English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Ille

Ille translate Turkish

432 parallel translation
Que Teddy sea raro no quiere decir que- -
Teddy biraz tuhaf davranıyor diye bu ille de...
O bien casaos con un idiota,... que el sabio sabe en qué lo convertís.
Hadi, elveda! Ama ille de evleneceksen, sersemin biriyle evlen, çünkü akıllı erkekler kendilerini nasıl bir canavara çevireceğini bilirler.
Sobre todo a media mañana.
ille de bir gün ortasında.
Al final me vas a meter en esta lucha de un modo u otro, ¿ verdad?
Beni ille bu kavgaya bulaştıracaksınız, değil mi?
Sí, pero no siempre un extraño.
Evet, ama ille de yabancı olması gerekmez.
Sí, la acusación podría utilizarlo... aunque no sería prueba concluyente de que ella esté mintiendo.
Evet, savcılık bunu kullanabilir... ama elbette ki bu, ille kadının yalan söylediğini göstermez.
Así pues, que la Sra. Manion se descalzara en Thunder Bay... no significa necesariamente que no se comportara como una dama.
Bayan Manion'un Thunder Bay'de ayakkabılarını çıkarması ille hoppaca davrandığını göstermez, değil mi?
¡ Dejen! ¡ Pero si no sé, créanme!
Size ille de şarkı söylememi istiyorsunuz.
Esta carta no es necesariamente de muerte.
Bu kart ille de ölümün kartı diye bir şey yok.
Estaba escapando de hipócritas como usted que se emborrachan antes para poder pasarla.
Kendini salıvermek için ille de sarhoş olması gereken, senin gibi ikiyüzlülerden kaçıyordum.
- Ya sé... pero las mujeres que se dedican a su familia... no necesariamente son desdichadas.
- Biliyorum, ama ev hanımı olan çoğu kadının... ille de zavallı olmaları gerekmez.
Pero si él quiere fumar, que lo comparta conmigo.
Ama ille de içecekseniz bana doğru da üfleyin.
¿ De qué depende la subida de la marea?
Yani ille de denizin kabarması mı gerekiyor?
Sí, me gusta utilizar el tacto.
- Evet, ille dokunacağım.
No les hace falta atacar simplemente deben esperan.
Akıllıca görünüyor, ama ille de doğru değil.
No sorprende. Y los Monty Python se han quedado con los créditos.
Ama farklılığın ille de iyi bir şey olması gerekmiyor.
Nada es necesariamente bueno sólo por ser diferente.
Ama farklılığın ille de iyi bir şey olması gerekmiyor.
Los seres humanos no tienen que vivir necesariamente.
İnsanlar ille de bunlarla yaşamak zorunda değil.
Pues, si debe saberlo me voy a contar chismes a la policía secreta.
Eh, eğer ille de bilmek istiyorsan, gizli polis ile dedikodu yapmaya gidiyorum.
¿ Siempre tienes que hacer las cosas a tu manera, no?
Her şeyi ille bildiğin gibi yapacaksın, değil mi?
No necesariamente.
İlle de oradan gelecek değiller.
- aunque sus costumbres sean casi humanas sus reacciones no son como las nuestras. - pero raquel usted digo olvide lo que dige.
Eğer insan gibiyse, ne istediği ille de verilmesi anlamına gelmez.
En primer lugar, no lo asocio exclusivamente con el sexo o con el voyeurismo o la "degeneración".
Öncelikle bence... ... ille de ne seksle ilgili bir sözcük değil bu...... ne de röntgencilikle. - Ama öyle kullanıyorsun.
Si quiere hacer esta estupidez, no la haga de esta forma tan estúpida.
Bu salakça şeyi ille de yapacağım diyorsanız bari adamakıllı bir yöntemle yapın.
Tuviste que darme justo en el hueso del codo.
İlle de sinirden mi vurmalıydı?
Debes ser hermosa, todo lo dura que quieras pero hermosa, te tendrás que endurecer a la fuerza.
Siz güzelsiniz! İlle de istiyorsanız ağlayın. Ama güzel olmalısınız.
¿ Tiene que ser esta noche?
- İlle bu gece mi olmalıydı?
No necesariamente. pero nadie duda su cordura porque es el juez Harper.
İlle de öyle değil. Siz kendinizin hakim Harper olduğuna inanıyorsunuz... ama kimse sizin hakim Harper olduğunuz için akıl sağlığınızı sorgulamıyor.
Muy bien, acabo de salir de la cárcel.
İlle de bilmek istiyorsanız, hapisten yeni çıktım.
Debe usted saber que una operación me ha proporcionado grandes beneficios.
İlle de bilmek istiyorsanız bir iş yatırımım iyi para getirdi.
¿ Debo dispararle a alguien?
İlle birilerini mi vurmalıyım?
¡ Crees que tienes que demostrar que no les tienes miedo!
İlle onlardan korkmadığını kanıtlayacaksın!
Porque Rosetta no está precisamente interesada en ella.
İlle de bilmek istiyorsan Rosetta ondan pek hoşlanmıyordu.
¿ Tenía que usar todo el cuerpo?
İlle tüm vücudunu kullanacaksın.
Tendrías que verlo por ti misma, ¿ verdad?
İlle de kendin göreceksin, değil mi?
El caso es empujar algo.
İlle birilerini güdeceksin.
Si debéis hacer algo, aprended a salir corriendo.
İlle de birşey gerekiyorsa, kaçmayı öğrenin.
No tiene por qué ser un gato.
İlle de kedi olmak zorunda değil.
Vaya suerte... ¿ Por qué no Deconcini?
İlle beni seçmek zorundaydı!
Por si no lo sabe, siguen locamente enamorados.
İlle de bilmen gerekiyorsa, anne, birbirleri için hala deli oluyorlar.
- Insiste en que sea hoy.
- İlle bugün gelecekmiş.
¿ Necesita una explicación?
İlle de açıklama istiyor musun?
No me refería necesariamente a la Iglesia Católica.
İlle de Katolik Kilisesi olması gerekmiyor.
Esas cosas cuanto antes mejor.
İlle olacaksa, erken olması geç olmasından yeğdir.
Un día engañarás a tu mujer, y no precisamente conmigo.
Bir gün karını aldatacaksın. İlle de benimle olacak diye bir şey yok.
Si vas a tocar algo, toca Dixie.
İlle bir şey çalacaksan güneyli şarkısı olsun.
- Dices auténticas memeces.
- İlle saçma sapan konuşacaksın.
Debes regresar a la Gran Manzana,
İlle Apple'a uğramalısın.
O son hoscos.
İlle somurtuyorlar.
¿ Tiene que haber siempre un motivo?
İlle bir sebebi mi olmalı?
Siempre está causando problemas, ¿ saben?
İlle de her şeyin içinde olacak!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]