Translate.vc / Spanish → Turkish / Kessler
Kessler translate Turkish
499 parallel translation
- Kessler, Eric.
- Kessler, Eric.
- ¿ Kessler?
- Kessler mı?
Sí, Eric Kessler, químico.
Eric Kessler, kimyager.
Sr. Kessler...
Bay Kessler...
Kessler.
Kessler.
Buenas noches, Sr. Kessler.
İyi akşamlar Bay Kessler.
Elizabeth, éste es el Sr. Kessler.
Elizabeth, bu Bay Kessler.
Tía Jessie, él es Eric Kessler, el nuevo químico.
Jessie hala, Eric Kessler ile tanış, yeni kimyagerimiz.
Muéstrale la mesa al Sr. Kessler.
Bay Kessler'e masayı göster, tamam mı?
Drew, ¿ buscarías comida para el Sr. Kessler y tu madre?
Drew, biraz yemek alıp annene ve Bay Kessler'e götürür müsün?
Sr. Kessler, ¿ vendrá aquí?
Bay Kessler, sizde buraya gelin.
- Drew, él es el Sr. Kessler.
- Drew, bu Bay Kessler.
- ¿ Cómo está, Sr. Kessler?
- Nasılsınız, Bay Kessler?
Drew, ¿ le llevarías café al Sr. Kessler?
Drew, Bay Kessler'e kahve götürür müsün canım?
Sr. Kessler, no somos salvajes aunque esto parece una reunión de indios.
Bu parti kızılderili savaş dansını andırsada Bay Kessler inanın bana hepimiz vahşi değiliz.
¿ Ocurre algo, Sr. Kessler?
Bir şey mi oldu Bay Kessler?
- Buenas noches, Sr. Kessler.
- İyi geceler Bay Kessler.
- Buenos días, Sr. Kessler.
- Günaydın, Bay Kessler.
Sr. Kessler, ¿ qué piensa de la guerra?
Bay Kessler, savaş hakkında ne düşünüyorsunuz?
Margaret es una niñita tan adorable, Sr. Kessler.
Margaret gerçekten çok güzel bir kız, Bay Kessler.
Estuvimos hablando de eso con el Sr. Kessler. ¿ Verdad?
Bau Kessler ile az önce bunu konuşuyorduk, değil mi?
Quizá Kessler cree que esta guerra es una lucha noble Por un mundo mejor, pero yo no lo veo así.
Bay Kessler bu savaşın daha iyi bir dünya için verilen soylu bir mücadele olduğunu düşünebilir ama ben böyle görmüyorum.
Quiero pedirte disculpas, papá, y a usted, Kessler.
Senden özür dilerim baba, sizden de Bay Kessler.
No me malentienda, Sr. Kessler, sobre mamá.
Beni yanlış anlamayın Bay Kessler, yani annem hakkında.
Sr. Kessler.
Bay Kessler.
Sr. Kessler, preferiría que no regresara aquí.
Bay Kessler, bir daha buraya gelmenizi istemiyorum.
¿ Qué ocurre, Kessler?
Ne oldu Kessler, sorun nedir?
- Adiós, Sr. Kessler.
- Güle güle, Bay Kessler.
El Sr. Kessler.
Bay Kessler'in.
Soy Eric Kessler, un químico austríaco.
Ben Eric Kessler'im, Avusturya'lı bir kimyagerim.
Están en su escritorio.
Masanın üzerinde Bay Kessler, sizin için getireyim mi?
Hola, Sr. Kessler.
Merhaba, Bay Kessler.
Es bueno verlo, Sr. Kessler.
Sizi gördüğüme sevindim Bay Kessler.
Adiós, Sr. Kessler.
Hoşça kalın, Bay Kessler.
Le llaman, Sr. Kessler.
Size telefon var, Bay Kessler.
- Sí, Sr. Kessler.
- Elbette, Bay Kessler.
- Hola, Sr. Kessler.
- Merhaba, Bay Kessler.
Buenas noches, Sr. Kessler.
İyi akşamlar, Bay Kessler.
Está enfermo, Drew, lleva al Sr. Kessler al fuego.
Siz hastasınız, Drew, Bay Kessler'i şöminenin yanına götür.
Y dile que vino Kessler.
Ve Bay Kessler'in burada olduğunu söyle.
Elizabeth, el Sr. Kessler iba a irse sin verte pero hice que se quedara porque se veía muy enfermo.
Elizabeth, Bay Kessler seni görmeden gidecekti ama ben kalması için ısrar ettim, ayrıca hasta görünüyor.
Sr. Kessler ¿ hay algo que pueda hacer por usted?
İyi geceler, Bay Kessler. Yapabileceğim bir şey var mı?
Kessler, ¿ ocurre algo?
Burada mısın Kessler, bir sorun mu var?
El Sr. Kessler te dirá lo que ocurrió.
Bay Kessler sana olanları anlatır.
- Buenas noches, Sr. Kessler.
- İyi geceler, Bay Kessler.
Debes agradecérselo al Sr. Kessler.
Birine teşekkür etmek istiyorsan Bay Kessler'e teşekkür et.
¿ Kessler?
Bay Kessler'e mi?
- Kessler.
- Kessler mi?
Habría estado bien si Drew hubiera llamado a Kessler.
Drew, Kessler'i hava alanından arasa çok iyi olurdu.
Lo importante para Kessler será saber que Drew se fue.
Hayatım uçağa bile zor yetişti. Önemli olan Bay Kessler'in Drew'in gitmesine izin verdiğimi bilmesi.
- Su amigo, Kessler...
- Arkadaşın, Kessler...