Translate.vc / Spanish → Turkish / Imf
Imf translate Turkish
149 parallel translation
F.M.I., Servicio de Información de los EE.UU., Banco de Desarrollo Interamericano, Organización para la Salud, Instituto Americano del Trabajo,
IMF, ABD Enformasyon Teşkilatı lnter-American Gelişim Bankası, Amerikan Sağlık Örgütü Amerikan İş Enstitüsü...
¿ Has oído hablar del Banco Mundial o del FMI?
Dünya Bankası veya IMF'yi hiç duydunuz mu?
Los agentes IMF en la embajada.
Bu gece büyükelçilikteki Görevimiz Tehlike ajanları.
Durante dos años hemos descubierto infiltraciones en las operaciones de IMF.
Yaklaşık iki yıldır, Görevimiz Tehlike Timi'nin operasyonlarında sızıntı gözlemliyoruz.
- La matriz de la IMF.
GT Timi ana bilgisayarı.
Si trabajas con alguien que ha aplastado, apuñalado, disparado y detonado a 5 miembros de su propio equipo IMF,
Kendi ekibinin beş üyesini ezen, bıçaklayan, vuran ve havaya uçuran biriyle uğraştığını düşünüyorsan,
CIA. FBI. FMI, de todo.
CIA, FBI, IMF, vesaire, vesaire.
Supongamos que es una especie de caballo de Troya enviado por el FMI para espiar a nosotros.
Farz et ki o casusluk yapması için IMF tarafından gönderilen bir tür Truva atı?
El mercado es lo que me fuerza a hacer esto. No podemos obligar a los países a través del FMI para reembolsar sus préstamos.
Malvarlıklarını... tüketebilir, kredi borçlarını ödemeleri için IMF ülkelerinin... üzerine salabiliriz.
Un equipo del FMI que se encuentra en Jamaica... está dedicando una visita de 4 días para evaluar técnicamente... la situacion financiera del país.
"IMF heyeti,.Jamaicada olan, 4 günlük ziyareti boyunca..." "... ülkenin mali durumunun teknik değerlendirmesini yapıyor.. "
No se le ocurrirá que la fragilidad del dinero que acaba de cambiar... es el resultado de muchas devaluaciones impuestas por el FMI. ( Fondo Monetario Internacional )
Buradaki paranın değerinin IMF dayattığı devülasyonlar sayesinde o kadar düşük olduğunu hiç düşünmediniz.
El FMI está presionando a Jamaica... para que revierta el déficit fiscal... y acelere el crecimiento económico.
"Uluslararası Para Fonu, IMF ; Jamaica'yı ekonomik büyüme için mali açığı,..." "... tersine çevirmesi yönünde çağrı yapıyor. "
Para entender al FMI, es mejor recordar la historia.
IMF anlamak istiyorsanız, en iyisi geçmişe dönmemiz gerekiyor.
La institución clave era el FMI. Y el propósito del FMI era tener un banco al que acudir... para préstamos a corto plazo para servir a los intereses comerciales de los ganadores de la guerra.
Kurumun, yani IMF'nin ilk amacı, aynı bir banka görevi üstlenip kısa vadeli borç verme ve kısa vadede..
Y es en ese punto, normalmente cuando se llega al FMI.
IMF'ye gelmeniz genellikle son şansınızdır.
El FMI no decía que suspendiéramos el programa de educación o de salud. Sólo nos decía cuánto nos debíamos gastar en educación y salud... y eso implicaba suspender algún programa.
IMF eğitim programını yada sağlık programını kapat dediğinde eğitim yada sağlık programlarına çok fazla para harcadığını ima ediyordur.
Básicamente, lo que el FMI quería que hicieramos, era que devaluaramos nuestra moneda, que nuestro dólar fuera más barato...
Basitçe IMF'nin sizden istediği para biriminizin değerini düşürmektir. Bu ilk yapacağınız şeydir, haydi dolarımızı daha ucuz yapalım.
Este es un mercado libre, y lo sé por el problema financiero... que tiene el gobierno con el Banco Mundial y el FMI.
Bu serbest bir pazar. Dünya Bankası ve IMF'nin hükümetimizle parasal sorunları olduğunu biliyorum.
Algunas de las cosas que el FMI quiere implantar, es lograr... que los países eliminen las barreras artificiales para comerciar.
IMF'nin planındaki bir madde de, ticaretin önündeki engelleri borçlu olan ülkelerin ortadan kaldırması.
Le pedirían al país con un programa del FMI que no restringiera artifialmente las importaciones... y que no subvencione excesivamente las exportaciones.
IMF'nin ülkeye verdiği programa göre, yapılan ithalatların kısıtlanmaması ve ihracatını desteklememesidir.
A la larga, el FMI siempre consigue lo que quiere.
Sonuçta IMF istediği şekilde yönlendirir.
Normalmente, en un programa del FMI se estima cómo serán los intereses.
Herhangi bir IMF programında bazen şöyle olurdu... bazen fazi oranı varsayımlara göre olurdu.
Estará dando préstamos también el Banco Mundial... Y si es un país americano, el Banco Interamericano de Desarrollo... que es una parte del Mundial, también dará préstamos.
IMF gelişmeye açık ülkelere... kredi açabiliyor, Dünya Bankası, öyle Dünya Bankasının bölgede kolu olan Inter Amerikan Development Bankası, kredi açabiliyor.
No se puede conseguir al Banco Mundial, a menos que el FMI lo apruebe.
Yani eğer IMF size kredi açmazsa Dünya Bankası da açmıyor.
Entonces, entre el gobierno de Jamaica, el FMI y el Banco... Interamericano de Desarrollo, terminamos con estas políticas.
Yani Jamaica hükümeti, IMF ve Inter American Development Bankası arasında kaldık ve bu politikayı bitirmek zorundaydık.
El gobierno construyó las fábricas... con préstamos del FMI y del BM, y sigue pagándolos.
Hükümet bu fabrikaları Dünya Bankası, IMF gibi yerlerden, çektiği kredilerle kuruyor.
Sobre quién tiene el poder en el FMI...
Soru, IMF'nin gücünün nereden geldiğidir?
Observen a los países a los que el FMI ayuda y díganme, ¿ cuál tiene un buen servicio de hospitales?
IMF ülkelerinin hepsine bir bakın hangisinin gerçekten iyi bir sağlık hizmeti verdiğini söyleyin.
No teníamos a quien recurrir, más que al FMI y al BM, les pareció medianamente viable y accedieron a asistirnos.
"IMF ve Dünya Bankasını devreye sokmak zorunda kaldık." "Uygun bulundu ve olduğumuz durumdan kurtarmaya geldiler."
Creo que al tratar con el FMI o con el BM, se deben hacer tan bien los deberes como para que no puedan... decirte que es lo que tienes que hacer.
"IMF ve Dünya Bankası gibi yerlerlerle uğraşacağımıza..." "... kendi işimizi en iyi şekilde yapmalıyız... " "... bu şekilde bize ne yapacağımızı söylemelerine fırsat tanımayız. "
No les estamos prestando dinero, sino que tenemos lo que llamamos programa monitoreado por personal.
Para vermiyoruz, ama adını izleme koyduğumuz bir durumdayız. IMF ile bir anlaşmamız yok.
Las riquezas del rico están en la ciudad. Y hasta hoy la crisis en las Naciones Unidas... es la continua demanda del 3er mundo... de participar en las políticas estratégicas del FMI... para que se preocupen por nuestros intereses.
Bugün Birleşik Uluslar ( UN * ) içindeki krizi bilmek istiyorsanız, Üçüncü Dünya ülkelerinin IMF masasında stratejik olarak hangi pozisyonda kaldıklarıdır yani bizim de çıkarlarımıza daha duyarlı olabilirler.
Si no hay inflación, hay recesión. Si no es el Fondo Monetario, es el Frente Popular. Si no es en el Frente, es el Fondo, pero siempre hay una mancha.
Bu enflasyon değil, bu resesyon, IMF ya da Halk Cephesi bizi sağlı sollu düzerler.
"Mi casa es este orfanato, estas cuatro paredes a las que llamo casa..."
"IMF yararsız. Çocuk Esirgeme Kurumu hala kötü durumda." "PHARE fonu da yetersiz..."
El fmi y OMC volvieron a poner todo patas arriba en nuestras vidas. Tenemos que volver a nuestras casas Que teníamos Construidas aquí en la fábrica
IMF ve Dünya Ticaret Örgütü, bizi burada fabrikada kurduğumuz evimizden,... ve birbirimizden ayırmak için geldi.
El año precedente, mientras que negociaban la transición democrática, El ANC firmó su primer acuerdo De préstamo con el Banco Mundial Y aceptó el programa De ajustamiento estructural del FMI ( Fondo Monetario Internacional )
Bir yıl sonra, demokrasiye geçiş müzakere edilirken,... ANC, Dünya Bankası'yla ilk kredi anlaşmasını imzaladı,... ve zorunlu IMF Yapısal Uyum Programına başladı.
Pero bajo la influencia del fmi, El ANC privatizó estos tres sectores,
Fakat IMF'nin dayatmasıyla, ANC her üçünü de özelleştirdi.
Pero cuando el FMI es llamado para privatizar la industria, Se declaró en huelga con su sindicato. Entonces le tomaron su trabajo, Su casa, su cuenta en el banco con ello el futuro de sus niños.
Fakat, IMF endüstriyi özelleştirmeye geldiğinde,... sendikasıyla birlikte greve katıldı,... ve sonra da, işini, evini, banka hesabını ve çocuklarının geleceğini alıp götürdüler.
Cuando los militares tienen poco poder en 1976, tienen peor en el estilo de Ajustamientos estructurales del FMI,
Ordu 1976'da iktidara geldiğinde,... esasında bir IMF tarzı yapısal uyum programıyla iktidara geldiler.
Hasta la crisis de diciembre, O posiblemente algunos meses anteriores, Argentina era el mejor alumno del FMI.
Aralık krizine kadar,... Arjantin, IMF'nin poster çocuğuydu.
Las políticas impuestas Por el FMI Sumergieron millones de persoanas en la pobreza.
IMF'in zorunlu politikaları, milyonları yoksulluğa mahkum etti.
Cada año, se agranda la brecha entre las naciones ricas y las pobres. Pero el fmi insiste con programas de pago de deuda no realistas.
Her yıl gitgide fakir ve zengin arasındaki fark açılıyor ve buna IMF hiçbir şey demiyor.
Se anuncian 20 mil millones de ayuda para la Federación Rusa concedidos por el Fondo Monetario International.
'IMF tarafından Rusya'ya 20 milyar dolar...'... verilmesi konusunda mutabakata varıldı.
En apenas una hora comenzará aquí en Madrid la cumbre del FMI y el Banco Mundial. Existe gran...
Madrit'te gerçekleşecek IMF-Dünya Bankası zirvesi'nin başlamasına 1 saat kadar kaldı.
Como ya ha sucedido en Seattle, Praga y Génova, se teme que se repitan en Madrid las escenas de violencia de los grupos anticapitalistas más radicales que acusan al Fondo Monetario Internacional y al Banco Mundial de ser instrumentos de las multinacionales para explotar el trabajo infantil
IMF ve Dünya Bankası'nı Çocuk işçileri sömüren, katkılı gıdalar satan ve doğal kaynaklara zarar veren şirketler tarafından kullanılmakla suçlayan aşırı radikal anti-kapitalist grupların,
Por su parte, tanto las autoridades del FMI como..
Bu arada IMF yetkilileri de
Mientras tanto Madrid se ha transformado en una especie de... los controles policiales y las calles cerradas al tránsito y las vallas de protección están convirtiendo a la ciudad en un infierno para sus habitantes.
IMF-DB zirvesi, kuşatma altındaki Madrit'te bugün başlıyor. Polisin bazı caddeleri trafiğe kapatması ve... kalabalığın neden olduğu tıkanıklık şehir sakinlerinin hayatını cehenneme çeviriyor
El de pajarita a las 12. El otro equipo IMF.
Diğer Görevimiz Tehlike Timi.
Y no se puede conseguir al FMI a menos que el Banco Mundial lo apruebe.
Dünya bankası kredi açmazsa IMF de size kredi açmıyor.
Casualmente, hay un programa del FMI en Jamaica en este momento,
İlginç bir tesadüf Jamaika ve IMF yeniden program diliminde.
Entonces la influencia del FMI sigue siendo muy fuerte aquí.
IMF etkisi hala büyük ölçüde mevcut.