English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Spanish → Turkish / Kirin

Kirin translate Turkish

58 parallel translation
Y en el sótano cargan cajas entre polvo y suciedad.
O mahzende, toz ve kirin içinde kutuları taşıyıp durduklarını.
Quizás a mi Señor le gustaría librarse de él.
Belki efendimiz kirin çıkarılmasından hoşlanacaktırlar.
- Está ahí dentro. ¡ Romped el candado!
- O iceride. Kilitleri kirin!
- Rompedlo.
- Kirin.
Rompedlo.
Kirin.
¡ Todos adentro!
Hepiniz, kirin kapiyi!
Han llegado las estimaciones de la empresa Kirin.
Hill Ortaklığı'nın bütçesini getirdim.
¿ Crees que se siente bien currando 8 horas entre zapatos, polvo, mugre, mierda...?
8 saat kan ter içinde kalmak onun çok mu hoşuna gidiyor? Ayakkabıların, kirin, pisin içinde gerzeklerle uğraşmak?
O Michelob, Kirin, Becks, Dos Equis, Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown...
Kirin, Becks, Dos Equis... Perrier, Anchor Steam, Doctor Brown var.
Un poco de polvo nunca dañó a nadie.
Biraz kirin kimseye zararı olmaz.
Si quieres tráete Kirin light.
Sen eğer birşey getireceksen Kirin Light getir.
¡ Donde está la suciedad, Shelly!
Kirin olduğu yeri Shelly!
Aporread las puertas.
Kapilari kirin.
- ¡ Medidas preventivas!
- Gönderildi. - Dümeni tam sola kirin!
Hay evidencias de obstrucción debido a suciedad en la nariz y boca, que indica que la suciedad fue inhalada.
Pislik dolmasın diye ağzı tıkanmış. Bu da kirin nefes alırken dolduğunu gösteriyor.
No importa lo que digan. La herrumbre, la sangre y la mugre no salen.
Ne söylerlerse söylesinler, o pasın, kanın ve kirin hiçbiri çıkmaz.
La suciedad es interesante, las manchas eso es fácil.
GRISSOM : Bu kirin ilginç benekleri var
Ve y busca el expediente de Miko... y llama al laboratorio por lo de la tierra de debajo de las uñas.
Mikonun dosyasını bul.... ve tırnaklarındaki kirin analiz sonucunu laboratuardan al.
Abby confirmó que la suciedad bajo las uñas de MacDonald tiene la composición sedimentaria del fondo del mar.
Abby Er MacDonald'ın tırnaklarındaki kirin okyanus dibindeki tortuyla aynı olduğunu buldu.
Cuando me saco la cera de la oreja resulta que es de un color peculiar.
Kulağımdan çıkan kirin rengi oldukça garip.
Los profesionales de la limpieza sabemos que la fuente de la suciedad está siempre ahí.
Meslekten temizlikçilere, kirin kaynağı durur hep yerli yerinde
Nunca pude saber como Channary obtuvo esa suciedad en su boca.
Channary'nin ağzındaki kirin nereden geldiğini bir türlü anlamamıştım.
Sé que hay un joven apuesto debajo de todo ese pelo y suciedad
Şimdi, bu kadar saç ve kirin arasında yakışıklı ve genç bir adamın olduğunu biliyorum.
Y tú...
Ve ben onları kirin içinde öğüteceğim.
Sí, es una S grande y sucia, de Sucia.
Bu büyük pis bir "K", Kirin K'sı.
Y aunque pudieras, debajo de la tierra sólo habría más tierra.
Ve süpürsen de, kirin altından yine kir çıkacaktır.
Lo golpearon a palos!
Onun kemiklerini kirin!
El mismo de siempre, Héctor, peleando en la mugre.
Hala aynı eski Hektor kirin içinde dövüşüyor.
Es asombrosa cuánta suciedad llevamos en nuestras manos.
Ellerimizde taşıdığımız kirin haddi hesabı yok.
¿ Qué sabes sobre los kirins?
Kirin hakkında ne biliyorsun?
¿ Alguna vez has trabajado con un Kirin antes?
Daha önce hiç, bir kirin ile çalıştın mı?
Y el kirin dice que mis recuerdos no están, y que no van a volver.
Kirin'in dediğine göre anılarım gitmiş ve geri gelmeyecekler.
Supongo que debajo de toda la suciedad es atractiva.
Sanırım tüm o kirin altında bir çekicilik yatıyor.
¿ Entraste a la Escuela de Arte Kirin?
Kirin Sanat Okuluna kabul edildin mi?
Hyung, hoy fui a la Escuela de Arte Kirin.
Hyung, bugün Kirin Sanat Okuluna gittim.
Eso es cierto, ¿ cómo podrías entrar a la Escuela de Arte Kirin?
Tabi, sen nasıl Kirin Sanat Okuluna girebilirsin?
¿ Escuela de Arte Kirin?
Kirin Sanat Lisesi mi?
También usaré una minifalda y también depilaré mis cejas... si puedes entrar en la Escuela de Arte Kirin.
Ben de mini etek giyerim hatta kaşlarımı da aldırırım. Eğer sen Kirin Sanat Okuluna girersen.
Va a ser especialmente admitida en la Escuela de Arte Karin.
O Kirin Sanat Okuluna özel kabul edilen kişi.
Soy Kang Oh Hyuk, trabajo como profesor en la Escuela de Arte Kirin.
Ben Kang Oh Hyuk, Kirin Sanat Okulunda öğretmenim.
Me despidieron de la Escuela de Arte Kirin.
Kirin Sanat Okulundan kovuldum.
¿ Quiere que trabaje en la Escuela de Arte Kirin como profesor de inglés?
Kirin Sanat Okulunda İngilizce öğretmeni olarak çalışmamı mı istiyorsun?
[Jung Ha Myung Escuela de Arte Kirin]
[Jung Ha Myung Kirin Sanat Okulu]
¡ Mira como sale...!
Şu kirin çıkışına bak...!
Me desmayé en el parque el otro día, y unos niños... escribieron "lávame" en la suciedad de mi vagina.
Geçenlerde parktan geçiyordum ve çocuklar vaginamdaki kirin üzerine "beni yıka" yazdılar.
Y tierra.
Üstelik kirin toprağın içinde olacağız!
¡ A babor!
iskeleye kirin!
Sí, debe estar limpia y protegida de gérmenes.
- Evet, mikroplardan korunmak için kirin temizlenmesi gerekli.
Tiene las uñas rotas, y debajo, además de porquería, parece que tenga cagada de pájaro de la barandilla.
- Tırnakları kırık, ayrıca altlarından kirin yanı sıra, korkuluktaki kuş pisliğine benzer bir şey çıktı.
Derriben cada pared si tienen que hacerlo.
Gerekirse her duvari kirin.
Es la marca del Kirin Tor.
Bu Kirin Tor'un damgası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]