Translate.vc / Spanish → Turkish / Lasse
Lasse translate Turkish
210 parallel translation
Lasse, ¿ estás aquí?
Lasse, orada mısın?
Lasse y yo iremos a comprar un brazalete de luto.
Lasse ve ben matem kuşağı almaya gidiyoruz.
¡ Lasse está mintiendo!
Lasse yalan söylüyor!
Papá, Lasse está mintiendo.
Baba, Lasse yalan söylüyor.
Lasse, no chupes la ventana que está sucia.
Lasse, dilini sürme oraya. Pis.
Ingvar. Lasse.
Ingvar.
¡ Lasse! ¡ Lasse!
Lasse!
¡ Hola, Lasse!
Selam, Lasse!
- Lasse. ¡ Salud, John!
- Lasse. Şerefe, John.
¡ Lasse, aquí está el cohete!
Lasse, işte roket!
"No estás solo" Una película de Lasse Nielsen
Yalnız Değilsin
Lasse, ¿ por qué no nos pones una de tus películas?
Lasse, şu sapık filmlerinden birini bize göstersene.
Hola. Soy Lasse Karlsson de Tommelilla.
Merhaba, ben Tomelilla'dan Lasse Karlsson.
Me llamo Lasse Karlsson de Tommelilla, he venido a...
Tomelilla'dan Lasse Karlsson. Hizmetimi sunmak için...
Me llamo Lasse Karlsson.
Ben Tomelilla'dan Lasse Karlsson.
Soy Lasse Karlsson de Tommelilla, busco trabajo.
Hizmet sunmak için buradayım. Çok yaşlısın İsveçli.
Hola, soy Lasse Karlsson de Tommelilla.
Ben Tomelilla'dan Lasse Karlsson. Size...
No los vayas a destrozar. ¡ Lasse!
- "Onları yıpratmasın."
¡ Lasse!
Lasse?
Lasse es pobre y viejo.
Yaşlı ve fakir Lasse.
Mi padre me remienda la ropa.
Giysilerimi Lasse dikiyor.
Mi padre volverá a casarse. Si encuentra a alguien que le quiera.
Lasse onu isteyen birini bulabilirse yeniden toparlanacağız.
Te presento a nuestro vaquero Lasse Karlsson y a su hijo Pelle. Hola.
Bu, sığır bakıcımız Lasse Karlsson ve oğlu Pelle.
Te tengo pedir un favor, Lasse.
- Senden bir şey isteyeceğim Lasse.
Han pasado siglos desde que Lasse Karlsson saliera con una.
Eskiden sende iş varmış Karlsson.
Eres muy viejo, Lasse.
Çok yaşlısın Lasse.
Lasse, haznos un favor.
- Hey Lasse. Bize bir iyilik yap!
Ve a la tienda y tráenos brandy.
- Evet Lasse. Bize biraz konyak getir.
Siempre decían, ¿ dónde está Lasse? ¡ Avisa a Lasse Karlsson!
Eskiden kızlar "Lasse Karlsson'ı istiyorum." derlerdi.
Mi padre nunca me mataría.
Lasse bunu bana asla yapmazdı.
¡ Lasse!
Lasse! Acele et. Geliyorlar!
Si alguien se mete contigo diles que tu padre es Lasse Karlsson de Tommelilla.
Biri sana bir şey mi yaptı? Onlara babanın Tomelilla'dan Lasse Karlsson olduğunu söyle.
Porque dijo cosas malas de mi padre. ¿ Y qué dijo?
Çünkü Lasse hakkında kötü şeyler söyledi.
- Lasse...
Lasse...
- No, no, no, no. A ver, Lasse, compórtate. - ¿ Quieres soltarme?
- Gitmeme izin ver!
- Lo siento mucho, Lasse, pero no puedo hacer nada por ti.
Üzgünüm, yapabileceğim hiçbir şey yok.
- A Alan Svenson. - ¿ Qué coño haces aquí?
- Allan Svensson. Burada ne halt ediyorsun? Lasse... hu hu?
– Estaba con Lasse Lakken.
- Bilmiyorum. - Lasse ile birlikteydim. - Lasse Lakken ile mi?
Bedford? Yifter? Lasse Viren?
Bedford, Yifter, Lasse Viren?
La carrera está en la bolsa.
Senden soz ediyor, Lasse.
Lasse Viren, el ganador, 27 : 38. Quebrando el récord mundial de 27 : 39.4...
Yirmi yedi nokta otuz sekizle, yirmi yedi nokta otuz dokuz olan dünya rekorunu kırdı.
Como Ian Stewart, Lasse Viren...
Lasse Viren gibi şampiyonların işine yarar. Böyle yavaş bir tempo Ian Stewart.
Mohammed Gammoudi está junto a él. Y también Steve Prefontaine!
Lasse Viren bu yılki oyunlarda ikinci altın madalyasını almaya yaklaşıyor.
No sé si quiero entrenar como un loco y patearle el culo a Lasse Viren
Çok tuhaf. Bu günlerde...
O quedarme en la cama. Mira, ya no eres más ese Rube de Coos Bay.
Deli gibi çalışıp Lasse Viren'e dünyanın kaç bucak olduğunu göstersem mi, yoksa yatıp uyusam mı, hiç bilmiyorum.
¡ Eh, Lasse!
Hey, Lasse!
¡ Lasse!
Lasse!
Me llamo Lasse Karlsson.
Adım Lasse Karlsson.
Hola.
Ben Tomelilla'dan Lasse Karlsson.
Lasse Karlsson.
Lasse Karlsson.
Ese hombre es uno de los más grandes corredores del mundo.
Yirmi üç yaşındaki Finli polis memuru Lasse Viren yarışı kazandı. Bu adam uzun süredir dünyanın en iyi atleti.