yere seni Britanya'nın gerçek ve sadık Karateci koruyucusu ilan etmeye geldim.
Por lo tanto, por la presente os nombro caballero de la Orden del Imperio Británico.
Bundan ötürü seni İngiliz İmparatorluğu'nun şövalyesi ilan ediyorum.
¿ Te gustaría ser nombrado caballero?
Şövalye ilan edilmek ister miydin?
Entonces, sí, nómbrame caballero, por favor.
Tamam o zaman. Ne olursun beni şövalye ilan et.
Así que repartí folletos e hice campaña en la universidad.
Sağa sola ilan dağıttım. Üniversiteyi pankartlarla donattım.
Sí, pequeños pergaminos enrollados llevados por zorros entrenados.
Tamamdır, eğitimli tilkilerin dağıtacağı fermanlarla ilan ederim.
Para mí, carajo, eso es mucho más lógico que dispararle a una completa desconocida que convertiste en el demonio porque te convenía.
Bana göre bu kendi kafanda şeytan ilan ettiğin bir yabancıyı vurmaktan daha mantıklı.
Y ahora, por la autoridad que me otorga el estado de Nueva York, los declaro marido y mujer.
Bunu yaparken de, New York eyaletinin bana verdiği yetkiyle sizi karı koca ilan ediyorum.
¡ Lo van a anunciar mañana!
- Yarın ilan edecekler!
Por lo tanto, declaramos a Geillis Duncan y a Claire Fraser culpables... y por la presente ¡ se las condena a muerte!
Böylelikle Geillis Duncan ve Claire Fraser'ın suçlu bulunduklarını ilan ederek her ikisini de ölüm cezasına mahkûm ediyoruz!
Sólo hace unos momentos, el Presidente autorizó el declarar a East Mission... una zona de cuarentena.
Dakikalar önce Başkan, karantina alanı olarak ilan edilen Doğu Bölgesi'ne teftişi onayladı.
Mañana, los escuderos que me agradaron serán designados caballeros y ganarán la Espada Plateada.
Yarın, beni memnun edecek olanlarınız şövalye ilan edilecek ve gümüş kılıç alacaktır.
No serás caballero.
Şövalye ilan edilmeyeceksin.
En estos 3 días de estrenada mi primer película.. .. fui nombrado "Sir" por la reina de Inglaterra.
Film yayımlanmadan 3 gün önce İngiltere Kraliçesi beni şövalye ilan etti.
Si νas con un ejército, será un acto de guerra.
Oraya orduyla gidersen savaş ilanı olur.
¿ De quién declararon la independencia nuestros antepasados?
Kurucu babalar bağımsızlığı kime karşı ilan ettiler?
Chayton se va a tomar esto como una declaración de guerra.
Chayton bunu bir savaş ilanı olarak görecek.
Yo proclamé mi amor por ti. Y la última vez que te miré a los ojos fue cuando pensaste que tenías conjuntivitis.
Sana olan aşkımı ilan ettim ama en son gözünün içine baktığımda gözünde iltihap olduğunu sanıyordun.
La valla publicitaria no es un anuncio. Es una declaración de guerra.
Ama orada reklam vermemissin, savas ilan etmissin.
¿ Una declaración de guerra? Eso es...
Savas mi ilan etmisim?
Habrá una votación, la mayoría decidirá.
Herneyse, Orada ilan ederiz. Çoğunluğun kararıyla.
Os nombro capitán de los exploradores.
Seni Baş Korucu ilan ediyorum.
Agradecemos el apoyo valiente que su difunto padre le dio, nombraste Protector del Norte.
Merhum babanin kendi iddiasina yönelik cesur destegine tesekkür etmek için de seni Kuzey'in Koruyucusu ilan edecek.
Estoy así porqué estoy teniendo problemas en encontrar un comprador adecuado para el Range Rover.
Uygun bir alıcının dikkatini çekmek için yeni bir ilan hazırlamalıyım.
Soy un tío guay ahora, así que... voy a coger el portátil, voy a poner un nuevo anuncio para mi increíble Range Rover, el cual voy a vender, y después me comprare un Alfa Romeo.
Bu laptopu alacağım ve harika Range Rover'ıma yeni bir ilan hazırlayacağım ve onu satıp kendime bir Alfa Romeo alacağım.
Está bien, Mayo, y oficialmente que considero mi primer compañero, y sus funciones incluyen repeler cualquier invasor, intrusos, piratas u otros malhechores.
Evet May, seni resmi olarak 2. kaptanım ilan ediyorum ve ilk görevin, istilacıları korsanları ve kötü olan herkesi püskürtmek.
Y en algún momento por aquí, haría el anuncio formal.
Şurada bir yerlerde adaylığımı resmen ilan ederdim.
Porque no buscaré la nominación democrática en 2016.
Buradan 2016 başkanlık seçimlerinde aday olmayacağımı ilan etmek istiyorum.
Hoy, delante de mi familia y amigos mi Dios, y la más alta Corte en nuestra tierra anuncio mi candidatura para presidente de los Estados Unidos de América.
Bugün, ailemin, arkadaşlarımın, Tanrı'nın ve topraklarımızdaki en yüce mahkemenin huzurunda Amerika Birleşik Devletleri Başkan adaylığımı ilan ediyorum.
Así que esta mañana, a instancias del presidente, declaro el estado de emergencia en el Distrito de Columbia.
Bu sabah, Başkan'ın teşvikiyle Columbia Bölgesi'nde acil durum ilan ediyorum ve insanları işe geri döndürmek için
- ¿ Avisos y anuncios publicitarios?
- Reklam ve ilan panosu? - Kimin parasıyla?
Sr. Presidente, no le declare la guerra al Congreso.
Meclis'e karşı savaş ilan etmeyin Sayın Başkan.
Nuestros antepasados, cuando declararon la independencia, entendieron el poder del individuo, el valor de la autodeterminación.
Atalarımız bağımsızlığı ilan ettiklerinde bireyin gücünü anlamışlardı. Hür iradenin değerini.
No fui a la estación de policía... y proclamé que Ramu era culpable.
Karakola gidip Ramu'nun suçlu olduğunu yüksek sesle ilan etmedim.
Fue aquí, en esta iglesia hace 28 años, ante Dios que los dos se comprometieron el uno con el otro.
İlk defa bundan 28 yıl önce Tanrı'nın huzurunda bu kilisede birbirinize olan bağlılığınızı ilan etmiştiniz.
Se ha declarado la guerra en España.
İspanya'ya savaş ilan edildi.
No... ¿ Por qué no averiguamos primero qué ha pasado antes de empezar una guerra?
Kutsal savaş ilan etmeden önce neler olduğunu öğrenmeye ne dersin?
Caballeros, damas, declaro la mina Wheal Leisure abierta.
Hanımlar beyler, Wheal Leisure Maden Ocağının açılışını ilan ediyorum!
Antes o después, todos debemos pronunciarnos... por un lado u otro.
Er ya da geç hepimiz ilan etmeliyiz, hangi tarafta olduğumuzu.
¿ De qué lado estás tú?
- Sen hangi tarafta olduğunu ilan ediyorsun?
Yo declaro esto un crimen de odio contra los gays.
Ben bunu eşcinsellere karşı bir nefret suçu olduğunu ilan ediyorum.
Y es demasiado pronto para declararlo un crimen de odio.
Ve bir nefret cinayeti ilan etmek için daha erken.
Como en el anuncio de la revista.
Dergideki ilan gibi.
El que rompiste.
Yırttığın ilan.
Me imaginé que declararte mi amor haría que al menos me devolvieras mis llamadas.
Aşkımı ilan ettiğim kişi en azıdan telefonlarıma geri dönüş yapar sanıyordum.
Pones carteles.
Kalırsın. İlan asarsın.
Bob, quiero agradecerte que hayas contestado tan rápido a mi anuncio.
- İlanımı çabucak aradığın için teşekkür ederim Bob.
- ¡ Ray! - ¿ Queréis un folleto?
- İlan ister misiniz?