Translate.vc / Spanish → Turkish / Lees
Lees translate Turkish
2,087 parallel translation
- ¿ Qué lees, ornitorrinco?
- Ne okuyorsun kedicik?
Espero haber sanado en el año de separación y estar sentada a tu lado mientras lees esta carta.
Umarım bir yıl içinde düzelirim. Ve sen bu mektubu okurken, yanında oturuyor olurum.
- Lees los periódicos?
- Gazeteyi okudun mu?
¿ por qué no lo lees en alto?
çünkü sen yazdın, niçin yüksek sesle okumuyorsun?
¿ Por qué no lees esta noche?
Neden bu gece sen okumuyorsun?
¿ Qué lees?
Ne okuyorsun?
Por qué no me lees a mí?
Neden bana okumuyorsun?
Francamente, no me interesa, porque tú lees tan bien como él.
Açıkçası, umurumda değil çünkü sen de onun kadar iyi okuyorsun.
Por ejemplo, si lees las enseñanzas de Jesús, él es muy compasivo
Mesela Isa'nin ogretilerine bakarsaniz cok bagislayicidir.
En la escritura de fundación abres la Doctrina y Convenios, lees la autobiografía de Joseph Smith.
Kurucu yazitlardaki akitler doktrinine baktiginda Joseph Simith'in biyografisini gorurursunuz...
Lo percibo siempre que lees los artículos de Sebastián.
- Her gün Sebastian'ın yazılarını okuduğunu biliyorum.
¿ O es que no lees los periódicos?
Gazeteleri okumuyor musun?
- O tal vez es que si los lees.
Belki de okumusundur.
Esto es lo que lees con tu novio ¿ eh?
Eminim o gece sevgilinle ilgili olanı okudun di mi?
Cielos, qué bueno que lees idioma vagabundo.
Serserice okumak çok iyi bir şey.
No creas todo lo que lees.
Okuduğun her şeye inanma.
- ¿ Lees Cosmopolitan?
- Sen Cosmopolitan mı okuyorsun?
- ¿ Lees las energías?
- Demek öyle?
¿ Lees los periódicos?
Gazete okuyor musun?
- ¿ Lees algo?
- Herhangi bir şey okuyor musun?
¿ Lees los periódicos, ahora?
Gazete mi okuyorsun?
¿ Vos lees ahora Diccionarios?
- Okumayı mı söktün?
No sabes que cuando lees un mapa lo mantienes apuntando en la dirección en la que vas, lo volteas y lo lees de arriba hacia abajo, arriba-abajo.
Harita okurken gittiğin yöne doğru tutacağını bilmiyor musun? Döndüğümüzde çevir. Yukarıdan aşağı oku, yukarıdan aşağı.
¿ Qué sucede, Lees?
Ne oldu, Lees?
¿ Lees mucho?
Çok okuyor musun?
¿ Crees todo lo que lees?
Her okuduğuna inanır mısın?
¿ Lees libros de él?
Kitaplarını okudun mu?
Si lees lo que averiguó Robert sobre cómo actúa este sujeto, salta a la vista lo que se propone.
Robert'ın bulduğu her şeye bakıp da bu piçin kim olduğunu anlamamak elde değil.
No puedes creer todo lo que lees.
Her okuduğuna inanamazsın.
Ya no lees sobre las rubias esculturales en los diarios.
Artık endamlı sarışınlar gazetelerde pek çıkmıyorlar.
Pero lees demasiado rápido.
Çok hızlı okuyorsun.
- ¿ Qué lees?
Ne okuyorsun?
¿ Me lees?
Beni duyuyor musunuz?
No debes creer lo que lees en los periódicos.
Gazetede okuduğun her şeye de inanma.
Tú lees mentes. Tú no...
Sen akıl okursun.
Una vez porque lees, Una vez porque duermes.
Bir "okuduğun için", bir "uyuduğun için"...
Amigo, ¿ jamás lees el boletín interno?
İlan panosunu hiç okumaz mısın?
Sé que te gusta usarla mientras lees tus libros de arte.
Sanat kitaplarını okurken bere takmayı sevdiğini biliyorum.
¿ No lees los periódicos?
Gazete okumuyor musun?
No sé. Estamos recién casados, si lees el...
Daha yeni evlendik, şunlara bak...
¿ Por qué lees estas revistas?
Neden bu dergileri okuyorsun?
Lees sobre una masacre en Darfur o un autobús que explota, y dices : "¡ Dios mío, el horror!" Y luego cambias la página y terminas tus huevos de granja.
Darfur'daki bir katliamı veya bir okul servisinin patladığını okuduktan sonra, "Tanrım, korkunç!" deyip de sonra sayfayı çevirip yumurtanı yer, çayını mı yudumlarsın?
Lees sobre estos pobres chicos, golpeados y hambrientos y te preguntas, ¿ por qué les permitieron tenerlos?
Ama bütün bu dövülen ve aç kalan çocuklarla ilgili haberleri okuyorsun ve merak ediyorsun. Neden bu çocuğu yapmalarına izin verilmiş?
Ok, Jody, ¿ por qué no nos lees algo? - ¿ Yo?
- Peki, Jody, sen bize okusana?
Me lees la mente.
Adeta aklımı okuyor gibisin.
¿ Lees la mente de una chica muerta pero no obtienes nada de este sujeto?
Ölü bir kızın aklını okuyabiliyorsun ama bu adamdan hiçbir şey öğrenemiyor musun?
¿ Quién es George Worthy y por qué lees su expediente?
Evet. George Worthy kim ve neden bu dosyaya bakıyorsun?
... lees Harry Potter en tu tiempo libre.
Boş kalınca da "Harry Potter" okuyorsun.
¿ O es que no lees las actas?
Yoksa tutanakları okumuyor musun?
75650. como se lees esto?
75650 bu nedir güzelim?
¿ Tú lees Wired?
- Wired mı okuyorsun?