English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Internet

Internet translate Turkish

12,898 parallel translation
Tengo Internet.
İnternetim var.
En Internet hay discrepancias.
İnternet bu konuda tutarsız da.
ERROR Sin conexión a Internet
HATA İnternet'e bağlanılamıyor
No es tan diferente a la burbuja de las punto com de finales de los 90.
1990'ların sonlarındaki internet şirketi balonlarından farkı yoktu.
Años de leer basura en Internet y de casi envenenarme accidentalmente dos veces, y ahora estoy atrapada en un congelador con una perra.
Pekâlâ ne bildiğimi bilmiyorum. Yıllarca internet saçmalıklarını okudum. Kazara kendimi iki kez zehirledim şimdi de bir orospuyla buzlukta kısılıp kaldım.
Conocí a un chico por internet, bla bla bla.
İnternette bir adamla tanıştım, falan filan...
La puedo vender. Me fijé en Internet.
Evi satabilirim.
Si puedo interrumpirla, estamos recibiendo reportes no confirmados de muchas fuentes de noticias en Internet, y como la tenemos aquí, las fuentes dicen que ha sido diagnosticada y tratada por un mieloma anaplástico, una forma agresiva de cáncer de sangre,
Bazı internet kaynaklarından teyit edilmemiş raporlar alıyoruz. Siz de hazır burada olduğunuz için kaynaklar size kan kanserinin kötü bir biçimi olan kötü huylu omurilik kanseri teşhisi konduğunu ve tedavi gördüğünüzü söylüyor.
Encontré ese documental tuyo en Internet.
Senin belgeseli internette gördüm.
Esta se compró por Internet.
Bu ise internetten sipariş edildi.
Por eso trabajo con una coalición de senadores para introducir una ley que extenderá los controles a todas las transacciones de armas incluidas ferias de armas y ventas por Internet.
Bu yüzden senatörler koalisyonu ile birlikte silah fuarları ve internet satışları da dâhil olmak üzere, tüm silah satışlarında sabıka kaydı araştırmasını öngören bir tasarı üzerinde çalışıyorum.
Estamos emitiendo en directo desde nuestra casa en Albany.
Albany'deki evimizden internet yayını yapıyoruz.
Y sabemos que Internet es la mejor herramienta.
İnternet de bunun için en iyi araç.
Tres horas después de la emisión más de dos millones han visitado la página web.
Conway'in internet yayınını takiben 3 saat içinde 2 milyonu aşkın kişi web sitesini ziyaret etti.
Los vídeos están en la página de la campaña. CONWAY ARRASA EN INTERNET
- Tüm cep telefonu kayıtları Conway'in kampanya web sitesinde.
No podemos vigilar el Internet, pero 50 policías más se asegurarían de...
İntenete birşey yapamayız, ama içerde işleri kontol altına alabilecek 50 polis...
Mañana tendrá una línea segura para Internet y teléfono, pero solo usted.
Yarın güvenli bir telefon ve internet hattın olacak ama sadece senin.
Acabo de perder mi conexión de Internet.
Az önce internet bağlantım kesildi.
Según Internet, estaban preparados hace un mes.
İnternette yazana göre bir ay öncesinden hazırlarmış zaten.
Llame al Departamento de Salud Pública de Georgia o visite su página web para obtener más detalles.
Daha fazla bilgi için Georgia Halk Sağlığı Birimi'ni arayın ya da internet sitesine bakın.
Sin trabajo, sin presencias de ningún tipo en Internet.
Hiçbir yerde çalışmamış, internet üzerinde de hiçbir varlığı yok.
Publicaste imágenes de sus cuerpos en el Internet.
Cesetlerinin resmini internete koydun.
¿ Realmente no entiendes como funciona internet?
Internet'in nasıl yürüdüğünü harbiden anlamıyor musun?
Estaba navegando en un foro para gente con tendencias suicidas.
Bir internet sitesinde intihar etmek isteyen insanları arıyormuş.
- Buscaba el router. - El router.
- Ben internet için kablo arıyordum.
Hizo una copia en internet.
Kopyayı İnternet'e koyardı.
Buscamos por internet listados de tumbas que por su nombre pudieran haber tenido un recuerdo asociado para Danny.
Danny'yle hatırı sayılır bir bağlantısı olabilecek bir isim için İnternet'teki toprağa verme kayıtlarını arıyorduk.
Porque, de hecho, Danny escondió la lista en internet.
Çünkü Danny listeyi gerçekten de İnternet'e saklamış.
Hizo una copia en internet.
Online bir kopyasını oluşturmuştu.
Utilizó un dispositivo al que no pudiera seguírsele el rastro hasta él, y localicé un cibercafé en su camino a casa.
Ben de evinin rotası dışında internet kafe belirledim.
Las cuentas del ordenador e internet están todas aquí.
Bilgisayar ve çevrimiçi hesapların hepsi burada kayıtlı.
Cinco millones lo leen en Internet.
Onun 5 katı kişi de internetten okudu.
Usted me perjudicó mucho con ese webcast.
Yaptığın o internet yayınıyla gerçekten beni zora soktun.
Sí, para revistas y páginas web.
Dergiler, evet, ve internet siteleri.
Solo buscaba un router de internet.
Internet için kablo arıyordum.
Está enfadada, pero recapacitará si no apoyo el cierre de ferias de armas y fisuras de Internet.
Üzüldü ama bence yola gelecek. Tabii sen beni silah gösterisini ve internet boşluklarını desteklemek zorunda bırakmazsan. Öbür türlü küplere binecek.
Para comunicarse, llamen al número de seguridad social de Jim Miller seguido del de Caroline desde cualquier teléfono o servicio de teleconferencias.
İrtibata geçmek için, Jim Miller'ın sosyal sigorta numarasını, peşinden de Caroline'inkini telefona ya da internet konferans servisine tuşlayın.
No, llaman por Internet.
- Hayır. İnternet araması.
- Oh, consiguieron un nuevo signo.
GİZLİ BAHÇE MOTELİ ÜCRETSİZ İNTERNET-ÜCRETSİZ KABLO TV-KLİMALI - Yeni bir tabela taktırmışlar.
Bueno, veamos si hay algún emoji para eso.
Bakalım, bunun için bir emoji var mıymış. Ha ha ha! İnternet bağlantımı kaybettim.
¿ Te puedes creer que no sepa nada del streaming?
İnternet üzerinden yayından haberi olmadığına inanabiliyor musun?
Si necesitáis algo, decídmelo.
İnternet şifresi ne? Karşiim. Pekala gençler. Bir şeye ihtiyacınız olursa bana haber verin.
Oye, tío. ¿ Qué pasa con internet?
Kanka.
La propietaria del cíber café... dice que vio salir a Denton alrededor de las 11, 11 : 30.
İnternet kafenin sahibi Denton'ın oradan 11 : 00, 11 : 30 gibi ayrıldığını gördüğünü düşünüyor.
Sí, pero Linsay fue vista viva una hora antes. En el cibercafé. O sea, es mucho tiempo para que llegara a casa
Evet ama Lindsay en son bir saat öncesinde bir İnternet kafede canlı görülmüştü.
Danny guardó la lista en internet.
Danny Waldron listesini İnternet'e kaydetmiş.
Voy a añadir la ubicación del cibercafé donde Lindsay Denton fue vista con vida por última vez esa mañana.
Şimdi, Lindsay Denton'ın o sabah canlı olarak son görüldüğü İnternet kafenin konumunu ekliyorum.
Y antes de en el cibercafé, Lindsay Denton fue vista en su alojamiento aprobado la noche anterior.
Evet. Ve İnternet kafeden önce de Lindsay Denton, önceki gece, yerleştirildiği evde görülmüştü.
- O sea... que alguien siguió a Lindsay al cibercafé.
O zaman, Lindsay İnternet kafeye kadar takip edilmiş.
Hay menos tráfico en el sitio web.
İnternet sitemize girenlerin sayısı da azaldı.
He visto el vídeo.
İnternet yayınını gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]