Translate.vc / Spanish → Turkish / Kaya
Kaya translate Turkish
3,396 parallel translation
Y la siguiente parada, fue La Roca.
Sonraki durağı Kaya olmuş.
Trabajó en La Roca cerca de diez años.
Kaya'da on yıl kadar çalıştı.
La orden de transferencia de Jack Sylvane a San Quentin fechada el día en que La Roca fue cerrada en 1963...
1963'te Kaya'nın kapatıldığı günün tarihiyle Jack Sylvane'in San Quentin'e nakil emri.
Es roca dura.
Kaya gibi serttir.
¿ Son rocas?
Kaya mı?
Esas acciones aún podrían caer como una piedra.
Bu hisse kaya gibi düşecek.
Esto ya lo pusiste como en diez rocas
Bu üzerine yazdığın onuncu kaya oldu.
¿ No implica que me pase la eternidad empujando una roca cuesta arriba o algo?
Sonsuza dek bir dağın tepesine kaya parçalarını taşımamı filan mı içeriyor?
Y es porque tú y yo somos más fuertes que la magia negra o cualquier otra cosa.
Ve bu ikimizin her kaya büyüden daha güçlü olduğu için oldu. Ya da tüm bunlardan.
Ellos estarán empacando.
Adamlar kaya gibi.
A pierna suelta.
Bi kaya gibi.
¡ Roca a la vista!
İleride kaya var!
Practica la escalada.
Kaya tırmanışına gidiyor.
Desde esta roca salen hacia toda la galaxia los medicamentos que usamos para curar a nuestros críos enfermos.
kaya kürü ve galaksinin bir çok çoçuklarının tedavisi için kullanılan ilaç orada üretiliyor.
Tocas donde no debes, y cae una roca gigante... o salen lanzas del techo, y lo siguiente que sé, es que soy un esqueleto con cara de grito, que asustará a alguien 100 años después.
Yanlış bir şeye basarsan, ya koca bir kaya dönerek buraya gelir, ya da tavandan büyük çiviler çıkar, devamında da, yüz yıl sonra şaka olsun diye bir herifi korkutması gereken ebedi çığlık içine kilitlenmiş bir iskelet olacağım.
Así eran Kaya y Boomy, pero Tenzin siempre ha sido bastante serio.
Kaia ve Boomi öyleydi. Ama Tenzin'in hep daha ciddi bir tavrı vardı.
Y aquí tenemos la roca "roca que parece una cara"... La roca que parece una cara.
Ve işte burada "surat şeklinde bir kaya" var ve kaya tam bir surat şeklinde.
- ¡ Es una roca que parece una cara!
- Surata benzeyen bir kaya!
Pero no creo que se pueda lograr una catarsis de las palabras de una roca.
Ama bence bir kaya parçasındaki sözlere bakarak arınılmaz. Kaya olur mu hiç?
Comisario, el camión acaba de chocar con una pila de piedras.
Komiserim, kamyon bir kaya yığınına çarpmış.
Le acabo de arrojar una roca enorme.
Ve üzerine büyük bir kaya düşürdüm.
Y esto es como sonaría quedar encerrado por la noche en La Roca.
Geceleri Kaya'da hapis olmak işte böyle bir şeymiş.
Quiero decir, ¿ se imagina si Pablo estuviera en La Roca?
Yani, Paul'ün Kaya'da olduğunu düşünebiliyor musunuz?
En la superficie pero... En cuevas subterráneas y estrechas fisuras de piedra caliza conducen directo al exterior de la sección enterrada de la instalación.
Yüzeyde öyle ama yeraltı mağaraları ve dar kaya yarıkları, tesisin gömülü bölgesine direk çıkacaktır.
Hay dos rocas.
İki kaya parçası var.
No puedo salir, porque tú eres la piedra y tú eres más pesada que mi globo.
Görüyormusun gidemiyorum çünkü kaya sensin! ve balonumdan daha ağırsın
Quiero decir, ¿ se imagina si Pablo estuviera en La Roca? Nada de cartas a los Gálatas...
Yani, Paul'ün Kaya'da olduğunu düşünebiliyor musunuz? Aileden değillerse Galatlar'a mektup yok!
Rollos de la banda de rock de la isla.
Kaya orkestrasının kayıtları.
Ella ha sido una roca.
Kız kaya gibi dayanıklı.
Eres un hombre de piedra.
Kaya gibi sağlamsın.
¿ Ha escuchado hablar del Utica Shale o el proceso de fragmentación?
Utica Kaya Gazı'na ya da uyarılmış hidrolik yayılım yöntemini hiç duymuş muydunuz?
Son... formaciones de rocas subterráneas.
Yeraltındaki kaya tabakasıyla ilgili...
Las compañías excavan y fracturan el lecho de esquisto. para liberar gas natural.
Şirketler kaya tabakaları arasına sıkışmış doğal gazın çıkartılmasını sağlıyor.
Por supuesto, con esto consigues el magnifico martillo neumático calibre 50, banda sonora de AMG.
Tabii ki, bunula çok güçlü bir kaya matkabı almış gibi hissediyorsunuz. 50 kalibrelik AMG sesleri.
Has sido muy duro con todo esto.
Tüm olaylar karşısında kaya gibi sağlam durdun.
A veces, el montón de cadáveres no se transforma en rocas, sino que se funde lentamente hasta dar lugar a una sustancia orgánica, viscosa y negra.
Her zaman bu ölü kalıntıları kaya oluşturmaz. Yapışkan ve siyah renkte, organik bir maddeye dönüşürler. Petrole!
Será mejor que empecemos a detenerla ya, ¡ porque se está poniendo en marcha!
Bu işi hızlıca yapsak iyi olacak yoksa bu kaya üzerimize yuvarlanacak!
Tormenta feroz, poca visibilidad una roca acaba de hacer un hoyo en el casco del "Fremont" tan grande como un hombre.
Şiddetli fırtına, görüş sıfır bir kaya Fremont'un gövdesinde bir delik açmış bir adam büyüklüğünde. Devam et, Arkin.
¿ Destruí su reputación porque mi miraste a los ojos y me dijiste que tu cubierta era sólida?
Onun itibarını mahvettim çünkü sen gözümün içine bakıp kaportanın kaya gibi sağlam olduğunu söyledin.
Cuando pequeños fragmentos de roca se mezclan con el material vegetal muerto, crean un entorno ideal para el almacenamiento de agua.
Bu küçük parçalanmış kaya kırıntıları ölü bitkilerle karıştığında, su depolamak için ideal ortamı oluşturdular.
No, sólido como una roca.
Kaya gibi sert.
Pero incluso una piedra finalmente se destruye o queda enterrada.
Freeman : Ama kaya bile nihayetinde parçalanabilir ya da gömülebilir.
Como un tronco.
Kaya gibi.
Las emisiones video mostraban a los dos astronautas recogiendo muestras de rocas, haciendo fotografías, y colocando una bandera americana en la superficie lunar.
Çekilen görüntüler iki Astronotun kaya örnekleri aldıklarının Fotograf çektiklerini ve Ay topraklarına Amerika bayragı dikildiğini gösterdi
Cráteres y acantilados de 60 metros de altura, capas de roca que se encuentran unas sobre otras... como un pila de panqueques.
Kraterler ve 20 metre yüksekliğinde kayalıklar. Krep yığını gibi birbirlerinin üzerinde uzanan kaya katmanları.
Trozos enormes de roca, cimas de montañas han desaparecido.
Büyük kaya parçaları, dağların zirveleri yok oldu.
Un objeto que podría tener tal vez 16 o 30 kilómetros de diámetro ha perdido prácticamente cientos, quizás miles de toneladas... de roca y hielo en su viaje.
10 ya da 20 mil uzunluğunda olabilecek bir nesne yüzlerce belki de binlerce ton kaya ve buzu yolculuğu esnasında kaybetti.
En cambio, billones de rocas y piedras... se arremolinaban alrededor del sol recién nacido.
Onun yerine, trilyonlarca taş ve kaya yeni doğan Güneş'in etrafında dönerler.
Se requiere que nuestros libros de historia sean cambiados.
400 00 : 27 : 34,947 - - 00 : 27 : 39,116... basit jeolojik oluşumlar olduğunda ısrar ediyorlar ve bu Osmanagiç'in piramit teorisini güvenilirlikten yoksun bırakıyor. Ve tarih kitaplarımızın değişmesini gerektiriyorlar. Ana akım jeologlar dağların doğal kaya ve topraktan yapılmış...
Solido como una roca.
- Kaya gibi sağlam.
Una piedra volcánica de Rub al-Jali.
Rubülhali Çölü'nden volkanik bir kaya.