English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Illa

Illa translate Turkish

2,017 parallel translation
¿ Qué, vosotros necesitáis que os lo explique?
Ne yani, illa durumu açıklayayım mı sizin için?
Seré hombre oficialmente cuando...
- Yani erkek olmam için illa...
Bueno, tenemos mucha gente mirando, pronto habrá algún avistamiento.
Öyle bir sevgi seli var ki yakında illa ki haberi çıkar.
Algún otro tipo de gusanos. Se te meterán por los pies.
Ayaklarına girecek bir solucan illa vardır.
Sí, no soy ingeniero aeronaútico ni nada parecido, pero estoy segura de que ese avión aterrizará en algún momento.
Uçak mühendisi değilim ama o uçağın illa ki ineceğini biliyorum.
¿ Ahora te tiene que gustar alguien para besarlo?
Öpüşmek için illa birisinden hoşlanmak mı gerekiyor?
Es natural que esté en tus pensamientos y sueños, pero eso no significa que...
Düşüncelerinizde ve rüyalarınızda onu görmeniz son derece doğal. Ama bu illa- -
¿ Vas a hacerme decirlo, Shea?
Söyleyeyim mi illa? Shea.
La depresión no te convierte necesariamente en un incompetente
Depresyon illa da birisini yetersiz kılmaz.
Seguro que en algún momento, el novio de Alexis compartió esta cama con ella.
Alex'in sevgilisi illa ki bu yatakta onunla yatmıştır.
OK, bueno, todo parece bastante satisfactorio. Er, ¿ tiene usted alguna...? No, por supuesto que no, de lo contrario ya se lo habrías preguntado.
Peki, onun bu işi yaptı gibi göründüğünü ve kehanet onun yaptığını söylediğini bir kenara bırakalım, illa de bu işi onun yaptığı anlama gelmez.
Con Sta-Illa el huno?
İmparator Stan-illa'yla mı?
- Pero no precisamente de...
- Ama illa... - Şey...
Sabes, no me importa que Homero se acueste en su hamaca, pero ¿ por qué tiene que dejarla más arriba que la cerca?
Homer'ın hamakta çıplak yatmasından rahatsız olmuyorum ama neden illa hamağı çit seviyesinin üstüne asıyor?
No tienes que golpear a alguien para hacerle daño.
Birine zarar vermek için illa ona vurman gerekmez.
Claro, porque si no es aquí tiene que ser Los Angeles.
Tabii, burada değilse illa L.A'de olmak zorunda.
Hemos tenido suerte, si se puede llamar así.
Bu durumda illa bir şey söylemek gerekirse, şanslıyız diyebiliriz.
La rutina de la pelusita en el cuello.
- Schmutz ( Lekeyi ) temizleyeceksin illa..
Pudiste haberlo dejado, pero no. Tuviste que arrastrar a mamá y papá al abogado genético.
Hiç kurcalamayabilirdin, ama yok illa anne, babamı da şu genetik olayın içine sürüklemek zorundaydın.
¿ No podemos darte apoyo fraternal, sin que pienses que pasa algo malo?
Ne yani sana kardeşlerin olarak destek veriyoruz diye illa bir sorun mu olması gerekiyor?
Sencillamente tenias que salirte con la tuya con tu maravilloso futuro, ¿ no?
İnanılmaz geleceğinle illa kendini üstün görmen gerekiyordu değil mi?
¿ De verdad, necesito explicarte por qué no puedes comprar una casa de 17 millones?
Sana illa 17 milyon dolarlık evi neden alamayacağını açıklamam mı lazım?
Hey, cariño, una vez lo tocas, tienes que hacer algo con él.
Hey, bebeğim, bir kere dokundun mu illa ki hareket ettirmelisin.
Leonard, ¿ hace falta que entremos en lo obvio?
Leonard, illa görüntüye altyazı koyman mı lazım?
¿ Por qué tienes que ser tú?
Neden illa sen yapmak zorundasın?
¿ Quería probarnos?
İlla bizi denemen lazımdı, değil mi?
- Tenía que haber un además.
- İlla ki bir artı olması gerekiyordu.
¿ Quieres que te lo explique?
İlla eğiteyim mi seni bu konuda?
Yo pienso, es un chupaculos, va a volver con alguna cosa.
Ben dedim bu şimdi gitti ya, yalaka ya. İlla bir şey getirir.
¿ Tiene que ser tu pelo... de tu cabeza? !
İlla kafanızdaki kıllar mı olması lazım?
Harás que te arrastre, ¿ no?
İlla kendini sürükleteceksin değil mi?
Bueno, estuvo saliendo con él, debe haber algo que le gustara.
İlla ki bir yanını sevmiş omalı.
No.
İspanyolca mı söylemek lazım illa?
Si quieres hacer las paces con algunos padres,
- İlla bir aileyle barış yapmak istiyorsan...
¿ Harás que te cargue?
İlla taşıtacak mısın kendini?
¿ Harás que te cargue?
İlla taşıtacak mısın?
¿ Quieres que lo diga?
İlla söylememi mi istiyorsun?
¿ Y cómo llamarías a esta entonces?
İlla ziyaret etmek istiyorsan ararsın.
No creo que tengas que estar casado con tu alma gemela.
İlla ruh ikizinle evli olman gerek demiyorum.
¿ Quién dijo - quien dijo que - que tienes que masticar los alimentos?
İlla yemekleri özümseyeceğiz diye bir şey mi var?
Pero no necesariamente a propósito.
İlla isteyerek yaptı demiyorum.
¿ Vas a hacer que lo reconsidere aún más?
İlla tereddüt mü ettireceksin?
- Siempre te atrapan- -
İlla yakalanıyorsun.
¿ Quieres ser golpeada...? Auch. ¿ Sí, 119?
İlla gel beni döv diyorsun yani... 112'ydi değil mi?
Racista. Ellos creen que tuvo que hacerlo un árabe.
İlla bir Arap'ın yapması gerektiğini düşünüyorlar.
Lo que no es necesariamente bueno.
İlla iyi bir şey olması gerekmez.
- ¿ En serio? ¿ Tenías que chocar la carroza?
- İlla sağa sola çarpman mı lazımdı?
¡ Aja!
İlla ki bir yapılacaklar listesi vardır.
¿ Por qué siempre tienes que llevarlo al límite?
İlla bir seviyeye çıkarmak zorunda mısın?
Está bien. Es un buen acento.
İlla aksanlı konuşacaksan Philadelphia aksanı yap.
Gajes del oficio.
İlla olacak bunlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]