Janette translate Turkish

Vamos a buscar a Janette.

Gidip Jaenette'i alalım. Hey Jeanette!

Tommy le ayuda a Colleen y a Janette con las matemáticas.

Tommy, Colleen ve Janette'e matematikte yardım edebiliyor ama okuyamıyor.

- Adiós, Janette, sé buena.

Hoşça kal Janette. - Güle güle anne.

Jeanette, Colleen, sálganse del cuarto de los niños ahora.

Janette, Colleen, hayretsiniz. - Oğlanların odasından derhal çıkın.

Que los niños sean tratados como sus hijos legales y desde hoy serán reconocidos como Colleen Marie Beardsley Jeanette Dean Beardsley Nicholas Richard Beardsley Thomas Roudr Beardsley Jeane Louise Beardsley Phillip Anthony Beardsley...

Çocuklara hep meşru çocuğunuzmuş gibi muamele edeceksiniz. Şu andan itibaren isimleri, Colleen Marie Beardsley Janette Dean Beardsley Nicholas Richard Beardsley Thomas Roderick Beardsley Jean Louise Beardsley Phillip Anthony Beardsley... - Yasal oldum.

Le diré a Jeannette que estamos aquí.

Janette'e geldiğimizi söyleyeyim.

Jeannette, ¿ quieres ponerlo en la nevera?

Janette! Bunları dolaba koy, tamam mı?

Jeannette Hynes.

Ben Janette Hynes.

Acabaste bajo la mesa después del numerito con Jeannette.

Janette ile olan küçük bölümünden sonra masanın altında içtin.

No te preocupes, todos hemos tenido nuestro numerito con Jeannette.

Üzülme. Hepimizin Janette ile küçük bölümleri olmuştur.

Jeannette, por ejemplo.

Örneğin Janette.

Si tuviera que casarme sería el tipo de chica a considerar.

- Evlenecek olsaydım Janette evleneceğim... - Affedersin.

Parece ofendido por esta conversación acerca de Jeannette.

Janette ile ilgili konuşmam seni rahatsız etmişe benziyor.

Jeannette y yo somos iguales.

Janette ile birbirimize benziyoruz.

Cuando vi a Janette Scott

Janette Scott'u gördüğümde

- Janette.

- Merhaba. - Janette.

¿ Janette?

Janette?

Janette, deberás ayudarme.

Janette, bana yardım etmen gerek.

De modo que Janette tiene taquicardia supra-ventricular.

Janette'ta supraventriküler taşikardi var.

- Janette. Claro.

Aman Tanrım.

- Hola, ¿ cómo estás?

Selam Janette! Nasılsın?

No. Y, sabes, hable con Janette y dice que la cabaña no estará rentada.

- Bak Jenette ile konuştum ve, kabin daha kiralanmamış.

Bueno... bienvenida a casa Janette

Eve hoşgeldin, Janette.

Ella está sola, Jeanette.

O yalnız biri, Janette.

Jeanette. ¿ Limón, querida?

Janette, limon balım?

- Jeanette.

Janette.

La mujer que está junto a él es la persona desaparecida, Jeanette Long.

Yanında duran kadın aranan kişi. Adı Janette Long.

Una vez que hallamos a Delphine Downing en el cobertizo... No fue difícil hallar a Jeanette Long

Delphine Downing'i kutuda bulduktan sonra Janette Long'u bulmak artık zor değildi.

Ni siquiera preguntaré dónde está el cuerpo de Janette Long

Janette Long'un cesedinin nerede olduğunu bile sormayacağım.

Pero, solo bastó con Jeanette Long para darles su merecido.

Ama sadece Janette Long onları idama götürdü.

Jeanette Owens, a quien le excavaron el garaje, tiene una teoría.

Şimdi yanımızda, garajını kazdıkları Janette Owens var. Onu dinliyoruz.

Sabes de todas esas entradas en mi chequera que dicen Dr. Jeanette?

Hani çek defterimde Dr. Janette yazan kayıtlar var ya?

- ¡ Janette!

- Janette!

Entonces, Janette me contó que tu madre quiere curarte de tu homosexualidad.

Janette, annenin eşcinselliğini tedavi etmeye çalıştığını söyledi. Evet.

¿ Sabes Janette...?

- Janette'i biliyorsunuz, değil mi?

¿ Janette, qué pasa?

Janette, sorun nedir?

Hola, Janette...

Merhaba, Janette...

Janette, es la mitad.

Janette, yarım o.

Este es mi vecino, Souleymane.

Bu komşum Souleymane. Şef Janette.

- Chef Janette.

- Nasılsın, Şef?

Janette, lo siento.

Janette, çok üzgünüm.

No soy una visita, Janette.

Misafirin değilim, Janette.

David, hola.

Eric, merhaba. Ben Janette.

Eric, hola. Soy Janette.

Memnun oldum.

Janette, si alguna vez vas a Nueva York por favor, me encantaría devolverte el favor. Será un placer cocinar para ti.

Bir gün New York'a yolun düşerse lütfen, bu iyiliğinin karşılığını ödemek isterim.

Jeanette, ahí estas.

İşte Janette.

Hola Jeannette.

İyi günler, Janette.

Ellos piensan que es una ramera.

Janette'e kaşar gözüyle bakıyorlar.

- Janette.

- Evet.

Jeanette Arlen tiene que retrasar la reunión hasta las 4 : 00.

Bugün Janette'le konuştuğunda ona dış görünüşün mahkeme için ne kadar önemli olduğunu söyle.

A decirle a Janette que no podemos quedarnos.

- Jenette'e kalamayacağımızı söylemeye.