Translate.vc / Spanish → Turkish / Kettering
Kettering translate Turkish
113 parallel translation
- ¿ Cómo está el paciente, Dr. Kettering?
- Hasta nasıl, Dr. Kettering?
- El Dr. Kettering.
- Dr. Kettering.
¿ Y el Dr. Kettering?
Ya Dr. Kettering?
- ¿ El de Kettering?
- Kettering?
- Sí, el de Kettering.
- Evet, Kettering.
Se asegurará... de que el cerebro de Kettering no vaya a la cabeza del monstruo.
Kettering'in beyni... canavarın kafasının içine giremez.
Si me permite unas palabras con el Dr. Kettering...
İzin verirseniz Dr.Kettering ile birkaç şey konuşmak istiyorum.
Por desgracia, el Dr. Kettering tuvo que irse de repente, tiene a un familiar enfermo.
Maalesef ailesinden biri rahatsız olduğu için... aniden ayrılmak zorunda kaldı.
El Dr. Kettering no estaba en el tren de la mañana.
Sabah treninde Dr.Kettering yoktu.
El cerebro de Kettering.
Kettering'in beyni.
- El caso del Dr. Kettering.
- Dr.Kettering'in durumu.
Mató al Dr. Kettering, pero el Dr. Kettering ha vuelto a vivir.
Dr.Kettering'i öldürdü ama Dr.Kettering yine yaşıyor.
Usted es el Dr. Kettering.
Sen de Dr.Kettering'sin.
No soy el Dr. Kettering.
Dr.Kettering değilim.
Me gustaría hablar con el Sr. Kettering, por favor.
Bay Kettering'le konuşabilir miyim lütfen?
El Sr. Kettering me dijo que lo llamara al llegar.
Bay Kettering gelince onu aramamı söyledi.
Ni cabaña, ni Sr. Kettering.
Kabin yok, Bay Kettering yok.
Que el Sr. Kettering no volverá hasta el martes.
Bay Kettering muhtemelen Salı'ya kadar dönmeyecek.
Yo soy Jess Kettering.
Ben Jess Kettering.
Kettering, la Sra. Cutler preferirá esperar a su marido.
Şimdi, Kettering, Bayan Cutler kocasını beklemeyi tercih eder.
Las han traído los Kettering.
Kettering'ler getirdi onları.
- ¿ Los Kettering? - Sí.
- Kettering'ler mi?
¿ J.C. Kettering en persona?
JC Kettering'ın kendisi mi?
Adiós. Adiós, Sra. Kettering.
Hoşça kalın Bayan Kettering.
Te formaré consejo de guerra. - Kettering.
Seni savaş mahkemesine çıkartacağım.
He llamado a Kettering, pero no contesta.
Kettering'i aradım. Cevap vermedi.
Te conviene màs ir a Sloan-Kettering, en el estado de Nueva York.
New York Sloan-Kettering hastanesi gibi bir yerde başarı şansı daha yüksek.
Metido en un autocar, rodeado de tontos de Kattering y Boventry... con esos jerseys de punto, la radio i el "Sunday Mirror"... que se quejan por el te :
Otobüslerle dolaşıp durmak, Kettering ve Coventry'den ter kokan börgüsüzlerle birlikte. Güneş gözlükleri, garip şapkaları, transistörlü radyoları ve bazeteleriyle, çaydan şikayet ederler :
He llamado a Kettering, pero no contestan.
Kettering'i aradım. Cevap vermedi.
Pegados alrededor de autobuses rodeados por los descerebrados sudados
Otobüslere doluşmak, Kettering ve "Boventry" den ter kokan börgüsüzlerle.
¿ Lo tienes? Tengo esta amiga llamada Gertrude trabaja en el Hospital Sloan-Kettering en admisiones.
Gertrude isminde bir arkadaşım var ve Sloan-Kettering Hastanesinin hasta kabul bölümünde çalışıyor.
Luego, en la Clínica Mayo, en el Sloan-Kettering y en el City of Hope.
Ardından Mayo Kliniğinde, Sloan Kettering'de, City Hope'ta.
CENTRO DE CÁNCER SLOAN-KETTERING NEW YORK
SLOAN-KETTERING KANSER MERKEZİ NEW YORK
El Dr. Linus Irving del Instituto Sloan-Kettering escribe :
Sloan-Kettering Memorial Enstitüsü'nden Dr. Linus Irving'de şunu yazmış :
Un amigo de Sloane Kettering dice que ella es la única- -
Bu çok acil. Bir arkadaşım bana onun bu ameliyatı yapabilecek birkaç doktardan biri olduğunu... Üzgünüm.
Kettering que yo prosiga con las preguntas?
Şimdi, eğer sizin için uygunsa, Bayan Kettering, sorularıma devam edebilir miyim?
¿ Sra. Kettering?
Bayan Kettering?
Es sólo el mejor hospital de cáncer de todo el mundo.
Altı üstü Sloan-Kettering, dünyanın en iyi kanser hastanesi.
¿ Sloan-Kettering Mehta?
Sloan-Kettering Mehta mı?
Mi nombre es Ruth. O bien la Honorable Señora de Derek Kettering, si lo que quiero es reservar una mesa para almorzar, ya conoce a los ingleses.
Ya da, yemek için masa ayırtacaksam, Sayın Bayan Derek Kettering.
No veo ningún caballero, sólo veo al maldito Derek Kettering.
Bir bey göremiyorum. Lanet olası Derek Kettering'i görüyorum.
Puede que sea tu estilo machacar a quien está arruinado, Kettering, pero no es el mío.
- Belki sen düşene tekme atarsın. Ama benim tarzım o değil.
Mañana por la tarde tú y yo iremos a Paris y abriremos una cuenta para Kettering.
Yarın öğleden sonra, birlikte Paris'e uçup, Kettering için hesap açacağız.
¿ Pagar a Kettering?
Kettering'e para verip göndermekle mi?
La Sra. Kettering dice que un momento.
- Bayan Kettering bir dakika dedi!
El Sr. Kettering lo ha oído.
- Bay Kettering de duydu.
Mais je me demande, cuando las cartas vuelvan a caer con crueldad sobre el Sr. Kettering,
Ben istemiyorum. Kâğıtlar yine çok kötü geliyor Bay Kettering'e.
Vio a Madame Kettering recibir una bandeja del camarero, pero a las cuatro de la madrugada oyó la rotura de un cristal
Bayan Kettering'in garsondan bir tepsi aldığını gördüm. Sabah dörtte bir cam kırılması duydum.
No se dio cuenta... de que su sangre es del mismo grupo que la de Kettering,
Farkına varamadın...
pero no del mismo que la de Ygor.
Onun kanı Kettering'in kanıyla aynı... ama Ygor'un kanıyla uyuşmuyor.
¿ Billy Alan Thomas?
Kettering'in Pyle'a açtığı dava.