Translate.vc / Spanish → Turkish / Johanna
Johanna translate Turkish
408 parallel translation
Pregunte por Johanna y diga que tiene un mensaje para Klara.
Johanna'yı isteyin ve ona Klara için bir mesajınız olduğunu söyleyin.
¿ Johanna?
Johanna mı?
Quiero ver a la Srta. Janns, la Srta. Johanna Janns.
Bayan Janns ile görüşmek istiyorum, Bayan Johanna Janns.
Mira a Mary Prester y a Johanna.
Mesela Mary Prester ve Johanna.
Johanna Schmidt, tiene tareas especiales.
Johanna Schmidt'in özel görevleri var.
A importantes agentes como el coronel Hammersohn Elsa Gebhardt, Conrad Arnulf y Johanna Schmidt se les dejó en libertad.
Albay Hammersohn Elsa Gebhardt Conrad Arnulf ve Johanna Schmidt gibi önemli ajanlara dokunulmamìºtì.
Johanna, tenemos que hacer llegar esto hoy.
Johanna, bunu bugün göndermemiz gerek.
Johanna, tráeme los papeles del Proceso 97.
Johanna, ͺlem 97 hakkïndaki belgeleri getir.
Gracias por haberme salvado la vida. Soy Johanna Carter y se lo agradezco mucho.
hayatımı kurtardığınız için hala size teşekkür etmedim ben Johanna Carter, size minnetttarım
¡ Johanna!
Johanna!
Johanna, querida.
Johanna, canım sevgilim
- Johanna y yo queremos...
- Johanna ve ben senin...
¿ Johanna y tú os turnaréis para vigilarme y aseguraros de que los síntomas no se repiten?
Sen ve Johanna sırayla beni izleyip semptomların gelmediğinden emin mi olacaksınız?
- Hola, Johanna.
- Merhaba Johanna.
Hay algo de ti en él.
Johanna'ya da benziyor.
- Gracias, Johanna.
- Teşekkürler Johanna.
Gracias, Johanna.
Sağ ol Johanna.
- ¿ Eres tú, Johanna?
Oh, senmişsin ha, Joanna.
No, Johanna, no creo que quiera hacerlo.
Hayır, Joanna, hayır, bunu yapmak istediğimi sanmıyorum.
Vino para ayudarme a cuidar de mi hermana Johanna... hace casi 30 años.
O buraya kızkardeşime bakmağa geldi, Joanna, yaklaşık 30 yıl önce.
Mi padre acababa de morir y mi madre no duró mucho más. Se llevaron a Ia verdadera Johanna... - y me quedé muy triste.
O sırada babam ölüydü ve annem ondan sonra uzun süre yaşamadı, ve sonra benim gerçek kızkardeşim Joanna'yı alıp götürdüler, ve ben bundan mutlu değildim.
No he terminado de hablarle de Johanna.
Joanna hakkında anlatacaklarımı bitirmemiştim.
Johanna,...
Joanna,
dígale que Johanna no es mi hermana.
Onlara Joanna'nın benim kızkardeşim olmadığını söyle.
dígale que Johanna no es mi hermana,... es una mujer cruel que me obligaba a decirlo.
Onlara Joanna'nın benim kızkardeşim olmadığını fakat bana öyle olduğunu söyleten acımasız bir kadın olduğunu söyle.
dígale que yo Ie ayudé y que fue Johanna... quien Ie envenenó e intentó asesinarle.
Ve onlara sana yardım ettiğimi söyle ve sana zehiri veren Joanna idi ve seni öldürmeğe çalıştı.
Teniente... Johanna era una impostora,... no era hermana de Cissie.
Yüzbaşı, Joanna Enright sahtekardı.
Johanna me echó veneno en eI té.
Bir tür zehir Joanna çay bardağına koydu.
Eso que me ha dado Johanna...
Joanna'nın bana verdiği o madde...
No le has preguntado a Joanna... si quiere abandonar la expedición ahora, ¿ o sí?
Geziyi bu noktada bırakmak isteyip istemediğini Johanna'ya sormadın.
Te advierto solemnemente, Marcus... que le niegas a Joanna el derecho a tener su lado paradójico.
Seni cidden uyarıyorum, Marcus. Johanna'nın kendi benliğinin oluşunu inkâr ediyorsun.
Y, enseguida, la muerte nos quitaría a nuestra Regina Johanna, de cuatro años, y al pequeño Johann August Abraham, a los dos días de nacer.
Bir - bir buçuk yaşlarındaki Christiane Dorothea'mızı yeni kaybetmiştik, ve ölüm, dört yaşındaki Regina Johanna'mızı, ve iki günlük küçük Johann August Abraham'ımızı bizden almıştı.
Regine Susanna, Johanna Carolina y Johann Christian, y la hija soltera de Sebastian, Catharina Dorothea, y nuestro primogénito Gottfried Heinrich, cuyo genio también se inclinaba a la música, pero que no fue desarrollado.
Regina Susanna, Johanna Carolina ve Johann Christian. Ayrıca Sebastian'ın henüz evlenmemiş olan kızı Catherina Dorothea, ve en büyük oğlumuz Gottfried Heinrich de. Dehası gelişmeden kalmasına rağmen doğal yeteneğe sahip bir müzik dehasıydı.
Es Johanna.
Bu Joanna.
Abre tres discotecas y se junta con una tal Johanna, una joven que tiene un VW rojo, secretaria del Agregado Cultural americano.
Üç tane kulüp açtı. Ve kendisi gibi bir azize ile birlikte yaşar. Kırmızı bir VW'su var.
- ¿ Es usted Joanna Eberhart?
- Siz Johanna Eberhart mısınız?
¿ Joanna Eberhart?
Hani şu Johanna Eberhart?
- Escucha, Johanna...
- Bak Johanna...
Johanna ha empezado a pensar que algo anda mal.
Johanna aramızda bir şeyler olduğunu düşünmeye başladı.
No, prefiero montar a Johanna, la manchada.
Hayır, Johanna'ya binmeyi tercih ederim, benekli olana.
- ¿ Está Johanna ahí, por favor?
- Joanna orada mı?
Fue, de hecho, seducido por una criada, Johanna Brummer, una persona de unos 35 años.
Kendisi, Johanna Brummer adında 35 yaşındaki bir hizmetçi tarafından baştan çıkarılmıştır.
Joanna Bonger. ¿ Qué voy a pedirle a Joanna?
Johanna Bonger? Johanna Bonger'a ne soracağım ki? Ne?
Bueno, no. ¡ Joanna!
Yani hayır. - Johanna!
Tuve el honor de conocer a su cuñada Johanna.
Yengen Johanna ile tanıştım.
El temor a que desaparezca la relación privilegiada y fructuosa... para su trabajo que tenía con su hermano. Al contrario, presiento que la presencia de Johanna... ¿ Quieres?
Yakın ilişkilerini etkileyebilir diye korkuyorsun kardeşin eserlerine çok yardım ediyor bağlarınızı kuvvetlendirecek
Mire cómo se comportó con Johanna.
Johanna'ya nasıl davrandığına bir baksana.
Odiaba a Johanna porque ella se lo arrebató.
Johanna'dan nefret ederdi çünkü onu uzaklara götürdü.
"y presunto heredero al trono." "En una semana, llegará un emisario..." "... para escoltar a vuestra hija y su madre, "
Bir hafta içinde, kızınız ve annesi Prenses Johanna Elizabeth'e Moskova Sarayı'na kadar eşlik etmek için görevlendirdiğimiz özel temsilcilerimiz gelmiş olacaklar.
- ¡ Joanna está aquí!
Johanna burada. - Jo burada.
- ¡ Eres vulgar!
- Kabasın Johanna - Evet öyleyim.