Translate.vc / Spanish → Turkish / Jure
Jure translate Turkish
1,198 parallel translation
Levante la mano derecha y jure.
Elinizi kaldırıp yemin edin.
Quiero que jure, aquí y ahora... que jamás volverá a nombrar al Concejo Gris en mi presencia.
Şimdi, burada bir daha huzurumda Gri Konsey'den bahsetmeyeceğine yemin edeceksin.
Jure que no iba a hacer esto.
Bunu yapmamaya yemin etmiştim.
Me coloque el antifaz y jure que nunca me lo quitaría el día que deje a mi madre la triste belleza Doña Inés.
Maskeyi yüzüme koydum ve asla çıkarmayacağıma yemin ettim annemi terk ettiğim gün, esmer güzeli, Doña Inez'i.
y jure que nunca me lo quitaría en presencia de nadie.
Ve başka birinin karşısında asla çıkarmayacağıma yemin ettim.
Sr. Boondy, este es mi trabajo trato de ser un buen empleado publico, cosa que jure ser.
Bakın Bay Boondy bu benim işim, ben sadece profesyonel bir devlet memuruyum. Bir yemin ettim.
Que el consejo lo jure en público.
Öyleyse, konsey halkın önünde yemin etsin.
Señor, vine a rogarle que confiese todo y jure lealtad al Rey para que muestre su misericordia.
Efendim, buraya Kral'ın merhamet göstermesi için herşeyi itiraf edip, ona bağlılık yemini etmenizi dilemek için geldim.
- jure. - por mí
- Yemin et.
Pero como usted, jure proteger este pais contra cualquier enemigo, foraneo, señor, y domestico.
Ama sizin gibi, ben de bu ülkeyi tüm düşmanlarına karşı savunma yemini ettim, dışarıdaki düşmanlar, efendim, ve içeridekiler.
Me estás pidiendo que jure por Dios y que luego mienta.
Tanrı huzurunda yemin edip sonra yalan söylememi istiyorsun.
- Juré como oficial de policía - ¿ Dónde está su lealtad?
- Ama ben bir polis memuruyum. - Sadakatine ne oldu?
Lo haría, pero juré protegeros.
Ederdim, ama seni korumaya yemin ettim.
Juré a tu hermano que te protegería.
Seni koruyacağıma dair ağabeyine yemin ettim.
- Juré protegerte.
- Seni korumaya yemin ettim.
Y yo junto a una gran cantidad de devotos seguidores. Juré que lo detendría, incluso después de la muerte.
Ölümden sonra bile onu izlemek için yeninli, kendisini ona adamış birçok adamı var.
Juré por mi madre y ahora te la llevaste.
Annemin üzerine yemin etmiştim ve sen onu aldın.
Cuando le juré que no la molestaría nunca más consintió en quedarse.
Onu, bu konuda tekrar taciz etmeyeceğimi söylediğimde kalmaya razı oldu.
La primera vez que le pegó, juré vengarme.
Kardeşimi ilk defa dövdüğünde, intikam için yemin ettim.
Me juré que a los 18, me iría.
Ama kendime söz verdim, 18'ime girdiğim gün, buradan gideceğim.
No me gusta hablar del tema pero juré que nunca trabajaría para una empresa bursátil.
Bu konuda konuşmayı pek sevmem ama büyük şirketlerden birinde çalışmayacağıma yemin ettim.
Juré que no te llamaría a menos que te volvieras.
Sen dönmedikçe sana seslenmemeye yemin etmiştim.
En ese momento, juré que te destruiría.
ben o zor anlarımda, seni yok etmeye yemin ettim.
Juré que jamás le rompería el corazón. Pero ya saben, suceden cosas.
Onu asla kırmak istemezdim, ama bazen oluyor böyle şeyler.
Juré matarte.
- Seni öldürmeye yemin ettim.
Quizás juré que no dejaría que el trabajo interfiriera con una mujer.
Ben de bir daha bir kadınla arama asla işimi sokmamaya yemin ettim.
Le juré a Dios que si volvías sana y salva, no volvería a dejarte ir.
Tanrı'ya yemin ettim. Geri dönersen seni bir daha bırakmayacaktım.
Juré que si volvía a casa me la quitaría.
Yemin ettim. Eğer bir gün eve varabilirsem, bu kahrolası şeyi tıraş edecektim.
Juré no decirlo.
Kimseye söylemeye yeminliyim, kusura bakma.
Jure guardar el secreto.
Gizli tutacağıma yemin ettim.
Juré no volver a hacerlo y he mantenido mi palabra.
Tekrarlanmayacağına yemin ettim ve ben asla sözümden dönmem.
Juré en su tumba que no me detendría hasta matar a FrankJarrett.
Frank Jarrett'i öldüreceğime, onun mezarı üzerine yemin ettim.
Me juré... que iba a salir de esa miseria... e iba a casarme con un rico caballero.
O pislik yuvasından kurtulup zengin bir koca bulmaya karar verdim.
De niña, juré que algún día me haría un collar con la Vía Láctea.
Küçük bir kızken, bir gün... Samanyolu'ndan yapılmış bir kolyemin olacağına yemin etmiştim.
Juré que no le iba a decir a nadie.
Söylemeyeceğime yemin ettim.
Juré guardar el secreto.
Gizli tutmaya söz verdim.
¡ Magot! Juré que... No a mí.
Yapmayacağıma söz verdim.
La Sra. Shiva tiene razón, juré que nunca más haría ese trabajo.
Shiva hanım doğru söylüyor. Bir daha o işi yapmayacağıma yemin ederim.
Cuando era un joven y tonto Centauri juré que moriría sobre mis pies haciendo algo noble, valiente e inútil.
Genç ve aptal bir Centauri'yken soylu, cesurca ve gereksiz bir şey uğruna başım dik bir şekilde öleceğime yemin etmiştim.
Juré que nunca volvería a pelear contigo a estas horas de la mañana.
Yemin ederim bir daha sabahın bu saatinde seninle kavga etmeyeceğim.
Después de unirme, juré no volver a pisar ese lugar.
Birleşmeden sonra bir daha oraya adım atmayacağıma yemin etmiştim.
Juré entonces que lo dejaría de hacer.
O zaman bitireceğime söz verdim.
Nunca en mi vida le juré lealtad a él.
Hayatım boyunca hiçbir zaman, ona bağlılık yemini etmedim.
Juré asegurarme de tu felicidad.
Senin mutluluğun için yemin ettim.
Yo juré que probaría que había algo allí, algo que nunca antes había visto.
Gördüğüm hiçbir şeye benzemeyen bir şey olduğunu kanıtlayacağıma yemin ettim.
Juré no decirlo.
Gizlilik yemini ettim.
Juré que no sería como ella.
Yemin ederim, onun gibi olmayacağım.
Juré no contarlo, pero ya no me importa.
Söylememek için yemin etmiştim. Ama artık yeminin kıymeti yok.
Lo juré en nombre de Jesús.
Tanrı ve İsa adına yemin ederim!
Cuando los escuché riéndose juntos juré que haría todo lo posible para que no le pasara nada.
İkinizin güldüğünü duyduğumda kendi kendime yemin ettim. Onun bu olayı atlatmasına yardım edeceğim.
Juré que jamás entraría a otro tribunal. ¡ Nunca jamás!
Bir daha asla mahkeme salonuna girmemeye yemin ettim!