Translate.vc / Spanish → Turkish / Javid
Javid translate Turkish
29 parallel translation
Trae un Javid de Quirófano. Bien, listos.
Ameliyathaneden Javid getir.
Siempre eres una medicina buena para mi angustia, Javid.
Derdime her zaman çaresin, Javid.
Javid se encargó de esto personalmente.
Javid bunu kendisi için düzenledi.
¿ Javid, eh?
Javid?
Dile a nuestro hombre en el palacio Atreides que el sacerdote Javid... tiene que provocar más a Alia.
Atreides sarayındaki adamlarımıza söyleyin, rahip Javid... Alia'ın kafasını biraz daha karıştırsın.
Estos tres no eran de gran importancia en la banda. Todos eran hombres de Yavi Rukshan.
Bu üçü Javid Rukshan'ın yönettiği Özbek çetesinin orta seviyede adamları.
Su nombre era Javid.
Adı Cavit'ti.
No estuve nunca en ese cuarto, pero empecé a sospechar cuando Javid vino a mí por tercera vez.
O odaya hiç girmedim. Ama Cavit bana üçüncü kez gelince şüphelendim.
Ese es Javid. Pobre chaval insistía que él sabía nada sobre movimientos de tropas ó espias.
Çocukcağız ısrarla asker hareketleri ya da casuslarla ilgili bir şey bilmediğini söylüyordu.
Javid no saba nada.
Cavit bir şey bilmiyordu.
Javid no era tu objetivo.
Hedefin Cavit değildi.
Su nombre es Gretchen Javid.
Adı Gretchen Javid.
La víctima número uno es Ismail Javid.
Bir numaralı kurban Ismail Javid.
Pues eso explica por qué el agente Akers... y la señora Javid sobrevivieron a la exposición.
Tamam, Memur Akers ve bayan Javid'in maruz kaldıktan sonra neden ölmediğini bu açıklıyor.
Un guardaespaldas profesional y un segundo hombre no identificado... fueron arrestados esta mañana por el presunto... asesinato de Ismail Javid y Allen McKenna, co-propietarios de "Isfahan Mármol y Azulejos", hace dos días.
2 gün önce Isfahan Mermer Seramiğin ortakları Ismail Javid ve Allen McKenna'ı öldürdükleri gerekçesiyle, Profesyonel bir koruma ve kimliğini belirsiz ikinci bir adam Bu sabah erken saatlerde tutuklandı.
- Su habitación...
- Javid?
Y su jefe... ¿ un tal Javid Pervez?
Patronu var ya, Cavit Pervez midir nedir?
Pues, Javid no quiere mantenerle al tanto.
Cavit onu pek de olaylardan haberdar etmiyormuş.
Espera obtener el puesto de Javid en un par de años así que...
Birkaç seneye Cavit'in işini alacakmış yani...
¿ Quieres que vaya a por Javid?
- Cavit'in peşine düşmemi ister misin?
Javid viaja virtualmente sin seguridad y va a nadar cada noche antes de cenar.
Cavit seyahatteyken neredeyse hiç güvenliği olmuyor ve her gece, yemekten önce havuzda yüzüyor.
Tendré que convencer a Javid de que ahora es necesario hacer viajes más frecuentes a Washington.
Cavit'i artık Washington'ı daha sık ziyaret etmemiz gerektiğine ikna etmem gerekecek
¿ Javid?
Cavit?
Quieren que matemos al jefe de Yousaf, Javid Pervez.
Yusuf'un patronu, Cavit Pervez'i öldürmemizi istiyorlar.