Translate.vc / Spanish → Turkish / Kiran
Kiran translate Turkish
688 parallel translation
No tengo ninguno libre sin embargo, no te cobraré el alquiler.
Olmaz. Bir tanesini bile veremem. Kiranı azaltacağım ama.
Pero esa misma mañana, de repente tenía 30 rublos y pagó el alquiler. ¿ De dónde Io sacó?
Ama daha o sabah 30 ruble buldunuz ve kiranızı ödediniz. O parayı nereden buldunuz?
Me quedo con su baúl, pues no ha pagado el alquiler.
Eşyaların bende kalacak, çünkü kiranı ödemedin!
Es maravilloso tener el alquiler pagado y tener las cuentas pagadas, ¿ verdad?
Kiranın, tüm borçların falan ödenmesi harika bir şey, değil mi?
¡ Le pagaré la renta cuando tenga el dinero!
Param olunca kiranı vereceğim!
EL ROMPE ESPALDAS ATACA DE NUEVO PLATOS ROTOS AÑADEN MISTERIO AL CRIMEN SCOTLAND YARD BURLADO
BEL KIRAN KATİL GERİ DÖNDÜ Kırık Tabaklar Cinayete Sır Katıyor Scotland Yard Şaşkın
Kitty paga la mitad, ¿ no?
Kiranın yarısını ödüyor, değil mi?
Más le vale pagarme los meses atrasados.
Bana bak! Kalan kiranı ödesene sen!
Conque me pague el alquiler el viernes... y no ponga la radio por la noche, todo marchará bien.
Kiranı cumaları saat 5'te öde 11'den sonra radyo çalma, o zaman çok iyi anlaşırız.
- ¿ Quién paga su alquiler?
Kiranızı kim ödüyor? Ben tabiiki!
Por eso le he subido el alquiler.
Bu yüzden kiranı arttırdım.
Si continúas así, tendré que subirte la renta.
Kiranı on kuruş arttırıyorum.
¿ Se fijó al entrar anoche si el alquiler estaba en Ia mesa?
Şimdi, dün gece içeri girdiğinde kiranın masanın üzerinde olduğunu fark ettin mi?
Tenemos algunos candidatos, pero dicen que es caro.
Birkaç müşteri çıktı ama, kiranın çok yüksek olduğunu söylüyorlar.
Me olvido de pagar una cuota...
Bir ay kiranı ödemiyorsun- -
Te he cuidado toda tu vida, he pagado tus préstamos, transacciones, deudas.
- Hayatın boyunca sana baktım. Kiranı, borçlarını ödedim.
- Conseguiremos pagar ese alquiler.
- Kiranı ödeyeceğiz. - Bağış türü bir şey mi diyorsun?
- ¡ Cállese ya! Le pagaré.
- Kapa çeneni, kiranı alacaksın.
Resulta que estoy en mi cuarto y pago una buena parte del alquiler.
Hayır, yatak odamdayım ve kiranızın büyük kısmını ben ödüyorum.
Lo siento, pero estás atrasada otra vez.
Üzgünüm ama kiranı yine ödemedin.
- Oiga, si no va a jugar limpio...
- Bakın, şayet kiranızı ödemeyecekseniz...
¿ Cuánto es su alquiler?
- Kiranız ne kadar?
Te voy a pagar también...
- Kiranı da ödeyebilirim Roland.
El que firma el contrato, paga la renta.
Kira kontratını imzaladıysan kiranı ödemek zorundasın.
En un barrio no muy caro,... donde los alquileres son razonables, como en Valley Stream...
Pahalı olmayan bir mahallede olması gerekir. Kiranın makul olacağı bir yerde mesela, eee, Valley Stream.
No le pagas, y no dejas la habitación.
Kiranı ödemediğin yetmezmiş gibi evi de boşaltmıyorsun.
Paga la renta
- Kiranı öde.
Como una misma corriente se desarrollan las luchas de clases de la larga época revolucionaria... inaugurada por el ascenso de la burguesía ; y el pensamiento de la historia, la dialéctica, el pensamiento que ya no se defiende en la búsqueda del sentido de lo existente, sino que se eleva al conocimiento de la disolución de todo lo que es ; y en el movimiento disuelve toda separación.
Burjuvalarin yükselisiyle baslayan uzun devrim çaginin sinif çatismalari, diyalektik "tarih düsüncesi" yle artik var olanin anlamini arastirmaktan memnun olmayan fakat var olanin yerini almayi ögrenmeye çabalayan ve süreç sirasinda her bölünmeyi kiran düsünce art arda gelismistir.
Espero que hayas pagado tu renta, amigo.
Umarım kiranı ödemişsindir hemşerim.
Es estupendo despertar con la renta pagada.
Sabah uyandığında kiranın ödenmiş olması harika.
Pagarás la mitad de la renta y de los gastos. ¿ Alguna duda?
Kiranın yarısını ve harcamaları ödersin, soru var mı?
La señorita Eva pagó su alquiler y dijo que vendría hoy... pero mucho antes.
Bayan Eva kiranızı ödedi ve bugün geleceğinizi söyledi, ama çok daha erken.
- ¿ Quién te va a pagar el alquiler?
- Kiranı kim ödeyecek?
¿ Quién te va a pagar el alquiler?
Kiranı kim ödeyecek?
Estás atrasado con la renta.
Kiranı ödemiyormuşsun.
No pagas la renta y te paseas por la habitación - hablando y riendo, por lo cual el tipo de al lado pidió otro dormitorio.
Kiranı ödemiyor ve sürekli odanda kendi kendine - konuşuyor ve gülüyormuşsun. Bu yüzden yan odandaki adam başka oda istiyormuş.
El administrador de tu vivienda dice que debes dos meses de renta.
Konut birimi yönetimi ise iki aydır kiranı ödemediğini söyledi.
Si va a pasar tres noches a la semana puede pagar la mitad del alquiler.
Haftada üç geceyi kalacaksa kiranın yarısını ödesin.
Pero si le pido que page la mitad, es como pedirle que se traslade a vivir conmigo.
Kiranın yarısını istersem, bana taşınmasını istemiş gibi olurum.
También pagaré tu renta.
Kiranızı da ödeyeceğim.
Yo pago el alquiler.
- Kiranı ben ödüyorum.
¿ Utilizaba esos regalos para pagar el alquiler?
- Pek değil. Bu hediyeleri kiranızı ödemek için kullandınız mı?
Apenas puedes pagar la renta, ¿ y me vienes con sermones?
Sen kiranı bile zor ödüyorsun, bana ne yapacağımı mı söyleyeceksin? Hadi oradan!
- Pago la mitad del alquiler!
- Kiranın yarısını ödüyorum!
¿ Nos desnudamos juntos y nos tocamos... y nos hacemos el amor y no puedes contarme cuánto pagas por el alquiler?
Birlikte yatıyoruz ama kiranın ne kadar olduğunu söylemeyecek misin?
Rose, ¿ cuánto pagas de hipoteca?
Rose, ev kiran ne kadar?
Además, el gran estado de Alaska paga tu alquiler.
Ayrıca, kiranı yüce Alaska eyaleti ödüyor.
La renta de los tres meses.
Üç aylık kiranız.
¿ Por qué debería hacerle un favor?
Kiranızı arttırmak zorundayım.
¿ Pagan tu renta y tu casa?
Kiranı mı ödüyorlar?
Es extraño con esa renta tan baja.
Kiranın bu kadar düşük olduğuna göre bu, çok garip.