Translate.vc / Spanish → Turkish / Liam
Liam translate Turkish
3,913 parallel translation
Creo que Liam está un poco nervioso.
Sanırım Liam biraz gergin.
Liam, corre.
Liam, kaç.
¡ Liam!
Liam!
Supongo que el padre de Liam tiene muchas preguntas.
Sanırım Liam'ın babasının bir sürü sorusu var.
Como Malia, tal vez Liam. Definitivamente yo.
Malia gibi, Liam da olabilir ve kesinlikle ben.
Liam, ve a casa.
Liam, evine git.
Liam, has sido un hombre lobo por cinco minutos.
Liam, sen daha yeni kurt adam oldun.
Necesito regresar con Derek y Liam.
Benim Derek ve Liam'la birlikte arkada oturmam gerek.
Liam, ¿ sigues conmigo?
Liam, beni duyuyor musun?
¡ Liam, dilo de nuevo!
Liam, tekrar et!
Liam...
Liam.
Liam, Liam.
Liam, Liam.
Liam, mírame.
Liam, bana bak.
Y también Liam, tu mejor amigo.
En iyi arkadaşın Liam'ın da öyle.
¿ A qué se deben esas miradas con Liam?
Liam Looks arzun yeniden mi doğdu?
Es el cumpleaños de Karma, y Liam no puede estar con ella por razones demasiado complicadas y jodidas para especificar.
Bugün Karma'nın doğum günü ve Liam bazı sebeplerden ötürü onla birlikte olamaz. çok karmaşık ve detaya açık bir konu.
Buen intento, Theo, pero lo que Liam necesita es hablarlo con unos sándwiches de queso en Millie's Diner.
İyi deneme, Theo, ama Liam'ın ihtiyacı olan şey, bu konuyu Millie'nin Lokantasında ızgara peynir yerken, konuşarak atlatmak.
Dame la razón, Liam.
Destek çık bana, Liam.
- Es de Liam.
- Liam'dan.
Hoy se suponía que iba a ser para nosotras, pero aquí está, Liam Booker, cuando pensé que ya habíamos acabado con eso.
Bugün bize özel olmalıydı, ama yine o, Liam Booker, her şeyi geride bıraktığımızı düşündüğüm an karşımızda.
Sabía que no podía estar con Liam y seguir con nuestra amistad,
Ben Liam'la birlikteyken, senle arkadaş kalamayacağımızı biliyordum, ben de seni seçtim!
Creí que estarías con Liam.
Liam'la olduğunu sanmıştım.
Soy Liam, tú eres Elena.
Ben Liam'ım, sen Elena'sın.
Liam está muy involucrado en esta protesta.
Liam bu protestoya gerçekten çok ilgili.
Liam me ha dicho que os habéis acostado.
Liam ikinizin yattığını söyledi.
No puedo creer que te lo contara.
Liam'ın sana anlattığına inanamıyorum.
Liam está tan lleno de culpa que está a punto de decírselo a Karma.
Liam vicdan azabı çekiyor ve Karma'ya anlatmak üzere.
Liam es muy reservado en cuanto a su familia.
Liam ailesi hakkında çok gizli.
- Liam, cariño, ¿ puedes decirle a los camareros que decanten el vino?
- Liam, canım, lütfen garsonlara şarabı servis etmelerini söyler misin?
Liam tiene un problema con presentarme a su familia. ¿ Sois asesinos?
Liam beni ailesine tanıştırma konusunda biraz takıntılı. Yoksa suikastçı mısınız?
Liam, por favor haz lo que te he dicho mientras le pongo a esta adorable jovencita algo más apropiado para la ocasión de hoy.
Liam, ben bu genç sevimli hanıma bugünkü ortama daha uygun bir şeyler giydirirken, lütfen sana dediğimi yap.
Sí, estabas allí cuando hicimos esa protesta... No le conté a padre lo de la pequeña rebelión de Liam contra del negocio familiar.
Evet, okulumuz protesto düzenlediğinde sen de oradaydın... A-a-a. Liam'ın aile işimize karşı olan küçük devriminden babama asla sözetmedim.
Vaya, no puedo creerme que Liam Booker sea el heredero de Skwerkel.
Vov, Liam Booker'ın Skwerkel'in varisi olduğuna inanamıyorum.
Soy la novia de Liam, y estoy embarazada.
Liam'ın kız arkadaşıyım, ve hamileyim.
- ¿ Saben dónde conocí a Liam?
- Liam'la nerde tanıştım biliyor musunuz?
- Liam.
- Liam.
¿ Quién eres, Liam Booker?
Kimsin sen, Liam Booker?
- Liam, por favor, ahora no.
- Liam, lütfen şimdi değil.
Ya basta, Liam.
Bu kadar yeter Liam.
Liam, yo puedo ayudar.
Liam, ona yardım edebilirim. Güzel.
No, Liam. No es a lo que me refería.
Hayır Liam, ben bunu kastetmedim.
No conozco a Liam Neeson.
Liam Neeson'ı tanımıyorum.
Te va bien en la escuela, estás siguiendo tus sueños, conociste a Liam, quien también tiene muy lindos ojos,
Okul iyi gidiyor. Hayallerinin peşinden gidiyorsun. Liam ile tanıştın, ki onun da gayet güzel gözleri var.
Liam.
- Liam.
Bueno, tal vez Liam deje de investigar la recuperación milagrosa de Lady Whitmore, y no deberás lamentarte.
Belki Liam, bayan Whitmore'un mucizevi iyileşişinin peşini bırakır ve sen de sızlanmak zorunda kalmazsın.
Liam, hola.
Liam, selam.
A ti también, Liam.
Seni de öyle Liam.
Liam... Aún está aquí.
Liam hâlâ burada.
Liam, tú tienes un sacacorchos en tu habitación.
Liam, odanda bir tirbüşon var.
Liam.
Liam.
Ese sería Liam Davis, primero de su clase, notas perfectas en su primer año llevando clases de niveles avanzados, sin mencionar que es de la realeza médica.
Liam Davis. Mezuniyet konuşmacısı. İlk senesinde tüm notları A.